Hay aksi! Gardiyanlar geliyor, lanet olsun bir an önce yukarıya çıkmalıyım! Girdiğim yerden çıkmam için çok geciktim. Kesinlikle gözükmemem gerekiyor, yoksa bedeli sandığımdan daha sancılı olabilir. Hadi.. gelmek üzereler çok sessiz olmalıyız sayın okur, nefesinin bile sesini duyma, lütfen! Miğdeleri yemekle dolmuş olacak, keyifleri yerinde bu çıkmamı kolaylaştırır, zaman kaybediyorum bir an önce çıkmalıyım. Buda ne? Bir havalandırma mı? İlerlemek zorundayım, buna mecburum. Tanrı'm yardım et! Gidelim... Kalp atışlarımın adımlarımı hızlı bir şekilde takip ettiği kısa bir yolculuk sonunda zaten bir hayli kir içinde olan elbiselerim ile birlikte revirin lavabosuna çıkmayı başardım. Tanrı bugün benim için zarları düşeş atmış olmalı oda tam karşımda! Koşarak girdim, Tony yalnız ve kendinde!
+ Tony bu adamda kimdi?
- Hangi adam?
+ Yanında ki o herif?
- Ne saçmalıyorsun, bu üzerinin hali de ne? Nereden geliyorsun sen?
+ Tony, o adam! Her neyse hadi çıkalım buradan...
Ağır ağır kaldığımız yere geri döndük, bu olanlardan şu an Tony'e bahsemem. Onu bu konuda hep geçiştirdim koğuşa kadar. Cesy ile görüşmeliyim en iyi yapabileceğim iş bu. Tony yorgun yorgun uyumaya devam ederken, aklımı kurcalayan tek bir soru vardı. Bu adam kim? Ne için buradaydı? Öldürmek istese ben aşağıda bunca vakit kaybetmişken bu hiç zor olmazdı. Ellerimi kafamla birleştirdim, sanırım şimdi biraz buradaki diğer mahkum insanlara benzemiştim. Yemek saatimiz yaklaşmıştı, Tony ağır bir şekilde uyanıyordu. Bende uyandığını fark edince bir şeylerle oyalanıyormuş gibi yapıp tedirgin halimi kaçırdım hasta bedeninden. Bu gelen seste ne? O, pis gardiyanlar sanırım bizi götürmek için gelmişlerdi, umarım farkedilmemişimdir yoksa bu ikimizinde sonu olur. Hey! biraz yavaş! "Ne istiyorsunuz?" dememe kalmadan her zamanki kullandıkları iğnelerden bir tanesi vücudumda çoktan etkisini göstermeye başlamıştı bile...
Gözümü açtığımda bir sivil polis ve Cesy tam karşımdaydı. Olanları anlamakta güçlük çekiyorken bir yandan da korku dolu bakışlarımı belli etmemeye çalışıyordum. Tony'i sordum onunda yanda sorguda olduğunu öğrendikten sonra güvende olduğunu yüzüme nüksettiler sert bir tavırla.
+ Sizi gördük! Tony' nin revirdeki yanında duran o adamla ne konuştunuz!? Anlat!
- .... (Derin bir nefes çektikten sonra, olanları anlatmakla anlatmamak arasında kalmıştım) Başka çarem yoktu söyleyecektim. Çünkü Tony baygın ve olaydan habersizdi. Tüm olanları anlattım...
+ ( Cesy ve polis birbirine baktıktan hemen sonra, Cesy odadan çıkış yaptı. Polis benimle kalıp suratıma baktı yakın bir pencereden)
Bizden önce bütün revirde ki mahkumlar sorgulanmıştı. Bizim gibi akli dengesini tam olarak kaybetmemiş bireyleri Cesy gayet iyi biliyordu. Bu yüzden sorgulama için bizi seçmişti. Polis ufak bir telefon görüşmesinden sonra, bir boş kağıda zorla imza attırdı kollarımdan tutup. Beni sert bir tavırla odadan def etti daha sonra. Çünkü benim bildiklerimin sadece bir fragman olduğunu ve asıl filmin peşinde olduklarını fark edememek için deli olmak gerekiyordu. Sahi ya, onlara göre biz birer deli insanlardık. Tony çoktan kaldığımız yere getirilmişti çünkü olanlardan habersizdi. Saat su gibi akıp geçmişti, yemek saati de geçmişti bir hayli. Yarın sabahı beklemek zorundaydık. Her neyse ışıkları kapatmanın vakti göz kapaklarım yaralı bir asker gibiydi adeta. Dirseklerim deki pislikleri silip yatmak istiyordum sadece, lavaboya doğru ilerledim. Bu soğuklukta nereden geliyordu, dönüp hırkamı almalıyım. Ne oldu bu kapıya şimdi böyle!? Takılmış olmalı, "Arka tarafa bir bakayım belki işime yarar bir kaç materyal bulabilirim" dedikten saniyeler sonra ayağımda iki tane jop iziyle yine aynı sorgu odasında uyandım! Bu kez karşımda bir savcı vardı:
+ Sana açık bir konuşma yapacağım, raporlarını incelemek üzere yaklaşık on dakika önce Cesy' nin odasında bulundum. Kim olduğun hakkında pek bir bulgu yok. Akıl sağlığın buradakilere göre gayet iyi. Eşin, ailen, dostların... kimse hakkında bir bilgi yok. Tek bir somut öge, kızın Dawn.
- Kızımın adını ağzına alma!
+ (Sinsi bir gülüşün ardından devam etti) Senden istediklerimizi gerçekleştir kızın bizler tarafından göz hapsinde olmasın..
- Ne istiyorsunuz ?
+ (Elindeki belgeleri önüme doğru atarak altına attığım imzayı gösterdi, boş kağıda attığım imzayı bir belgeye çevirmişlerdi! Anlamalıydım..)
- Ne istiyorsunuz!
+ Bizim için dışarı çıkacaksın ve hastahanedeki bu adamı bulacağız!
-(Derin bir yutkunmadan sonra gözlerim fal taşına bürünmüştü, çünkü yem olarak beni atmak istedikleri bariz belliydi ve adamın gayet aranan biri olduğu da öyle. kızım için başka seçeneğim kalmamıştı, onu emanet edebileceğim kimsem de yoktu, en azından benim için.) Peki tamam
+ Tony'ide seninle beraber istiyoruz
- Onu neden istiyorsunuz?
+ Eğer babasını görmek istiyorsa tabii ki!
![](https://img.wattpad.com/cover/62234135-288-k764585.jpg)