Bölüm 6⚠

311 22 1
                                    

Uzel'in Ağzından;

Karşımdaki mavi gözlü, gururlu, inatçı, dik kafalı kıza sinirle bakıp derin bir nefes verdim. Bu yalanı ortaya ben atmış olabilirdim fakat, yalanı daha ileriye taşıyanda Dalya'ydı.

"Şimdi gitte ebeni gör," diyerek tısladı ve koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı. Alayla güldüm ve yanına ilerledim. Kolundan tutup kaldırdığım gibi kapıya sürükledim.

"Bu yalan ikimizin, güzelim. Yani sadece ben değil, sende geliyorsun," kolunu çekmeye çalıştı ama o kadar sıkı kavramıştım ki yerinden bile oynatamıyordu. Hayır, uyanıklık yapıp ben orada ter dökerken Dalya'nın burada oturmasına göz yumacak değildim.

Göze göz, dişe diş.

"Bırak beni be! Bir kere yalanı ortaya atan sensin! Birde suçlu ben mi oluyorum?" sinirle ona baktığımda debelenmesi durdu. Sinirlenmemiştim ama bu bakışı yapmak her insanda bir etki bırakırdı, seviyordum.

"Bana bak," dedim. "Bu yalan olmasa burada olmazdın. Nerede olurdun biliyor musun? O adamların yanında. Ya tecavüze uğrardın sonra öldürülürdün, yada işkence edip öldürürlerdi. O yüzden kes sesini ve benimle gel," dediğimde tüylerinin diken diken oluşu tuttuğum kolundaki tüylerinden elime battı. Korkmuştu ve bu beni tebessüm etmeye zorladı.

Güzel.

Salona girdiğimizde annem oturmuştu, babam ortalarda gözükmüyordu. Derin bir nefes verip Dalya'nın kolunu bıraktım.

"Sadece senin geleceğini sanmıştım," dedi annem Dalya'ya gönderme yaparken. Ama hayır, bu konu ikimizindi ve kaçışı yoktu. Dalya hızla koridora adım atınca kolundan tutup tekrar salona ilerlettim. Koltuğa oturttuğumda titriyordu.

"Bizimle konuşmak istediğin ne anne?" annem Dalya'ya ifadesiz bir bakış attı.

"Sizinle değil, seninle konuşmak istediklerim var ama ikinizi kapsıyor," Dalya'nın kalbini buradan bile duyabiliyordum. Masada öyle şeyler söylemeseydi şuanda ben dışarıda, o ise odasında olacaktı. Çektiklerimize bak.

"Bak oğlum," diyerek lafa başladı annem. "Bu çocuk doğunca elaleme rezil olacağız. Diyecekler daha evlenmediği bir kızla çocuk yapmış, kız namussuz. Lafı bize dönüp dolaştıracaklar. Biliyorsun, zaten bu aralar Aysu teyzenlerle aramız da karışık dedikodu yapacak malzeme arıyor. Bende bir karara vardım," hızla elimde bir el hissedince Dalya'ya döndüm. Ağzında birşeyler fısıldarken, -eminim duadır- gözlerini kapamış, elimi sımsıkı tutmuş kararı bekliyordu. Bu kız gerçekten deliydi.

"Verdiğim karar bu yaşta evlilik erken. Ama çocuk doğana kadar buralarda olamazsınız. Ben soyadıma laf getirmem. Baban zaten son birkaç gündür evlilikte evlilik. Olmaz oğlum, dayanamıyorum ben," diyerek elini yelpaze yaparak derin bir nefes aldı.

"Yani?" dedim sadede gelmesini bekleyerek.

"Yani şöyle bir sonuca vardım. Bebek 3 aylıksa 6 ay burada olmamanız gerekiyor. Bebek doğunca bir çaresini buluruz. Sizi Antalya'daki yazlık eve pışpışlıyorum," kaşlarım çatıldı.

"İyide orada Aysu teyzenin oğlu yaşamıyor mu?" Dalya gözlerini açmış, bizi pür dikkat birşey söylemeden dinliyordu.

"Yaşıyor. Ama yarın bir gün ev alacakmış. O yüzden 6 aya kalmaz çıkar o evden. Bir süre yaşıyıverin, olmazsa devreye ben girerim," derin bir nefes verip bakışlarımı Dalya'ya çevirdim. Korkak ve tedirgin bakışlarla yüzümü inceledi.

"Ne zaman gidiyoruz peki?" diyerek araya girince annem anında cevap verdi. "Yarın akşam. Bavullarınızı hazırlarsınız şimdi," diyerek ayaklandı ve Dalya'ya döndü.

SIĞINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin