Uah uyandığım da saat 2 olmuştu.Aklıma Berna geldi ve kafamı hemen ranzanın alt tarafına uzattım bizim ki hâlâ uyuyordu.Birbirinden güzel uyandırma tekniği kafama üçüşse de hemen bu düşünceleri beynimden defettim.Çünkü bunun bedelini katbekat ödetirdi .
Belki hâlâ uykum vardır diye tekrar uyumaya çalıştım ama uykum yok bir daha denedim yine yok bir daha uyumaya çalıştım yine yok.Uykumun olmadığı denemelerden sonra tesçillenmiştir
Telefonumla bir süre oynadıktan sonra saat dörtte olacak işaret dili kursum için hazırlanmaya başladım oturdum,kahvaltı yaptım derken tabii kahvaltı denilirse...Böylece vaktim geldi.Annemle babam evde olmadıkları için Berna'ya gittiğime haber vermek zorundayım ama sorun şu ki Berna'ya kış uykusuna yattığı için beni zorlamadan uyanacağını veya duyacağını sanmıyorum.Vaktim az kaldığı için diğer odadan odama doğru bir olimpiyat koşucusuymuşum gibii depara bastım ve nefes nefese
-Bbbb -oyy nefes-eeeeerrrr-tekrar nefes-naaaaaaa-uzun bir nefes çekme-
Tabii ki bizim ki bu kadar nefes nefese çıkan sesi duymadı bu yüzden nefes aldım verdim ve biraz daha gür sesle seslendim ama yine de duymadı.Yoksa bayıldı mı?öldü mü?diye endişelenmeye başladım ve hemen yatağa doğru atladım. Elimi boynuna götürdüm ve nabzını kontrol ettim... atıyordu yine de emin olmak için yani denemekten zarar gelmesin diye bu sefer de parmaklarımı kalın bir yaparak bileğinden nabzını duymaya çalıştım... atıyordu.Bileğimdeki saate baktığım da kursun başlamasına 9 dakika kalmıştı bu yüzden Berna'ya daha gür bir sesle seslenerek bir yandan da azıcık cimcikleyerek uyandırmaya çalıstım ve bu taktiğim işe yaramıstı.Lafı uzatmadan diyeceğimi deyip evden çıktım ve kursun yolunu tuttum arkadan Berna'nın Nehir diye seslenişini duyunca arkama doğru döndüm.
-Berna
-Niye bu kadar hızlı gidiyosun ya oyh sana yetişmek için nefes nefese kaldım.
-Arkamdan geldiğini duymadım kusura bakma Bernoş.Ayrıca sen nereye gidiyosun?
-Ya işte benim de çarsı da işim var
-Ne işi
-Ya kızım işim var işte
-Bana doğruyu söyle Berna.Yine ne karıştırıyosun
-Sen hani kursa geç kalıyordun?
-Kursun başlamasına 4 dakika kaldı acele etmezsem geç kalıcam tabii ki
-Ee o zaman öglen koşumuzu yapalım
-Sona kalan dona kalsın dedim ve koşmaya başladım arkama doğru baktığım da Berna yerinde duruyor kollarını birleştirmiş bana doğru bakıyordu.
-Hadi.Niye duruyorsun?
-Senin esprilerinden zehirlendim yeter
-Ya bu espri mi ki yaa
-Yürü Nehir yürü
-Biraz daha acele etmezsem geç kalıcam zaten 3 dakikam kaldı
-Tamam hadi diyerek koşmaya başladık
Berna'nın ağzından
Nehir ile koşa koşa kursun önüne doğru geldik ve ordan Nehir ile birbirimize el salladıktan sonra birbirimizden ayrıldık.Nehir'e yalan söylediğim için kendimi suçlu hissediyordum ama Nehir'in henüz bu olayı bilmezse daha iyi olacağını düşündüğüm için çarşıya gidiyorum yalanını uydurmuştum.Çünkü Nehir'e zarar gelmesini istemiyordum zaten kimseye zarar gelmesini istemediğim için o malum kişi ve benim ďışında bu olayı kimse bilmiyordu.Belki başka zaman kendi ağzımla söylersem daha iyi olur belki dee hiç söylemezsem daha iyi.
Zihnimdeki düşünceler sürekli birbirini kovalarken ben de nihayet o malum kişinin dediği adrese gelmiştim
Merdivenleri yavaş yavaş çıkıyordum.Asansör vardı ama binmek istemiyordum çünkü oraya varana kadar ne kadar düşünürsem kâr kârdır.
Merdivenler bitti varacağim yere vardım.Korkuyordum hem de çok...
Elimi kaldırdım kapının tokmağını tuttum kapıyı tıklatmadan önce derin bir nefes çektim...4-5saniye daha bekledikten sonra tokmağı kapıya sakin olmaya çalışarak tıklattım.