BÖLÜM 1

51 7 1
                                    

Bulutlu bir sabah mı? Tamda tahmin ettiğim gibi.

Adım emily 18 yaşında lise son öğrencisiyim.
Genellikle dolaşmayı ve eğlenmeyi severim ama sevdiğim şeyler bunla kısıtlı değil tabiki.

Bugün okulun ilk günü bu yüzden güzel ve hazırlıklı olmalıyım. Üstümde son sınıfa geçmenin bir enerjisi var ve bunu okulda kullanmak için saniyeleri sayıyorum.
Annemde aşağıda kahvaltı hazırlamış olmalı çünkü burnuma cok güzel kokular geliyor.

Aşağıya indiğimde mutfakta cok güzel bir sabah kahvaltısı gördüm. Özene bözene hazırlanmış. O muhteşem manzaraya bakınca insanın ağzının sulanmaması mümkün değil. Ve işte annem;
"Günaydın anne"
"Günaydın tatlım"
Annemin ismi married şuana kadar gördüğüm en güzel annelerden birtanesi diyebilirim.

Annemle arkadaş gibiyizdir. Babam ben küçük yaştayken ölmüş ve o günden beri annemin sadece kızı değil en yakın dostlarından biriyim. Tek çocuğum ve buda tüm zorlukların üstüme erken yaşta gelmiş olması.

Bu hazırlanan güzel kahvaltıyı sonuna kadar yapmak isterdim ama ilk günden okula geçte kalınmaz bu yüzden yarım bırakmak zorundayım. Hemen üstüme polarımı alıp kapıya doğru yöneldim. Bugün çanta götürmüyorum o yüzen rahatım.

Evden otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Gerçekten havada yüz kesici bir soğuk vardı ve bu soğukta otobüsü kimse beklemez istemezdi ama bugün şanşlıydım ki otobüs durağa erken geldi.

Kendime boş bir yer bulup hemen oturdum ve kulaklığımı taktım. Okula doğru yolculuğa başlamıştım. Senelerdir bu okul yolculuğunda ter akıtıyorum ve tabiki iyi bir gelecek iyi bir arkadaş,aile ortamı istiyorum ve bunların gerçekleşmesi için elimden gelen herşeyi yapmaya gayret ve çaba gösteriyorum.

Otobüsün camından dışarıyı izleyince o an kendimi hayatın içinden hıp hızlı geçip giden biri gibi hissediyorum.
İşe yetişmek için acele edenler,yeni uyanıp dalgın dalgın camdan bakanlar,sabah sabah aklını temizlikle bozmuş ruh hastaları ve emekliliğini parkta gazete okuyup güvercinlere yem atarak geçiren yaşlı amcalar.
Hepsi gerçekten hayatımın bir parçası gibi geliyor. Aklımın ucuna takılan birsürü soru var acaba bende birgün ise gitmek icin acele etcekmiyim yada her sabah evde temizliğemi başlicam?

Bunların hayalini kurmak gerçekten güzel ama okula yaklaştım ve yerimden kalkmam gerek. Okulun önünde indim mi değişmeyen bir çok şeyle karşılaşıyorum.
Havalı çoçuk gurupları,güzel kızların kurduğu guruplar,bahçede sohbet edip gülüşen matematikci ve fizikci kesinlikle ayrılmaz ikililer ve her zaman ki gibi sap gibi dolaşan yeni öğrenciler.

Okulun kapısından içeri doğru girerken gözüme çarpan birsürü kişi oldu. Fakat birşey dikkatimi çekti. Jessy ve justin yok.
Onlarsız bir günümün bile geçmesini hayal edemiyorum.
İkisinin sürekli tartışması,jessy'nin eski erkek arkadaşlarıyla mücadeleleri ve justin'in o eğlenceli hareket ve tavırları.

Birinci sınıftan beri üçümüz hiç ayrılmayan dostlarız kavga eder hatta birbirimize eşşek şakaları bile yaparız fakat birimizin bir sıkıntısı olursa önce biz yardım etmeye çalışırız.

Sınıfa girdiğimde bazılarının yüzünde mutluluk bazılalarının yüzünde ise umutsuzluk vardı. Uyuyanları saymıyorum bile.
Jessy'i sınıfa girincede göremedim belki lavaboya gitmiştir diye oturup beklemeye başladım. Gerçekten bu sene bir kaç kişi çok değişmişti. Dalga geçtiğimiz jayson bile bu sene yakışıklı ve cool tavırlarıylan dikkat çekiyordu. Acaba jessy ve justin ne alemdeydi.

FANİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin