Dedektifçilik Oyunu

12 1 0
                                    

O gecenin ardından tam 3 hafta geçmişti ve 3 haftadır Yiğit'i görmüyodum. Arada bir Barkın -evet o kumral çocuğun adını sonunda öğrendim- geliyordu okula ve bikaç kez ona sormuştum dalgayla karışık. Daha doğrusu ağzından laf almaya çalışmıştım ama her seferinde başarısız olmuştum.

Bu arada Barkın ve Kadir ile kanka olmuştuk resmen. Baya bi iyi anlaşıyoduk hepimiz, sadece Sera ve Barkın atışmaları rutin olarak tekrarlanıyodu. Bence aralarında anlamlandıramadığımız güzel bi bağ var ve bu yüzden birbirleriyle uğraşmadan yapamıyolar. Ne diyelim hayırlısı olsun.

Kadir ve Naz ise sevgili olmuştular. Kadir cidden çok romantik bi çocuktu ve Naz'a muhteşem bi teklifte bulunmuştu. Şanslı sürtük nolcak.

3 hafta içinde dersler yoğunlaştı, sınavlar başladı ve sadece okula kafamı yormaya çalışıyodum. Bunun dışında Sera ile aramız eskisi gibi çok iyiydi. Haftasonları üçümüz buluşup takılıyoduk, alışverişe falan gidiyoduk.

Aileme gelirsek, bence onu direk boşverelim. Çünkü bizimkilerin arası günden güne daha boktan bi hâl alıyodu. Evdeki kavgalar, birbirlerine bağırmaları, havada uçuşan o iğrenç kelimeler hepsi beynimin zonk zonk ötmesine ve inanılmaz bi ağrıya sebep oluyodu.

Geçen akşam en sonunda dayanamadım kavga ettikleri sırada yanlarına inip patlamıştım. Bu hareketime çok şaşırdılar tabi. Ama fayda etmedi ve her akşam yine aynı kavgalar evde oluyodu.

Evi boşverip kafamı arkadaşlarıma ve derslere yoğunlaştırmaya çalıştım. Tabi başarılı olamadım, sebebi ise Yiğit' in o geceki sözleri hala aklımdaydı. Bizim kızlara bu konuyu anlatmamıştım ilk başta. Sonra ise dayanamadım ve anlattım. İlk başta bana kızsalar ise daha sonra anlayışla karşılamıştılar.

Yiğit. Kısa sürede içimdeki tırtılın kelebek olmasına sebep olan kişi. O simsiyah gözlerini görmeyeli o kadar uzun zaman olduki, kahverengi gözlerim bu hasrete daha fazla dayanamıyodu. Burnum o muhteşem kokusunu özlemişti.

Kaşlarımı çatacak kimse olmadı bu süre zarfında ve kaşlarım çatılmayı büyük bi hasretle bekliyodu.

Acaba neden gelmiyor? Nerde, ne yapıyodu? Kiminle? Belkide eski kız arkadaşıyla barışmıştı ve onunladır. Çok mutlulardır. O kızı öpüyodur, sarılıyodur. Birbirlerine bakarak gülümsüyolardır. Ve belkide, belkide okul bitiminde nişanlanacak, üniversite sonrası ise evlilik hayalleri kuruyorlardır.

Bu düşünceler içimdeki kelebeğin ağlamasına sebep olurken elimi yumruk yaptım. İçimdeki kelebek 'yapma' diyordu resmen bana. 'Yapma, düşünme, öldürme beni' diye bağırıyodu sanki bana.

"Dolunay beni duymuyor musun?"

Naz'ın sesiyle küçük saplı bi şokun ardından düşüncelerime son verdim.

"Ne? Ne demiştin? Üzgünüm duymadım, dalmışım?"

Gözleri sebebini deli gibi merak ederken bunu sözlü olarak ifade etti.

"İyimisin sen? Ne oldu? Kaç gündür böyle dalıp gidiyosun."

"Evdeki olaylar" diye yalan söylerek geçiştirdim. Aslında pek yalan sayılmaz. Çünkü evdeki olaylarda canımı sıkıyodu ve beni derin düşüncelere sokuyodu. Ama ondan öte ondan daha fazla Yiğit buna sebep oluyodu.

O gece bana 'beni öldürmene muhtacım' demişti. Ölümünün hayalini bile kurarken içimdeki kelebek acılar içinde feryat ederken gerçeği olma düşüncesi... Bunu istemiyordum.

Ben onu öldürmek istemiyodum ki öldürmüyodum. Ama o bunu inkar etmişti o gece.

"Yine daldın"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKA DUYURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin