2.BÖLÜM

32 1 0
                                    

Selam geciktiği için kusura bakmayın. Gerçekten çok yoğun bir hafta geçirdik. :)) Bu arada iki kişi yazıyoruz ihmal etmemek için. Şimdiden iyi okumalar. Eğer beğenmediğiniz görüşler olursa bildiriniz. Teşekkürler.

Yeni Hayat

Destina
Uçak varmış, ben yol boyunca etrafıma bakındığımdan farketmedim. Ablamın sesiyle kendime geldim.
"Ablacım, geldik. Hadi yardım ette eşyalarımızı alalım."
İstemeyerek ilk adımlarımı attım Izmir'e. Nasıl alışacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Antalyayı seviyordum. Arkadaşlarım vardı. Anılarım vardı. Ama ablam bunun benim için daha iyi olacağını söylüyordu. Deli muamelesi hiç hoşuma gitmiyordu. Sadece biraz üzgündüm. Biraz. Belkide birazdanda çok.

Anıl eniştem biz daha Izmir'e gelmeden ev bakınmış. Tanıdığı birkaç arkadaşına sorup soruşturmalarını istemiş ve sonunda bir ev bulup satın almış. Evin eşyalarınıda biz yorulmayalım diye çoktan döşetip temizlikçi çağırıp oturulabilecek seviyeye getirmişti.

Arabayla evin bulunduğu yere geldik. Sahile bakıyordu ev. Güzel ve hoştu. Eve çıktık. Gerçekten çok güzeldi. Benim için bir oda bile ayarlamıştı Anıl eniştem. Duygulanıp sarılarak teşekkür ettim. Çok ince düşünen bir adamdı ve ablamı fazlasıyla hakediyordu.
Hızla odama geçip incelemeye koyuldum. Yeni bir halı, avize konulmuştu odama. Kalemime silgime kadar herşey yerli yerindeydi. Çok yorulmuştum ve acaip derecede uykum gelmişti. Dolabımı açtığımda askıda asılı duran çok güzel elbiseler gördüm. Tam elbiseleri alıp eniştemin yanına gidicektimki kapım çalındı ve eniştem odama girdi.
"Beğendin mi bakalım küçük hanım?"
"Ya enişte çok teşekkür ederim hiç gerek yoktu. Zaten o kadar uğraşıp yorulmuşsun birde bunlar.." sözümü bitirmeme izin vermeden,
"Sizin için az bile. Hadi bakalım ablan yemek hazırlayana kadar biraz uyu, yorulmuşsundur." Diyerek odamdan çıktı.
Ablamda çok yorulmuştu. O yemek yaparken uyumak içime sinmedi ve gidip yardım etmek istedim.
Beraber yemekleri hazırlayıp masaya oturduk. Bir güzel yemeğimizi yedikten sonra eniştem;
"Okullar açılalı 2 gün oldu. Ben senin okul kayıt işlemlerini tamamladım. Okul kıyafetlerin, kitapların, herşeyin odanda. Yarın sabah hazırlan ablanla beraber okula bırakalım seni olur mu?"
"Okula gitmek istemiyorum." Dedim buruk bir sesle.
"Nedenmiş o?" Dedi ablam.
"Öyle işte, kimseyi tanımıyorum etmiyorum."
"Tanışacaksın ablacım. Bak böyle yaparak beni çok üzüyosun. Kırma beni lütfen. Eğer hazır hissetmiyorsan bir iki gün daha evde dinlenebilirsin bunu anlarım, ama hem derslerinden geri kalacaksın hemde ben artık hazır olduğunu düşünüyorum."
Ablamı daha fazla üzmeye hakkım yoktu. Sonuçta tek benim annem ve babam değildi. Acımı içimde yaşamalıydım.
"Peki, sabah hazırlanırım beraber çıkarız ablacım" dedim zorla tebessüm ederek.
Ablam elimden sıkıca tuttu ve "Seni çok seviyorum birtanem."

Sabah ablamın sesiyle uyandım ve hazırlanmaya koyuldum. Eteğime, t-shirt'üme kadar herşeyim ütülenmişti bile. Saçlarımı düzleştirip, hafif bir makyaj yaptım. Çantamı alıp ablamları bekledim.
"Günaydın tatlım"
"Günaydın ablacım"
"Çok şık gözüküyorsun" diyerek tatlı bir konuşmadan sonra evden çıktık.
Sonunda okula gelmiştik. Bir kolej, büyük bir kolej. Bu ne demek oluyordu? Annem ve babam hayattaykende koleje gittiğim doğruydu ama şimdi koleje gitme gibi bir zorunluluğum yoktu. Eniştem bana bakmak zorunda değildi.
"Bu ne demek oluyor?"
"Ne ne demek oluyor ablacım?"
"Enişte neden kolej?"
"Eğitimin herşeyden daha önemli. Babanın istediği gibi kendi ayaklarında sağlamca duran bir kız olacaksın sen"
"Enişte bana bakmak zorunda değilsin. Zaten evinizde kalarak size yeterince yük oluyorum. Birde kolej parası mı vereceksiniz?"
"Ablacım bunu ben istedim. Lütfen. Sanki durumumuz yok gibi konuşma. Allah'a şükür zor durumda değiliz. Hadi şimdi sınıfına çık."

Olanlar biraz zorumada gitse herşeyi benim iyiliğim için yaptıklarını biliyordum. İlk olarak müdürün odasını buldum ve sınıfımı öğrendikten sonra sınıfıma geçtim. Bir sıra bulup oturdum. Aradan zaman geçtikçe sınıf doluyordu. Bir kız bana doğru yaklaşıp,
"Boş mu? Oturabilirmiyim?" Diye sordu.
"Tabikide"
"Teşekkür ederim. Yeni misin? Ilk defa görüyorum seni?" Dedi sevecen tavrıyla.
"Evet, Izmire yeni taşındık"
"Nerden geliyorsunuz?"
"Antalya. Sen geçen senede burda mıydın?"
"Evet eskilerdenim ben" dedi ve beraber gülmeye başladık.
"Bu arada ben Damla."
"Bende Destina. Memnun oldum"
"Ee hadi kalk yemekhaneye gidip birşeyler içelim daha zilin çalmasına çok var. Hem arkadaşlarımlada tanıştırırım seni."
"Olur."
Yemekhaneye girdik ve bir masaya doğru yaklaştık. Üç kız oturuyordu.
"Merhaba kızlar. Bakın bu Destina. Aramızda yeni. Bizim sınıfa düşmüş"
"Demek bizim başka sınıfa gidiceğimizi duyar duymaz yeni arkadaş buldun" diyerek güldü biri.
"Ya ciddimisin? Ayrı sınıflarda mıyız yani?"
"Maalesef öyle birazcık. Herneyse Destina, benim adımda Elif"
"Bende Ebru"
"Didem bende"
"Memnun oldum kızlar."
Sıcak tavırları, küçük espirileri hoşuma gitmişti hepsininde. Hemen arkadaş edinmekte bana çok iyi gelmişti.
Müdürün kısa konuşmasından sonra sınıflarımıza geçtik.
Öğretmenler ile tanışma faslından sonra anladım ki okulun ilk günü birçok öğretmenden dolayı okula hiçkimse gelmemiş. Yani hiçbirşeyden geri kalmamıştım.
Tenefüstür, derstir derken okulun ilk günü bitmişti.
Damla ile telefon numaralarımızı birbirimize verdikten sonra vedalaşıp ayrıldık. Eniştem ve ablam beni okuldan almaya gelmişlerdi. Arabaya gayet mutlu bir şekilde bindiğimi gören ablam;
"Anlaşılan güzel bir gündü. Ne dersin?"
"Ne yalan söyleyeyim bu kadarını beklemiyordum."
"Aferin işte bu. Senden beklediğim tek şey yüzünün gülmesi."
Eniştemde günümün güzel geçmesine çok sevindi.
Eve geçip yemek hazırladıktan sonra bir güzel karnımızı doyurduk. Odama geçip birkaç derse göz attıktan sonra biraz kitap okudum. Ablamlar film izliyordu. Rahatlarını bozmak istemedim. Odamdaki balkona çıktım. Deniz tam karşımdaydı. Biraz müzik dinledim. Internette takıldım ve bedenimin yorgunluğuna dayanamayıp ablamlara iyi geceler dedikten sonra uyumaya koyuldum.

Selen
Annemler kaza yaptığı gece Destina beni defalarca aramıştı. Aramaları görünce meraklandım. Destinayı aradım ama cevap vermiyordu. Annemin ve babamın telefonuda kapalıydı. Meraktan çıldırmak üzereydimki Anıl gidip bakalım deyince evden hızla çıktık. Kapıyı çalmama rağmen kimse açmadı. Anahtarlarım olduğundan direk eve girdim. Evde kimse yoktu. Destina'nın lambası yanıyordu. Odasına girince gördüğüm manzarayla şok oldum. Yerde öylece duruyordu. Telefonuda yerdeydi. Tam o an Destina'nın telefonu çaldı. Annemdi. Hemen telefonu açtım.
"Alo anne! Anne nerdesiniz çabuk gelin Destina bayılmış ne yapacağımı bilmiyorum"
"Hanımefendi sakin olun. Ben hastaneden arıyorum. Anneniz ve babanız kaza geçirdi. Hemen hastaneye gelirseniz iyi olur."
Bir an kendime gelemedim. Tepemden aşağı kaynar sular döküldü sandım. Anıl hemen Destinayı alıp arabaya bindirdi.
Hastaneye varmıştık. Destinayı ayrı bir odaya aldılar. Hemen annemin ve babamın durumunu öğrenmek için koştum. Yoğun bakımda olduklarını, durumlarının çok ağır olduğunu öğrenince koşarak oraya gittim...

Anıl
Destinayı arabaya bıraktıktan sonra direksiyona koyuldum. Neler olduğunu anlayamıyordum anlamakta istemiyordum ama içimde çok tuhaf hisler dolaşıyordu Selen çok üzülecekti. Bunun olmaması için elimden gelen ne varsa yapacağıma dair kendime bir söz verdim...

MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin