Sabah yine gözlerimi zar zor araladım. Akşam geç yattığım için hala uykusuzdum. " Bu son bağırışım Ezo ! Ya kalkarsın ya da evde kalırsın ! ".
Buse'nin sesiyle oflayarak yatağımdan kalktım. Hızlıca lavoboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı tarayıp odaya geçtim. Ne giyeceğimi düşünmeye ne gerek var. Tabiki siyah ! Dolaptan aldığım siyah taytı ve üzerine omuzu düşük siyah kazağımı giydim.
Aynada kendime baktığımda yüzümde ki cansızlığı fark ettim. İçimi kemiren şeyi Deniz hariç diğerlerine bahsetmemiştim. Canımın sıkkın olduğunu belli edip onları da üzmek istemiyordum. Aklıma gelen fikirle arkamı döndüm. Aynanın önünde duran valiz gibi çantanın yanına gittim. Çantayı açtıktan sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı. " Oha be Yaren ! Tamam süsüne düşkünsün de bunlarla kozmatik dükkanı açılır ya... " diye içimden geçirmeden edemedim. Envai çeşit makyaj malzemelerinin arasından likiti ve rimeli alıp aynanın karşısına geçtim. Gözlerime ince bir likit çektikten sonra rimeli kirpiklerime sürdüm. Önüme düşen saçlarımı geriye yatırıp tel tokayla tutturduktan sonra Yaren'in kırmızı küpelerini taktım. Kendime son bir kez aynada bakarken ikinci rengim kesinlikle kırmızıydı diye düşündüm.
Mutfaktan gelen Buse'nin sesiyle hızla yanlarına gittim. Hepsi bana şaşkın bakışlar atarken Mert ıslık öttürmeye başladı. Biraz daha böyle bakarlarsa allık kullanmama gerek kalmayacaktı. Gözlerimi bakışlarından kaçırıp masaya oturduğumda ;
Deniz " Bizim evde harikalar diyarının kızı yaşıyormuşta haberimiz yokmuş " deyince tıslar gibi güldüm. Mert " Likitin olam çek beni " derken Yaren " Makyaj malzemelerimin ırzına geçmedin demi gız ? " diyerek yüzünü ekşitince ufak bir kahkaha attım. " Saçmalama kızım Mert'miyim ben " dedim. Buse " O anca benim olur kimseye bırakmam " diyerek koluma vurdu. Dil çıkartıp gözlerimi devirdim. Ne kadar üniversiteli olsakta bizim içimizdeki çocuğu kimse alamazdı. Kahvaltımızı lak lak ederek yaptıktan sonra okula gittik.
Sırma'da " Ezo bu ne hal ? " bakışlarını atarken " Öylesine. Bir de sen başlama " diyerek tebessüm ettim. " Çok güzel olmuşsun Ezo ya " diyen canım arkadaşıma cevap vermek için ağzımı açacaktım ki Zeyna'nın bakışlarıyla karşılaştım.
Bu kızın benden gözünü ayırdığı zaman varmıydı ki. Hayır anlamıyorum milletin takıntısı erkek olur benim ki kız. Dikkatlice Zeyna'ya bakarken gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Bakışlarında ki duyguyu anlamak imkansızdı. Yoksa dalmışmıydı ? Bir insan normal şartlar altında üç dört dakika gözünü kırpmadan bakamaz sanırım. Ama söz konusu Zeyna'ysa. Masum, tuhaf gözlerle bakarken yanında oturan kız defterlerini masaya atınca olduğu yerde silkelendi. Bir kıza sonra bana bakarak başını çevirdi. Yine o kızgın bakışlarını üzerime salmıştı. Welcome Zeyna!. Sırma " Senden ne istiyor ? " diye sorunca Sırma'ya bakıp derin bir nefes verdim. " Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum ... ".
Öğlene doğru müzik dersi vardı ve üniversitede ilgilenenler derse girecekti. Bizde kayıt yaptırmıştık. Hepimiz müzik dersinin olacağı büyük salona girdik. Herkes kendi arasında konuşurken etrafa göz atmaya başladım. Ön sıralarda oturuyorduk ve rahatça herkesi görebiliyordum. Arkamı döndüğümde arkamda oturan çocuğa gözüm takıldı.
En arka koltuklarda tek başına oturması dikkatimi çekmişti. Etrafa bakınan çocuğun olduğu yere ışık vurmadığı için sliüetini tam seçemiyordum. Bir anda gözleri gözlerimle buluşunca gördüğüm yüzle ağzımın açılması bir oldu. " Kayra " diye fısıldadım.
Dudağımı okumuş olacaktı ki tek kaşını kaldırarak " Efendim " bakışları attı. Hızlıca önüme döndüğümde şaşkınlıktan ağzım hala açıktı. Yine mi sen diye içimden geçirdim.Deniz'in sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR B'AŞK'A (Düzenleniyor)
Teen FictionEzo yakın arkadaşları olan Deniz, Mert, Yaren ve Buse ile aynı lisede okumuşlardı. Deniz ve Mert erkek yurdunda, Yaren, Buse ve Ezo'da kız yurdunda kalıyorlardı. Koskoca İstanbul'da bu beşliyi birleştiren belki de kaderleriydi. Her ne kadar fırla...