Anılarım zihnimi kemirirken gözümden akan yaşı hızlıca sildim.Bu adam yüzünden ağlamayacaktım! Duyduğum demir kapının sesiyle hafifçe doğruldum. Sessizce arkasından bakarken oldukça pahalı bir arabaya bindiğini gördüm. Etrafa baktığımda gördüğüm taksiye elimle dur işareti yaptım. Bu an hep filmlerde olur sanıyordum ama yanılıyormuşum. Taksiciye arabayı takip etmesini söyledikten sonra dikkatlice yola bakmaya başladım. Bir süre gittikten sonra babamın büyük bir şirketin önünde durduğunu gördüm. Taksiciye '' Dur abi dur '' dediğimde aval aval bana bakan adamı tınlamayarak babamı izlemeye başladım. Arabadan indikten sonra anahtarı valeye veren babam gözden kaybolunca şirketin adına baktım. Üzerinde kocaman ERKO yazan yazıyı aklıma kazıdıktan sonra taksiciye '' Gidebiliriz ''' diyerek arkama yaslandım.
Evin önüne geldikten sonra cebimdeki son parayı taksiciye verip eve çıktım. Başım iyice ağrımaya başlamıştı. Daha doğrusu bu bende alışkanlık haline gelmişti. Her Allah'ın günü insanın başı ağrırmı ya! Kendi kendime söylenerek yukarıya çıktım. Kapıya açıp içeri girdiğimde salondan gelen seslerle oraya doğru yöneldim. Yanlarına gidip kendimi kanepeye attım. Yüzümü buruşturup saçlarımı çekmeye başladım. Yaren
'' Başın mı ağrıyor yine ? '' deyince başımı evet anlamında salladım.
Buse '' Hap getireyim mi ? '' deyince,
- Yok canım ne hapı. Hapkolik oldum iyice '' dedim.
Mert '' Büyüdükçe dertlerin çoğaldı. Tabi ağrır başın '' deyince gözlerimi devirdim. Buse yanıma oturup '' Gel dizime yat, masaj yapayım ''. Gülümseyerek dizine yattım. Saçlarımın diplerini çekerken masaj yaparken uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Bizimkiler kendi aralarında konuşurken sakin bir sesle '' Babamı gördüm '' dedim. Buse '' Ne! '' diye cırlayıp saçımı çekince '' Ayy '' diye bağırarak doğruldum. Yüzümü ekşiterek
- Ne yapıyorsun sen ya ? ''
- Asıl sen ne diyorsun ? '' diyen Buse'ye , Deniz '' Az bir durun ya '' dedi ve ekledi '' Nerede gördün. Nasıl. Anlat en baştan '' dedi. Hepsi pür dikkat bana bakıyorlardı. Kanepeye oturmak için ayağı kalktığımda başımın dönmesiyle sendeledim. Mert hızlıca bileğimden tutarak endişeli sesle '' Ne oldu '' diye sordu. '' Yok bir şey. Aniden kalkınca oldu herhalde '' dedim. Yaren '' Ya çatlayacağım meraktan. Anlat hadi deyince '' derin bir nefes vererek '' bugün mezarlığa gittim ya '' dedim. Hepsi başını salladığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Son iki saatimi ayrıntısıyla beraber beni dinleyen arkadaşlarıma anlattım.
Deniz '' Şirket ne alaka '' deyince ellerimi iki yana açıp bilmiyorum anlamında dudağımı yukarı kıvırdım. Mert eliyle saçlarını karıştırırken Buse şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Yaren '' Baban orada çalışıyor demek '''
Buse '' Belki de birini görmeye gitmiştir '' deyince '' Bilmiyorum. Eskidende çok iyi işlerin peşinden koşmuyordu. Ben uyuduktan sonra annemle bu yüzden kavga ediyorlardı. Geçen Ayşe Teyze'de aynısını söyledi. Bizim virane evimiz gitmiş yerine villa dikilmiş ''.
Deniz '' O zaman baban oranın ya patronu ya da ortağı ''.
Mert ''Aynen eline iyi para geçiyor demek ki bunca şey yaptığına göre. Sıradan çalışan olsa o kadar lüks yaşayamaz ''.
'' Zamanla öğreneceğim artık '' diye fısıldadım.
Buse '' Saçmalama Ezo. Gözükme şu adama '' deyince, '' Sadece merakımı gidereceğim. Bir şey olmaz merak etme '' dedim.
Yaren '' O zaman hep birlikte çözeriz. Seni tek bırakmayız '' deyince boynuna sarıldım. Yaren'den ayrıldıktan sonra hani bize der gibi bakan Deniz, Mert ve Buse'yede sarıldım. Saçlarımı elimle kulağımın arkasına itip '' Beni hiç bir zaman tek bırakmayacağınızı biliyorum. Ama sizi bu işe karıştırmak istemiyorum. Lütfen anlayın beni '' diye mırıldandığımda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR B'AŞK'A (Düzenleniyor)
Novela JuvenilEzo yakın arkadaşları olan Deniz, Mert, Yaren ve Buse ile aynı lisede okumuşlardı. Deniz ve Mert erkek yurdunda, Yaren, Buse ve Ezo'da kız yurdunda kalıyorlardı. Koskoca İstanbul'da bu beşliyi birleştiren belki de kaderleriydi. Her ne kadar fırla...