Değerli okuyucular sınavlardan dolayı uzun bir ara vermek zorunda kaldım. Yeni bölümle tekrar karşınızdayım :)
Şarkı- evanesence my immortal
Gerçekten çok iyi dinlenmiştik ve havanın kararmasına az bir vakit kalmıştı. Şüphe içerisinde elimizde silahlarımız kapıdan uzak bir köşede sinmiş bir biçimde oturuyoduk. Justin dayanamayıp:
"Ben dışarıyı kontrol etmeye gidiyorum" dedi ve odadan çıktı. Hepimiz korkuyorduk,hemde fazlasıyla fakat bunu birbirimize belli etmemeye çalışıyorduk. Çünkü birimizin korkması demek tüm grubu yavaşlatmak demekti ve bizimde kaybedicek fazla zamanımız yoktu.Justin gülerek içeriye girdi.
"Bakın kızlar ne buldum!"
Elinde 1 kutu telsiz vardı. Bunlar işimize yarayabilirdi hemde çok...Telsizleri ayarlaması için jessy'e doğru uzattık. Aramızda tek o bilişim aletlerinden anlıyordu ben ve justin sadece kurcalarız.
Bir kaç dakika sonra çalışmaya başladılar ve havada iyice kararmıştı. Işıkları söndürmüş kameralardan dışarıyı izliyorduk.
Yaratıkların hepsi ayaklanmış oldukları yerde küçük adımlar atıyolardı. Sanki 4 saat matematik dersi görmüş gibiydiler.2 tanesi karakolun önüne gelmiş demirlere sürtünüyolardı. Baktıkca gülüyorduk artık normal gelmeye başlamıştı.
Justin;
"Hadi biraz eğlenelim" dedi ve karakolun acil çıkış sirenini aktif hale getirdi. Galiba onları ürkütüp kaçırmaya çalışmıştı ama bi saniye!
"Jessy! Onlar nereye doğru koşuyolar?"
"Galiba bize doğru emily"
Sayıları gittikçe arttı iyice yaklaştılar sanki sesi duyan uyandığı yerden fırlamış gibiydi.15 dakika sonra karakolun önü ilkokul kantini gibi olmuştu. Tüm yaratıklar birbirinin üstüne çıkıp demirlikleri aşmaya çalışıyolardı. Ama içimiz rahattı çünkü tellerin en üstünde elektrik akımı vardı ve çıkan çarpılıyodu.
Karşımızda pes etmeyen bir sürü vardı. Jessy birden ayağa fırladı;
"Çabuk kapıların şifrelerini aktif hala getirin trafoyu patlattılar tellerdeki elektrik kesildi!"
Justinle hızlıca kapılara doğru koşmaya başladık. Aşşağı kata doğru merdivenlerden inerken oda ne!!! Hepsi içeri doluşmuş yukarı doğru peşimizden koşmaya başladılar.
"Çok geç kaldık emily çok"
Justin ile öyle hızlı koşmaya başlamıştık ki arkamıza bile bakmaya vaktimiz yoktu.
Justin koşarken bana;
"Eğer jessy'nin yanına gitmeye çalışırsak bizi yakalarlar."
"Peki nereye gidicez justin"
"Bu karakol iki merdivenli hızlıca diğer taraftan nezaret hanelere doğru inicez hepsi peşimizden geliyo diğer taraftan çıkan olmaz"Bu planını kabup edip diğer taraftan aşağıya doğru koşmaya başladık gerçektende dediği gibiydi hepsi peşimizden gelmişti ve girişin orda hiç bir yaratık türü yoktu. En alt kata kadar indik artık nezaret hanedeydik. Arkamızdan gelen hiçbir şey yoktu onları atlatmayı başardık. Fakat 1 dakika justine doğru dönüp;
"Biz buraya indikte burdan nasıl çıkıcaz seni aptal?"
