3

152 94 10
                                    

-Aaa yeter artık yaa. Bu ne sakarlıktır dedi huysuz kadın. Biraz muzip , biraz da umursamaz bir tavırla , gözlerimi kıstım ve;
- Ölmedin  ya, dedim. İçinden saya saya biraz daha arka sıralara doğru yöneldi. O sırada genç çocuğun düğmeye bastığını farkettim.
-  Heeeyy bir dakika , heyy . .
Kafasını bana doğru çevirip gülmüştü .
-  Borcum , dedim.
-  Bir gün ödersin , dedi. Olmamıştı bu. Şimdiye kadar hiç kimseye borçlu kalmamıştım ben. Hele ki tanımadığım birisine asla. İki durak sonra da ben inmistım otobüsten. Okula doğru yürürken bugün okul da yapacağımız çalışma hakkında düşünceler geçiyordu aklımdan. Resim öğretmenliği yapıyordum. Çizerek ve yazarak hayat buluyordum . Sanki kalbimin dili parmaklarımdı. Onlar olmasaydı ne yapardım ben. Canım parmaklarım.
Okulda her ne kadar örnek alınacak öğretmen profilinde gezsem de, günlük hayatta tam tersi serseri ve çocuksu bir ruha sahiptim.
Nihayet Okul' a varabilmistim . Okul bahçesinden içeriye girdiğimde ,merdivenin başında kollarını bağlamış ayağının tekini yere vurarak tepkisini gösteren biricik arkadaşım Yeliz'i gördüm.
-  Aaa benim yollarımi mi gözlüyorsun sen burda, Beni mi özled. . .konuşmama izin dahi vermeden,
-  Nerdesin sen bu saate kadar? Senin sınıfını idare etmekten kendi sınıfımla ilgilenemedim diye fırça atıyordu resmen.
Gülümseyerek," yalan söylüyorsun ondan değil bu öfken. Belli beni ,beni özlemişsin"diyerek muziplik yapıyordum . Daha fazla konuşmasına izin dahi vermeden coop  diye öpüvermiştim yanağından.
-  Sebeeek yaa , iki dakika kızgın kalamayacak mıyım ben sana diye kolumu çimdikliyordu.
O gün okulda yine her zaman ki gibi eğlenceli bir gün geçirdik. Keyif aldığım bir isim ve keyfime ortak olan birde arkadaşım vardı. Ooh tu . Miss ti. Daha ne olsundu du.
Akşam olduğunda evin yolunu tuttuk tekrar. Evle okulun arasındaki mesafe fazla olmamasına rağmen, tek başıma gittiğim zamanlarda otobüsu kullanıyordum. Çoğu zaman da dönüşte Yeliz'le yürüyerek geliyorduk.
Yeliz , hanım hanımcık yürürken ben olduğunca çılgın hareketler yaparak yürüyordum.
Benim yaptığım her harekete Yeliz nedense kahkaha atıyor, kahkaha attıkça,
- Sen cook yasa emi , yaşa da beni güldür diyordu. Zıplaya zıplaya mahalleye vardığımızda o da neydi?
Yeliz kolumdan hızlıca tuttu ve öne doğru ittirerek , görmezdeeen geliyoruz hızlı yürü diye kafasını çeviriyordu. Tam o sırada, aklımızdan geçen düşünceler aynıydı eminim.
-  Yine yakalandik.!
-  Gızlaaar. . Geldiniz mi?
Of tu ooof . . . Yine yakalandık. Birbirimizin yüzüne bakarak kafamızı arkaya çevirdiğimizde korktuğumuzun başımıza değil ensemize geldiğini gördük. Habibe ablaydı bu.
Tombul yanakları ve başını sımsıkı sıktırıp öne çıkardığı yüzüyle pişkin pişkin sırıtıyor, elinde cıtlattığı çekirdekler kabukları yüzümüze yüzümüze püskürtüp ;
-  Bende sizi bekliyodum . Can sıkıntısından patladım yahuu, diyerek kahkaha atmaya başladı.
Yeliz'le birden göz göze geldik ve saymaya başladık.
-  3, 2, 1 . . Kooş Aden, diyerek merdiven den yukarı doğru çekiştiriyordu beni. Öyle hızlı çıktık ki üçüncü kata geldiğimiz de Habibe ablanın sesi hâlâ yankı yapıyordu.
-  Vay zilliler vayy. . Sorcam size ben. .
Hiç akşamımızı rezil edemezdik iğrenç sohbetiyle. Aslında sohbeti de iğrenç değildi , hatta cook komik kadındı . Onunla konuşurken göbeğimiz acıyordu gülmekten ama yorgunduk, çekemezdik.
Nihayet evimize gelmiştik.
Ooo h be. Evim evim canim evim di.
İçeriye girdiğimizde dünden yaptığımız , buzdolabımız da bulunan yemekleri ısıtıp güzelce karnımızi doyurduk. Sonrasında evin içerisinde farklı odalara yöneldik.
Yağmur hafiften başlamıştı yine. Yeliz eline aldığı cips tabağıyla birlikte salona geçip;
- Adeeen . .  Gel hadi film izleyelim. Çok güzel bir film cd si aldım, diye bağırırken ben çoktan yatağımın üzerine kıvrılmıştım kıyafetlerimle. Aklıma Duman' ın mamasını vermediğim geldi. Birden fırladım yataktan. Benim sesimi duyunca kıvrılıp yattığı minderinden ışık hızıyla yanıma koştu. Kuyruğunu nerdeyse ağzıma sokacaktı sevinçten. Acıkmıştı canım Duman 'ım. Bir süre başını okşadıktan sonra ayağa kalkarak odama doğru yöneldim.
Gözlerimden akan uykunun altına elimi tutarak tekrar yatağıma koştum. Biran önce uyumam gerekti. Ölüyordum uykusuzluktan.
Odama doğru ilerlerken oturma odasına doğru bir göz süzdüm . Yeliz hepten kaptırmiştı kendini filme. İki defa seslenmeme rağmen duymamistı .Ayaklarımı parkelere sürte sürte odamın kapısına ulaşabilmiştim.
Pijamalarimi giyinip hemen yatağıma attım kendimi.
Yağmur sanki camı kıracakmis gibi yağıyor. Yağdıkca içim sıkılıyordu. Zor bela kapadım gözlerimi. Uyumaya çalışmalıydim.
Uyuyup simsiyah bir gecede kaybolmaya. .

_TUZAK_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin