Arabadan inip eve doğru gittim. Zile basmak için elimi kaldırmıştım ki annem endişeli bir şekilde kapıyı açtı. Bana sıkı sıkı sarılıp
"Canım kızım , baban birşeyler anlattı ve çok sinirli."
"Umrumda dahi değil anne."
"Sınırlarını aşıyorsun Gaye" dedi babam. Sınırlarımı aşacak naptıysam artık.
"Sınırları aşıyorum öyle mi , yaa ben çok merak ediyorum ne yaptım ben ."
"Sen beni Arda'ya karşı küçük düşürdün , rezil ettin beni."
"Arda kim ki , neden ona rezil olacakmışsın."
"Çünkü Arda ile seni evlendirecektik ama sen kalkmış diğer ortağımın oğluyla sürtüyorsun."
Babamın dedikleriyle başıma kaynar sular döküldü sanki.
"Düzgün konuş baba sen bana ne dediğinin farkında mısın benim kimseyle sürtüğüm yok. Sen benim babamsın ya babam . Bir baba kızını nasıl böyle bir lafla itiam eder. Ayrıca o çok sevdiğin Arda varya o benim bu dünyada gördügüm en iğrenç insan." Bunları söylerken gözümden bir damla yaş düştü ve konuşmaya devam ettim.
"Eğer beni evlendirmeyi çok istiyorsan Aras'la evlendir. Nasıl olsa ben onun sürtügüyüm değil mi ?" Bu sözlerimin üzerine ardından sağ yanağıma şiddetli bir baskı hissettim. Bana bunuda yaptı babam , bana tokat attı. Yüzüne tıslayarak konuştum.
"Kendimi en zayıf , en çaresiz , en mutsuz hissettiğim anlarda aradığım gücü ellerinde sözlerinde buldum. Sen benim sığındığım tek limanımdın. Ama üzülme sadece pişman ol gerçekler ortaya çıktığın da bir ok misali yüreğine saplandığında pişman ol. Beni sevdiğin , beni koruduğun , beni sardığın , beni büyüttüğün için teşekkürler baba herşey için." Arkama bakmadan gözyaşlarımın eşliğinde odama çıktım. Saatlerce , günlerce hatta yıllarca ağlayıp kendimi upuzun olan bir uykuya teslim etmek istiyorum. Ben , benim ailem herkesin sahip olmak istediği ailem bugün paramparça etti beni. Canım acıyor hemde çok sadece ağlamak istiyorum. Ağlayıp ağlayıp unutmak ama olmuyor. Uyku bedenimi esir almış şekilde yatağın kenarına kıvrıldım.
***
Telefonumun sesiyle ağırlaşmış olan gözlerini açtım. Aras arıyordu. Ben akşamki yemeği unuttum. Offff telefonu açtım ve
"Gaye kusura bakma bu akşamki yemek iptal oldu. Bizimkilerin yurtdışına acil gitmesi gerekli. Bir kaç hafta sonra tanışma yemeğini yaparız. Bu arada nasılsın konuya hemen daldım."
"Önemli değil pek iyi olduğum söylenemez. Aslında benim içinde iyi oldu."
"Neyin var Gaye."
"Önemli değil , sonra konuşsak şimdi konuşmak istemiyorum."
"Peki öyle olsun , yarım saat kadar ordayım geldiğimde hazır olmazsan kapıya dayanırım haberin olsun."
Birşey dememe fırsat vermeden telefonu yüzüme kapattı. Aman birde bu olayları ona anlatacam. En iyisi kalkıp hazırlanmak. Siyah pantolonum ve arkası uzun önü kısa tişörtümü giydim. Ayağıma siyah sporlarımı geçirdim. Saçımı dağınık bir topuz yaptım. Makyaja gerek duymadım. Telefonumu elime alıp odadan çıktım. Aslında ne babamla ne de ailemle karşılaşmak istemiyorum. Son basamakta iken annem konuşmaya başladı.
"Nereye kızım."
"...."
"Kızım lütfen böyle yapma."
"....."
"Gayem , sırma saçlım , mis kokulu yavrum... Affet bizi senin iyliğini düşündük biz."
"Nasıl düşündüğüz ortada , beni nefret ettiğim bir adama yamamaya çalışıyorsunuz. Sevdiğim adamla birlikte bir yola girincede adımız sürtük oluyor değil mi anne. " Anneme tıslayarak bu sözleri söyledim. Annemin gözlerinden bir yaş düştü ama umursamadım evden çıktım.