"Ee sabah olunca bunlar zaten geri eski hallerine dönüyolar bu geceyi burda geçiricez"
"Tamam da biz ışıkları söndürmüştük sabah olsa bile karakolun birkaç kısmı hala karanlık kalıcak"
"Ben göt korkusu o kısmı düşünemedim emily"
İyice sinirlenmiştim;
"Sen zaten neyi doğru düzgün düşünebiliyosun aptal. Senin yüzünden burda ölüp gidicez. Hiçbir fikrin doğru düzgün değil gerizekalı""İlk önce insanların sözünü bitirmesini bekle emily hanım. Evet o kısmı düşünmedim ama burayada kafama göre inmedim. Tabi herşeyi kurcalıyorum garip fikirler yaratıyorum bunlar sizi tehlikeye sokuyor biliyorum ama beklersek ölücez!!! Sizi eğer o gün o korumalı alana sokmasaydım şuan sende aotak bir şekilde o yaratıkların yerinde olucaktın. Eğer seni buraya getirmeseydim şuan üst katta yaratıklar cesedinle fantazi yapıyodu. Bu yüzden atarlanmayı değilde birkez de teşekkür etmesi dene emily."
Gerçekten bu sözlerine karşı ne diyeceğimi bilmiyordum çocuk haklıydı hemde hiç olmadığı kadar. Bizi tehlikeye soktu ama hayatımızı kurtardı. Bizim için kendini tehlikeye attı ölümlerden döndü ve ben ona bağırdım. Ne zamandır bu kadar küstah olmaya başladım ben...
"Hey justin!!"
"Efendim"
"Nerde yatıcaz?"
"Şu köşede sandalyeler var oturma tabanları süngerden eğer onları sökersek sıcak bi yatak olabilir"
Bu gerçekten akıllıca bir fikirdi.
Yarım saate kalmadı justin yerde süngerden bir yatak yaptı ama ikimiz için biraz küçük olmuştu.
Meraklanıp sordum;
"Diğerimiz nerde yatıcak?"
"İkimizde burda yatıcaz."
"Olmaz!!"
"Neden emily"
"Bilmiyorum olmaz"
"Sen bilirsin ben yatıyorum canın isterse gelirsin"Justin beni hiç tınlamadan süngerlerin içine gömüldü gerçekten sıcak ve rahata benziyodu. Ama onunla birlikte yatamazdım. Duvar kenarında bir yere kıvrıldım. Ama bi zaman sonra mermerin üstünde üşüdüm ve karnım ağrımaya başladı.
Justinin yanına doğru gidip kısık sesle;
"Hey justin hey uyan!"
"Nee kimsin?"
Çok gülünç bi durumdu uykulu hali çok tatlıydı şebeğin.
"Benim emily"
"He noldu emily bi sorun mu var?"
"Evet çok büyük bi sorun!"
Birden uzandığı yerden fırladı silahını eline aldı. Bende bu anı fırsat bilip yerini kaptım.
Justin heyecanlı bir şekilde;
"Ney nerde yaratıklar hani!" Diye dört dönüyodu bende;
"Yaratık falan yok. Sadece üşümüştüm." Diyerek masum bir bakış attım. Yerini kaptımı gören justin gidip ileri köşede mermerin üstüne uzandı. Biran içim acımıştı ve seslenip;
"Justin yanıma gelmek istermisin?" Diye sordum. Birden kafasını kaldırıp;
"Sen ciddimisin?"
Dedi. Ve kalıp yanıma geldi. Sıkış tıkışta olsa en azından sıcaktı.Bir kaç saat sonra bir üşüme aldı. Süngerden mermerin üstüne çıkmıştım. Justini uyandırıp;
"Ben üşüyorum sana sarılabilirmiyim?" Diye sordum. Hiç cevap vermeden kollarını açtı ve sımsıkı sarıldı bana.
Gerçekten çok sıcaktı ve beni çok sıkı kavramıştı o gece diğer gecelerden dahada huzurlu yatmıştım...Sabah uyandığımızda kapının kenarında durmuş bize doğru bakan sinirli bir jessy gördük. Kalktığımız gibi bize;
"Size inanamıyorum cidden. Beni unuttunuz ve gelmiş burda sarmaş dolaş yatıyosunuz size diyecek hiçbirşeyim yok bravoo!"
Bi 10 saniye jessy'nin yüzüne naptı bu şimdi bakışı attık.
"Ne? Bence etkileyici bir konuşmaydı" dedi. Gerçekten justinle çok etkilenmiştik ve gülmeye başlamıştık. Justin jessy'e müsade edersen biraz daha sarılıp uyuyacağız. Jessy gülerek tamam tamam siz uyuyun ben üst kattayım dedi ve yukarı kata doğru yöneldi.
Birden jessy'e;
"Her jessy birşey sorucam!"
"Efendim?"
"Sen buraya nasıl indin?"
Bu soruyu duyunca justinde birden doğruldu ve cevabı duymak için jessy'e doğru baktı.
Jessy soğuk kanlılıkla silahını çıkarttı;
"Hepsini öldürdüm!." Dedi ve çıktı. Şaşkın bir halde justinle birbirimize bakıyoduk. Justin bana;
"Ne düşünüyorum biliyomusun?"
"Ney?"
"Bence uyumaya devam etmeliyiz evlat" dedi ve güldü. Bu çocuktan gerçekten manyaktı ama ona sarılmayı sevmiştim...Bir iki saat daha uyuduktan sonra üstümüzü başımız toparlayıp jessy'nin yanına çıktık.
Jessy bilgisayarın başına kurulmuş aldığımız sandiviçlerden yiyodu. Bizi görüp;
"Demek uyandınız sizi çifte kumrular"
Hemen söze atladım;
"Hayır hayır jessy çıkmıyoruz"
"Hey emily beni kandırıyor olamazsın tüm gece seviştiniz."
Justin;
"Ne demeye çalışıyorsun jessy sadece uyuduk başka birşey yok"
Demek bana inanmıyorsunuz o zaman kamera kayıtlarını izleyin.
Jessy dün geceki kamera kayıtlarını açtı ve gerçektende o manzara gerçekti. Gözlerime inanamıştım ben sadece sarılıp yattık sanıyordum ve hiçbir şeyi hatırlamıyordum bu nasıl olur?Justin kayıtlara bakarak;
"Bu harikaa!! Fakat bunu hatırlamamak beni üzücek"
Justine masanın üstündeki kolayı fırlatmıştım;
"Salak salak konuşup sinirlerimi bozma justin"
"Sadece şaka yapmıştım bende üzgünüm kusura bakma" dedi ve odadan çıktı. Jessy bana bakıp;
"Kızım sen tam bir aptalsın" dedi ve sandiviçini yemeye devam etti.
Bende justinin peşinden dışarıya çıktım.
Karakolun merdiveninde oturmuş etrafa bakınıyordu. Yanına oturup;
"Özür dilerim" dedim.
"Bi önemi yok haklıydın biraz abarttım"
"Olsun o kolayı sana fırlatmam yalnış birşeydi"
"Fırlatılan yeterki kola olsun emily. İnsanlar bu zamana kadar kendilerine herşeyi fırlattılar. Bazen bu bizi üzdü bazen kalbimizi kırdı bazende hayallerimizi yıktı. Ama darbe yedikce bu kalpte bi zaman sonra herşeye alışıyor ama bir şey varki ona halen daha alışabilmiş değil!""Ney peki o justin?"
"Seni kaybetme korkusu..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANİ
Fantascienza"Dünya" her canlıyı kapsayan,yaşanılabilen tek gezegen. Peki burası yaşanılmaz bir hale gelseydi? Genç bir kız ve yanında iki arkadaşı. Olaydan sağ çıkan üç kişi. Hem canlarını koruyacaklar,hemde başa çıkmaları gereken yaratıklarla savaşıcaklar. Aca...