Ertesi gün halaları ile birlikte düğün için elbise bakmaya gitmişti. Koskoca bir gün moda evleri arasında dolaşıp elbise bakmışlardı. Kendi elbisesini seçmek zor olmamıştı. Ama halaları için aynı şeyi söyleyemezdi.
Yorucu geçen günün ardından Başak'ın evinde ayaklarını uzatmış dinleniyordu. Yoğun yaşantısından dolayı ailesinin yanından ayrılıp hastaneye yakın bir siteden ev almıştı arkadaşı. Deniz halaları ile alışveriş faslını bitirince, Başak'ı görmek için hastaneye uğraşmış arkadaşından evinin anahtarını alarak eve geçmişti.
Zil çalınca ayağa kalkarak kapıya yöneldi.Açılan kapı ile elleri poşetlerle dolu arkadaşı girdi. Yorulduğu her halinden belli olan Başak'ın elinden birkaç poşeti alarak yardım etti.
"Ne aldın bu kadar?"
"Bize yemek aldım veeee o çok sevdiğin yerden karışık dondurma aldım."
"Gerçekten mi? Sen gerçekten hayat kurtarmak için doğmuşsun."
"Evet ama dondurmayla hayat kurtarılmaz canım."
"Sen öyle san. Bugün halalarımın peşinde koşarken ölüyorum zannettim."
"Alışverişi seversin aslında. Keyif almadın mı?"
"Severim de kolay kolay beğenmeyince o moda evi senin bu moda evi benim gezdik. Hallerini görmen lazımdı. Ayla halam gelmiş geçmiş en güzel kayınvalide ben olmalıyım diye kaç elbise denedi tahmin edemezsin. Kesinlikle benden daha gençler."
"Tahmin etmek zor değil.Neyse ben üzerimi değiştirip geliyorum."
"Tamam sen değiştirirken bende masayı hazırlarım."
İki arkadaş yemeklerini büyük bir iştahla yerken Başak hastanede yaşadığı komik bir olayı anlatıyordu.
"Dün akşam Ege'yle ne yaptınız?" Ağzına tam yemeğini götüreceği sırada dona kaldı Başak.
Arkadaşının cevap vermeyip öylece yüzüne baktığını görünce tekrar konuşma ihtiyacı duydu.
"Diyorum ki en son bıraktığım da tartışıyordunuz. Ne oldu?"
"İşte tam tartışıyorduk, böyle sanki dünyayı kurtarmış süperman gibi bir havalara girdi.Ben de tam ağzının payını veriyordum ki telefon çaldı.Bir kaza olmuş acele bir şekilde hastaneye gittim. Öyle kaldı işte." Deniz bir solukta kurduğu cümleleri analiz ederken tekrar arkadaşının sesini duydu.
-Sen nereye kayboldun?
-Biraz bastı içeri bende lavaboya gittim." Devamın da Başak'a başına gelenleri anlattı.
"İyi ki o adam gelmiş yoksa olacakları düşünmek istemiyorum. Eee adamın adı neymiş?"
"Bilmem sormadım. Açıkçası kendini beğenmişin tekiydi. O gelmese de halledebilirdim."
"Haa yani etkilenmedin?"
"Nesinden etkilenecek mişim?"
"Bilmem sürekli adamın griye kaçan mavi gözlerinden bahsettin."
"Yani Allah için yakışıklı adam ama bu ukala olduğu gerçeğini değiştirmiyor. "
"Öyle diyorsan."
"Kesinlikle öyle diyorum." "Şimdi öt bakalım tatlım dün akşam ki halin neydi?"
"Neden? Noldu ki?"
"Ne zamandır birbirimizden birşeyler gizliyoruz?"
"Gizlemek değil de zaten çok az görüşüyoruz onda da canını sıkmak istemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DENİZ
RomanceDeniz, ailesinin yıkımından sonra kendi başına, inşa ettiği duvarları korunaklı bir kale haline getirmişti. Boston'da devam eden yaşamı, ani gelişen olaylarla İstanbul'a geçiş yaparken hayatından çıkmayacak bi...