Annemin bir suçunun olamadığını savunuyor zihnim ama kalbim ona küs , beni babama karşı savuna bilirdi. Korna sesiyle kendime geldim hemen arabaya doğru gittim ve bindim. Aras bana şok içinde baktı ve
"Yüzünün , gözünün bu haline ne? Ne oldu Gaye."
"Sonra lütfen sonra beni bugün götürdüğü o uçurum kenarına götürür müsün.?"
"Pekala , öyle olsun."
***
Uçurumun kenarında Aras ile birlikte duruyorduk ve konuşma vaktimin geldiğini düşündüm
"Bugün beni eve bıraktıktan sonra babamla konuştuk. İnanabiliryor musun beni Arda'yla yaa Arda'yla evlendirmeyi düşünüyormuş. Beni aldatan şerefsizle evlendirmeye karar vermiş. Sırf seninle sevgili oldum diye babamın tarafından adım sürtük oldu. Arda'nın adıda şerefli oldu."
Gözyaşlarım sel misali akmaya devam ediyordu.
"En acısıda off bu adam kahramanım , çocukluğumu süsleyen , idolum olan babam bana tokat attı."
Hıçkıra hıçkıra bu cümleleri kurdum. Şefkatli bir kol beni sardı sımsıcak bir beden. Yanlızlığımı , umutsuzluğumu saran bir umut ışığı oldu Aras. Ama o da yalan o da bitecek gidecek.
Arasa dönüp bağıra bağıra
"Sende yalansın , sende gideceksin ve ben, ben yine yalnız kalacağım."
"Hayır Gaye lütfen böyle yapma ben, ben çok üzgünüm." dedi.
Sadece baktım sadece bakabildim yine sıcak kolları bedenimi sardı. Bu koku bu benim huzurum. Sen benim huzurumsun Aras Dağhan. Bende kollarımı onun bedenine doladım doya doya kokusunu içine çektim. Elimde olsa hep böyle kalırdım. Ahhh sanırım ben bu adama aşık oluyorum hemde deli gibi. Aras'dan ayrıldı ve Aras konuşmaya başladı.
"Hadi kendini topla hiç birşey için gözyaşını dökme. Birlikte güzel bir yemek yemeye ne dersin.?"
Bu sözleri göz yaşımı silerken söyledi.
"Olur" dedim ve elimi tutup beni arabaya yönlendirdi.
***
Uzun bir yolculuğun ardından beni çok şirin deniz kenarında bir mekana getiridi. Hayranlıkla etrafı izlerken Aras konuşmaya başladı.
"Canım sıkıldığı vakit buraya gelirim. Buranın sahibi Salih amca 60-65 yaşlarında , dertlere derman gönüllere sultan olan bir amcadır kendisi. Ayrıca laf armızda süper balık ızgara yapar."
"Şimdiden merak ettim Salih amcayı."
"Hadi gel içeri geçelim hem balıklarımızı yeriz hem de sana anlatmam gereken şeyleri anlatayım."
"Ne anlatacaksın."
"Çok meraklısın hadi bakalım , ben çok acıktım içeriye geçelim."
Diyerek kolumdan tutup beni içeriye soktu. Çok güzel bir mekan , sıcacık bir atmosferi var , sanki insanın kendi evi gibi hissettiren bir duygu vardı içeride."
60-65 yaşlarında bir amca bizi karşıladı tahminimce Aras'ın bahsettiği Salih amca bu olmalıydın.Salih amca Aras'a bakıp
"Hayırsız sen gelirmiydin buralara "dedi.
"Salih amcam doğru söylüyorsun ama banada hak ver iş güç koşturmaca
.""Eşek sıpası , iş güç bizden dahamı önemli."
"Estağfurullah amcam tabikide sen daha önemlisin."
Neyse ne bu hanım ki yoksa gelinim mi ?."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Yağmuru
RomanceBiri siyah , biri beyaz , biri ateş , biri su , biri tuz , biri buz... Aşk , yaz yagmuru gibi , yağmurun ardından doğan güneş gibi onunla gelen gökkuşağı gibidir. Belkide olmayacak hayaller. Hayalleri yıkılmış bir genç adam düşünün. Kalbini yıllardı...