Giriş Müziği-
************
Gri Küf Hakkında
MS 1930 yılında Sibirya'nın güneybatısına 500 metrelik bir meteor çarptı. Bu nereden geldiği bilinmeyen meteor binlerce canlının ölmesiyle sonuçlansa da, orada nüfusun azlığından birkaç kişi hariç kimse ölmedi 1,5 kilometre uzunluğunda 50 metre derinliğinde bir krater yaratan bu meteor 1-2 sene sonra haberlerin konusu olmaktan çıkmıştı. Ama asıl Dünyayı yok olma eşliğine getiren bu olmadı. Meteorun içinde bulunan sülfür dioksitli ortamlarda çoğalan ve nemli ortamları seven uzaydan gelmiş bir mikoorganizma meteorun yarattığı sarsıntıdan aktif hale gelen volkanların gökyüzüne yüksek miktarda karbondioksit ve sülfür dioksit yayması ile birlikte çok hızlı bir biçimde yayılmıştı. 2-3 sene sonra insanlar dünyada nefes alamamaya başlamış ve 1 sene sonra da dünyada ekilen tarım ürünlerinin %80'i yok olmuştu. Dünyayı yok olma eşliğine getiren bu küresel soruna ve meteor ile birlikte gelen bu ölümcül canlıya da rengi sebebiyle Gri Küf denmeye başladı. Zamanla bu küf insanları geçmek bilmeyen, kan dolu ve acı verici bir öksürük ile öldürüyordu. Artık insanlar buna bir çözüm bulmak zorundaydı. Yoksa Dünya diye bir şey kalmayacaktı.
************
Kurucular Hakkında
Gri Küf'ün nüfusun 1/10'ini yok ettikten sonra İsyanlar başladı. İnsanlar hükumetlerin hiç bir şey yapmadığını düşünüyordu. Tek yaptıkları yiyecek stoklamak ve koruyucu maskeler dağıtmaktı. İskoç uyruklu eski Amerikalı politikacı Kevin Oak 3 yıl boyunca gizli toplantılar yaparak 23 kişilik eski politikacılardan, ajanlardan ve devletlerin üst makamlarında görev yapmış bürokratlardan oluşan bir grup kurdu. Kevin Oak, (Transpralin'in kurucusu olarak kabul edilir) bu yaptığı gizli toplantılar ile dünyadaki insanların büyük bir kısmını kurtaracağını düşünüyordu, fakat insanların çıkarları, para ve unvan isteği bütün bu iyi düşüncelerin yok olmasını sağlamış ve Kurucuların elindeki bu "Dünya'yı yeniden kurabilme gücü" hayallerini, arzularını, intikamlarını ve kinlerini rahatça yapabilme olanağını ve "Hayallerindeki Dünya"yı oluşturabilme fırsatı sağlamıştı. Ardından bu iyimser, umut dolu toplantılar Kurucuların arzularını haritaya döktüğü karanlık bir ayine benzemeye başlamıştı. Ve Transpralin de böyle bir ortamda doğdu.
************
Transpralin Hakkında
MS 1947'de (Transpralin'den önce 74) insanlık ve dünya yok olmak üzereyken Kurucular İç Kıta' da (Afrika'nın tamamı ve Avrupa'nın güneyi) dışarıdan tamamen izole, Gri Küfün ulaşamayacağı aşırı komplike bir dünya yapmaya karar verdiler. Bu dünyanın kendi içinde bir yönetimi olması ve düzenin sağlanması gerekiyordu. Surların yapımı 25, gaz ayırıcı kalkanın yapımı 20, altyapının yapımı 12, yerleşim yerlerinin yapımı ise 17 yıl sürdü. Yani Transpralin tam olarak 74 yıl 23 günde tamamlandı.
23 kişilik bir komisyondan oluşan Kurucular Transpralin'in refah düzeyinin yüksek olması ve kuraklık, yoğun nüfus gibi sorunların yaşanmaması için kamuoyuna bu "aşırı komplike yerleşim yerinin" 1 milyar insan kapasiteli olduğu açıklandı. Devlet adamları ve önemli kişiler dışında bu 1 milyar insanın nasıl seçileceği büyük bir sorundu. Kurucuların önemli bir üyesi olan İngiliz Goven McDuncan'ın bu soruna ilginç bir çözümü olmuştu; Buraya gelen insanları seçmek yerine onların buraya gelmesi daha iyi"
McDuncan'ın bu sözünden 1 yıl sonra Transpralin Alarmları çalmaya başladı. Buraya gelen ilk 1 milyar insan kabul edilecekti. Fakat tahmin etmedikleri bir şey oldu. Buraya girebilmek için insanlar birbirini öldürüyor, katliamlar yapıyorlardı. Kurucular insanların bu halini görmezden gelerek Transpralin tam kapasite ile dolduğunda 50 metrelik 12 kapı aynı anda kapanmaya başladı ve 200 yıl boyunca Transpralin'in kapıları kapalı kaldı.
************
Mantar Savaşı Hakkında
Transpralin'deki düzen oturmaya başladıktan sonra insanların yaptığı katliamlar farklı bir boyut kazanmaya başlamıştı. Birkaç grubun başka bir gruba saldırmasından çok küçük bir meydan savaşı görünümünü aldı bu katliamlar ve büyük aşiretler hanedanlıklara dönüştü. Sadece Avrupa'da 45'e yakın hanedanlık ortaya çıkmıştı. Bunlar bir ülkenin yönetiminde yer almak yerine aynı boya mensup insanların toplandıkları küçük bölgeler haline gelmişti. Bu Transpralin'in dışındaki kirli yerlere Dışlanmış Bölgeler denmeye başladı. Burada Gri Küf'ün tüm ölümcüllüğü hissediliyordu. Dışlanmış bölgelerde yaşayan insanlar artık ne bir ağaç ya da ne bir bitki görmez olmuştu. Tek gördükleri şey kuru toprağın üstünde ince bir tabaka oluşturmuş volkanik tozlardı.
Böyle zor durumda yaşayan ve birbirlerine olan nefretleri bir anda Transpralin'e dönen bu hanedanlıklar. Eski savaşlardan kalma nükleer bombaları Transpralin'in Kuzey Akdeniz'deki topraklarına atmaya başladı ve Mantar Savaşı patlak verdi. Yaklaşık 100 yıl süren bu savaş öyle bir hal almıştı ki her gün düzenli olarak yapılan bombardımanlardan Balkanlar, İtalya, İspanya gibi güney Avrupa ülkelerinde neredeyse nüfus sıfıra inmişti. Bu savaşa Mantar Savaşı denmesinin nedeni İtalya'ya atılan devasa atom bombasının yarattığı patlama bulutuydu.
***********
"Duvarların sessizliğini gözyaşlarım bozacak. Savaşın sessizliği çoktan bozuldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
T R A N S P R A L I N
Science Fiction"Susmak en tehlikeli silah. Ölüm ise en büyük yalan." Transpralin" ne mi dersiniz? Bu konuda hiçbir fikrim yok.... ********** "Sevgili okuyucular, size bu retro-futuristik evrende, kötü yeni dünyanın nasıl doğduğunu ve bu kötü dünyaya "sessiz"...