Final: Gözyaşları

1.9K 60 63
                                    

Adrien
Evet, aradan iki gün geçti ve en sonunda baloya bu akşam gidiyoruz. Az önce böceğimi aradım ve elbisenin en sonunda bittiğini, evin önünde ise elbiseyi görmek isteyen gazeteciler olduğunu söyledi. Başkanın gönderdiği koruma olmasa eve dalacaklarmış. Neyse ben de takım elbisemi seçmeye çalışıyordum. En sonunda tamamen siyah olanı seçtim. Babam zaten akşam evde olmayacaktı çünkü iki günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Kısacası hiç bir sorun yoktu. Akşam çok eğelencektik.

Marinette

Elbiseyi giyip Master Fu' nun bu akşam için ödünç verdiği bej rengi sihirli maskeyi taktım. Limuzin evin önüne varmıştı. Zaten burası tasarımcının evi olduğu için buradan gidecektim. Annem ile babama Marimette' nin çok yorgun olduğunu ve onu rahatsız etmemeleri gerektiğini rica ettiğimi söyledim. Arabaya bindim ve yola çıktım. Tam biz kapıya yanaşacakken Chat aradı.

-Neredesin?! Herkes seni görmek için çatlıyor! Özellikle ben! Neyse konu bu değil. Neredesin?

-Kapıda.

Adrien
Kafamı kapıya çevirdiğim anda limuzin gördüm ve hemen kapıya koştum. Benim koştuğumu görünce başkan da arkamdan geldi. Kapıda yan yana durmuş şoförün açtığı kapıya bakıyorduk. İlk önce bej rengi yüksek topuklu zarif ve şık ayakkabılar indi arabadan. Daha sonra bej rengi saten tül, upuzun bacaklar ve tütün içine girilmiş kısa siyah bir elbise... Ardından da hayatımda gördüğüm en güzel kadın çıktı arabadan. Ladybug, benim balım, çiçeğim, böceğim, aşkım, sakarım, kahramanım ve leylim tam anlamıyla bir meleğe benziyordu. Saçları normalden daha uzundu ve dalgalıydı. O kadar güzel olmuştu ki, gözlerim kocaman açılmıştı. Yavaşça kapıya gidip kolumu uzattım, koluma girdi ve birlikte belediye başkanının yanına gittik. Herkesin gözü Ladybug' ın üzerindeydi. Başkanla birlikte biraz sohbet ettik. Sonra orta spot dışında bütün ışıklar kapandı. Eğilip elimi Ladybug' a uzattım.

-Bu dansı bana lütfeder misiniz leydim?

-Dans edemediğimi biliyorsun Chat.

-Emin olma, çok iyi dans ettiğini çok iyi biliyorum.

-Pekala.

Marinette

Üzerimizde tek bir ışık vardı. Fakat benim için her yer gün gibi aydınlıktı. çünkü onun gözlerinin içine bakıyordum ve o bana gülümsüyordu. Son bir cesaretle beni koluna yatırdığında sordu:

-Duyuyor musun?

-Neyi?

-Kalbimin senin için atışını.

-Duyuyorum ben...

-Shh...

-Ben yanımda olmandan çok mutluydum. Çünkü ben kendi kalp atışım duyulmasın diye çok çaba harcıyorum.

Artık çok yakınımdaydı, kıpırdasa dudaklarımız buluşacaktı.

Salonun dışındaki karanlığı delen gözleri ise benden başka kimse fark etmemişti.

Hoş Bir Aşk Hikayesi                               Ladybug ve Chat NoirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin