3

75 7 13
                                    

Sabah olmuştu. Ben gecenin yorgunluğuyla hemen uyumuştum. Alarmımın sesiyle direk yatağımdan hoplamıştım. Saat 08.30 ' du. Benim saat 09.00'da okulda olmam gerekiyordu. Hemen üstümü başımı giydim, yatağımı topladım, kahvaltımı yaptım, annenin yanağından öptüm,babamı da fotorafından öpmüştüm. Babam ölmüştü daha doğrusu ŞEHİT olmuştu. Polisti. Görevdeyken başından vurulmuştu. Onu özlüyordum ama yapacak birşey yoktu. Ben onu her zaman yanımda hissetmiştim zaten. Benim için o hiç bir zaman ölmemişti hep yanımdaydı. Neyse bu konuyu geçelim. Okula varmıştım derse girmiştim. Tam yerime oturdum ki Burak da gelmişti. Gelmese olmazmıydı ya zaten bana pis pis bakıyordu. Gerçeği söylemek gerekirse azıcık korkuyor olabilirdim. Yerine oturmuştu hayvan. Tam o sıra ders zili çalmıştı. Ders mağlesef ki edebiyattı. Uykulu uykulu çekilirmiydi ya. Zaten hocabda gıcıktı Hakan Hoca gıcık mı gıcık. Tam derse başlamıştık ki kapı çalındı; içeri uzun saçlı, incecik, orta boylu bir kız girdi gelen Merve'ydi. Merve, Eda ve benim kankamdı. Araba kazası geçirmişti. Kazada bacağı ve eli kırılmıştı. Eda ve ben onu görür görmez ayağa kalkıp birbirimize sıkıca sarıldık. Ben hemen dedim ki
- Seni çok özledim zilli, dedim.
Eda da
- Bende bende.
Merve hemen
- ben de sizi özledim, dedi.
Burak Bey durur mu
- Üç kuzucuk bir araya gelmiş, dedi.
Merve dedi ki
- Bu mal kim?
Ben sinirle Merve'nin dediğini duymamıştım. O sıra Burak'a bakmakla meşguldüm.
- Sen kime kuzucuk diyorsun be ! dedim.
- Aynaya bakarsan görürsün!
- Hayvan herif !!! dedim.
Hakan Hoca araya girip bana " tamam Özlem yerine otur" dedi. Ben de Burak'a pis pis bakarak yerime oturdum. İçimden de umarım götüne iğne batar diye dua ettim. İnşallah kabul olur. Amin. Derken sınıfın en gıcığı, en ineği, ispiyon Deposu Feyza hocaya " hocam ödev vardı " dedi.
Ben de hep bu tiplerden sadece ilkokulda var sanırdım. Meğersem lise dört'e kadar varmış. Bu kızı öldürmek istiyorum yeminlen ya.
............................................................................................................................................... Sonunda evdeydim. Hemen ablamı aradım. Olayları anlatacaktım. Ablam Tuğba aslında ben ona Kurbiş derdim. Ne bileyim Tuğba ismine herkes Tuğbiş derdi. Ben de Tuğbiş ismini Kurbiş'e çok benzetirdim. Ama çok gıcık olurdu ona Kurbiş dememe. Aman neyse konumuza dönelim. Tango'dan ablamı aradım. Ablam Amerika'da burslu okuyordu. Benim aksime biraz, biraz değil bayağı akıllıydı.
- Alo Kurbiş
- Bana Kurbiş demeeee, bağırarak söyledi. Bir an ayı kükredi zannettim.
- Gene ne var ? diye sordu.
- Ne olaylar ne olaylar !
- Dedikodu Time, dedi.
- Yes bebeğim.
- Dökül bakalım, dedi.
Ben ona Burak'tan bahsettim ve direk ilk sorduğu soru şuydu
- yakışıklı mı bari ?
- Ben ne diyorum sen ne diyorsun Kurbiş yaaa.
- Tamam ama cevap ver. Yakışıklı mı ?
- Meteor.
- Vav!
- Yakışıklı olması insan olmadığı gerçeğini değiştirmez bir kere. Pislik herif ondan nefret ediyorum !!!!!
- Neyse dur Merve nasıl ? Durumu hala aynı mı ?
- Merak etme. Dün okula geldi. Durumu iyiydi. Neyse hadi iyi geceler.
- Ne iyi geceleri be!! Unuttun mu ben Amerika'dayım. Burda şuan saat 6.
- Ne sen saat 6'da kalkarbmıydın ya ? Evde seni saat 10'da zor kaldırıyoruz. Annem popişine terlik indiriyordu da öyle kalkıyordun.
- Ee ne yapalım ? Neyse sana iyi geceler. Benim bugün seminerim var madem erken kaldırdın. Bende hazırlanayım. By. Dedi ve kapattı.
............................................................................................................................................... Uykumda çok güzel bir rüya gördüm. Babamı. Onu çok özlemiştim. Bana sürekli kitap okuyordu. Normalde, daha doğrusu genelde polisler sinirli olurdu ama benim babam öyle değildi. Çok tatlıydı. Bol şekerli, üstünde bol Antep fıstıklı baklava gibiydi. Rüyamda bana Peter Pan okuyordu. Normalde kızlar Rapunzel, Sindirella, Deniz Kızı Ariel ya da Pamuk Prenses''i severdi ama ben sevmezdim çünkü hep prens prenses'i kurtarırdı. Daha hiç bir prenses bir prensi kurarmamıştı. Ben de ondan dolayı sevmezdim. Babam kitabı bitirir bitirmez bana nasihat vermeye başladı. Burada da mı baba ya. Ama olsun özlemiştim, babamın bana nasihat vermesini özlemiştim. Bana dedi ki
- Kızım kimsenin seni değiştirmesine sakın izin verme. Eğer senden sen olduğun için nefret ediyorlarsa boşver onları. Sen kendin ol, dedi ve rüya orda bitti.
Bitmesesiyle yatağımdan hoplamam bir olmuştu
- Neden babam şimdi bana böyle birşey dedi ki diye düşünürken  annemin "kahvaltı hazııır"diye bağırmasıyla kendime geldim ve kahvaltıya indim. Annemle  kahvaltı yaparken telefon çaldı. Ablam Tango'dan arıyordu. Açmamla annemin telefonu elimden alması bir oldu ve direk vıdı vıdı konuşmaya başladı. Ağzından çıkan ilk cümleler şunlardı
- Kızım seni çok özledim. Özlem hiç bir iş yapmıyor. Tek yaptığı şey okuldan eve gelip odasına çekilmek sabaha kadar müzik dinliyor.
Ablam dedi ki
- Sanabda merhaba anne !
Ben de hemen
- Ne kadar ispiyoncusun anne ya! dedim. Annem de hemen
- Sus kız! Ablanla konuşuyorum. Bu arada anneyle öyle konuşulmaz !!!!! dedi ve ben susmaya karar verdim.
Ablam konuşmaya başladı
- Konuşmanız bittiyse size haberim var!
Bizde ikimiz birden kafamızı salladık ve dediki
- Bir hafta sonra Türkiye'deyim, dedi.
- Sen hani tatilde gelecektin Türkiye'ye ? dedim.
- Seminer için geliyorum, dedi. Ablam üniversite üç'e gidiyordu. Öğrenim gördüğü bölümden dolayı yabancı ülkelere gidip duruyordu.
- Yes be. Bizim kızlarda seni çok özledi zaten, dedim.
Annem
- Ne yesi mesi Türkçe konuş Türkçe.
Annem eski Türkçe öğretmeniydi.
- Üff anne ya !!
- Üff denmez anneye !!!
- Tamam sustum!! Bastıra bastıra söyledim.
Sonra ablam dedi ki
- Hadi size iyi didişmeler ben yatmaya gidiyorum dedi ve telefonu kapattık.

PsikoRus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin