Bölüm 5

166 16 0
                                    

      ...Neydi bu şimdi? 

Önemlidir belki diyip babamın yanına çıktım. Çalışma odasındaydı. Yanına gittim, telefonu ona uzatarak 

'Sekreterin 5 kere aramış baba, bir de mesaj atmış "artık onu yanına almalısın" diye. Çok önemli bir şey olmalı. Yanına alman gereken şey ne baba?'

'Şey kızım ya önemli bir şey değil. Şirketle alakalı yurtdışında olan bir belge. Yani pek senlik bir şey yok.'

Biraz geçiştirmiş gibi olsa da bana yeterdi bu. Zaten bugün çok yorulmuştum odama çıkıp uyuma kararı aldım.
  Odama çıktım. Üstüme rahat bir şeyler geçirerek telefonumu alıp yatağa atladım. Sosyal medyada takılırken,birden aklıma Hazar geldi.

Nerden çıktın sen ya?

   Bakmaktan zarar gelmez diyip aramaya başladım. Bir dakika. Bunun soyadı neydi? Hiç sormamıştım ki. Neyse çok Hazar olmaz zaten.
  Arama bölümüne 'Hazar' yazdım. Yok artık devenin nalının sapı. Bu kadar Hazar var mıydı?. Sen neymişsin be Hazar.

Evet başlayalım o zaman.

Bir.. Hmm bu değil ama gideri var yani. İki.. Oww taş ama bu da değil. Üç.. Iyy bu ne be isim sana yakışmamış. Dört.. Kumral, idare eder. Off sıkılmaya başladım ama. Beş.. Hmm sekiz baklavalı. Dur,heh ne!? . 'Buldum!'diye ciyakladım bir an. Ne oluyor lan? Hop bir destur çek.  Kapı açıldı bir an.Annem ve babam kapıdaydı.
'Ne oldu kızım?' dedi annem.

Yuh Nefes. Ne diyeceksin şimdi kadına.

'Hiç anneciğim, bir ödevimi buldum. Çok önemliydi de fazla tepki vermişim kusura bakmayın.'diye geçiştirdim.
'İyi geceler'deyip odadan çıktılar. Ne vardı o kadar bağıracak. Allah Allah ya. Neyse işimize bakalım biz değil mi.

   Hazar SEYMEN. Adamın soyadı bile cool lan neyin kafasındayım ben. Küçümsediğim bu taşın yanında parlamalıyım ki söylediklerim çok az da olsa doğruluk payı kazansın. Bu iş basit bir yemekten çıkmıştı, artık baya baya iddialaşmıştık. Bakalım kim daha cool olacak diye. Bir an kendimi savaşa hazırlayan askerler gibi hissettim be. Fotoğraflarına bakmaya başlayacaktım ki hay bin istek! Yanlışlıkla arkadaşlık isteği attım. Tam geri alacaktım ki gelen mesajla hayallerim suya düştü.
'Biliyordum..'
  Beni mi bekliyordu bu çocuk. Anında mesaj mı olur ya. Ne diyeceğim ki ben şimdi bu çocuğa.
'Neyi?'

'Beni aradığını'

'İşim yok da seni arayacağım. Hiç güleceğim yoktu bay öküz. Arkadaşıma bakıyordum işte sende çıktın önüme bende ekliyim dedim telefonumla değil, burdan mesaj atarım diye. Numaramı senin gibi bir öküzün rehberinde olmasını istemem.'

   Lan ne kadar yetenekli bir kızım. Göt korkusu işin içine girince on numara replik yazıyorum şuraya bak.

'Ya ya tabi hepsi öyle söyler zaten '

' İşte hepsi öyle söyler,ben değil.'

'Uu baya sert. Peki seni onlardan ayıran özellik ne maviş?'

'Ben olmam.'

'Biraz daha çabalarsan inandırıcı olduğunu düşünebilirim maviş.'

'Kendini nasıl inandırmak istersen sekiz baklavalı öküz.'

'Ya ya sen beni nasıl inandırırsan öyle maviş.'

'Seni göt edecek kadar bile halim yok bay öküz. Yarın sana yeri ve zamanı mesaj atarım ben.'

'Tamamdır maviş.'
  
    Konuyu kapattığımda -ne kadar içten olmasa da -  artık uykunun o merhametli kollarına bırakabilirim kendimi.

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin