8

48 3 1
                                    

Burak şaşırarak
- Anlamadım, dedi.
- Anlamayacak ne var, dedi
- Ben mi? Zorbalık yapıyorum. Kardeşinin yaptıklarına ne demeli, dedi.
Bende atıldım lafa
- Abla, tamam bırak, bugünü sorunsuz geçirelim, dedim. Ablamda
- Dur bir Özlem! Sen ne demek istedin kardeşinin yaptıklarına ne demeli derken?
- Abla bak bu adamı savunacağım hiç aklıma gelmezdi ama haklı. Benim yaptıklarımda az sayılmaz, dedim. Ablam
- Bana hepsini anlatıyorsun psikorus, dedi beni çeke çeke bir kafeye götürdü. Burak o sırada olayların şokunu atlatamamış bir şekilde arkamızdan bakıyordu. Kafeye gitmiştik ablam beni bir sandalyeye oturtu.
- Şimdi bana hepsini anlatıyorsun, dedi.
- Eee anlattım ya.
- Sen ne yaptın onları anlat, dedi.
Ablama yaptığım herşeyi anlattı. Gülme krizine girmişti.
- Yaa gülme!!
- Gülünmeyecek gibi değilki, dedi.
Sonra bana en son yaptıklarını anlattım.
- Pislik herif!! Onu görürsem parçalıycam, derken kafenin kapısından bizim Merve girmişti. Onu görür görmez bağırdım.
- Kız Merve gel buraya, dedim.
Ellerimi açtım sarılmasını beklerken koşa koşa ablama sarıldı.
- Nasılsın dantelli?
- İyiyim Tuğbiş ablam, dedi. Merve ablamı kendi ablası gibi görürdü çünkü ablasını kanserden kaybetmişti. Ablasına çok bağlıydı. O ölünce psikolojik sıkıntılar yaşamaya başladı. Sakinleştiriciler içti, iğneler yedi bazanse hastaneden hiç çıkmadı. Ablamsa ona ablalık yapmıştı. Merve'nin ablası ablamın en yakın arkadaşıydı. Merve'lerle  önceden tanışıyorduk. Bazen bizde kalıyordu. Ben eski anıları yaşarken Merve dediki
- Ne oldu psikorus? Elin havada kaldı.
- Teşekkürler elimi havada bıraktığın için.
- Birşey değil canım.
Ona pis bir bakış attıktan sonra yerime oturdum. Onlarda oturmuştu. Garson geldi. Garsona bakıp Burak olmadığına emin olduktan sonra ben bir sıcak çikolata istedim. Merve milkshake, ablamsa latte almıştı. Sonra ben konuşmaya başladım.
- Merve Kıvanç'la nasılsınız?
- Bu sorumu! Ayrıldık biz ayrıldık, dedi.
- Ne Kıvanç'ı? Ne ayrılması? dedi.
Doğru ya anlatmamıştım ablama. O sıra Merve lafa daldı.
-  Gereksizin biri işte, derken kapıdan Kıvanç girmişti. Merve
- Pislik lafın üstüne gelirmiş, dedi. Bende
- Ben onu iyi insan lafın üstüne gelirmiş diye biliyordum, dedim.
- O mu iyi insan. Köpek desem köpeğe ayıp olur, dedi
Ablam ve ben gülme krizi geçirdik. Kıvanç'ta yanımıza gelmişti. Merve'nin omzuna elini koydu. Ablamla ben ikisine bakıyorduk.
- Nasılsın güzellik? dedi.
- Sen burda değilken iyiydi, dedi. Kıvanç kibirli şekilde güldü.
- Ne de güzel espiri yaparmış benim güzelim, dedi.
Ablamda ayağa kalktı
- Kıvanç'mısın nesin. Hemen kızı rahatsız etmeyi bırak ve burayı terk et, dedi bağırarak. Ablam normalde kibar biridir ama böyle durumlarda erkekten beter biri oluyordu. Aynı ona çekmişim ama çok kibar biri değildim. Kıvanç hala olduğu yerde dikiliyordu. Ablam daha sinirlendi be dediki
- hadi şimdi hoşt bakıyım.
Kıvanç Merve'ye baktı ve olay yerini terketti. İşe azıcık polisiye hava katayım demi yani.
Ablam
- Sizi hep böyle erkekler mi bulur ya? Hiç mi normal erkek yok. Mert aniniz gibi birini bulun ya.
- Siz derken? Bu arada Mert derken?
- İlk olarak Mert sorusuna cevap vermek istiyorum. Sadece normal biri olduğu için söyledim.
"İçimden tabi canım tabi diye geçirdim"
- İkimcesine cevap veriyorum. Senin Burak.
- Nerden benim oluyormuş ya, dedim.
- Büyük aşklar büyük kavgalarla başlar.
- He tabi canım tabi.
Merve lafa atladı.
- Abla sen madem geldin Eda'yı çağrılarımda eskisi gibi birlikte gezelim.
Ablam
- Sorman hata dantelli. Arayında kıyafet bakmaya gedelim. Mağlesef birilerinki yüzünden edemedikte.
Merve kolumu cimlikledi ve kulağıma fısıldayarak dediki
- Hepsini anlatacaksın.
Sonra ablamın duymayacağı bir şekilde anlattım gülme krizlerine boğuldu.
- Yaa gülme hem sen Eda'yı aramıcan mı?
Merve Eda'yı aradı ve buluşacağımız yeri söyledi.

PsikoRus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin