1- 'ÇİLEK AROMALI SAKIZ'

76 2 4
                                    

"Kızlar son koliyi kim benimle almak ister?" Herkes bana yorulmuş bir ifadeyle yalvaran bir şekilde baktı.

"Ne kadar eğlenceli olduğunu biliyorum ama bu kadar belli etmeyin bari" Kızlar gülümseyerek koltuklara iyice yayıldığında benim alacağımı anlayıp harekete geçecektim ki Sera beni durdurup Mine'ye seslendi.

"Mine o kadar puding yedin kalk biraz sen yap. Eylem ve biz yorulduk." Son kelimelerinde el hareketleriyle Büşra ve kendini gösterdi.

"Abi ben niye hep küçük kardeş muamelesi görüyorum ya!" Mine Sera'ya trip atınca ortam biraz gerildi.

"Tamam biz alırız. Sorun yok." diyen Büşra'yı onayladım ve açık kapıdan çıkıp hızlıca 2. katta bulunan minnoş yeni evimizden inerken yukarı çıkan komşulara yol vermeyi ihmal etmedim. Merdivenlerden aşağı süzüldüm. Büşra gülümseyerek merdivenlerde göründüğünde 'noldu' dercesine başımı salladığımda önce arkasına kısa bir bakış attı.

Büşra "Komşularımız çok kibar. Kızım bu ikili fenalarr!" derken son kelimesinde gözlerini kısmasıyla kısa kahkahalarımızı sergiledik. Ağır koliyi kucakladık. Koliyi yukarı çıkardık. Eve girdiğimizde Mine ve Sera barıştıkları belli bir şekilde gülüyordu.

"Ooo pandacorn ve unicornum barışmış." dedim ellerimi çırparak."

"Hadi yerleşelim, sabaha okula gidip kayıt işlemlerini hallederiz." Herkes Sera'nın dediği şeyi onayladığınca tınılar çıkarınca odalara yerleşmeye koyulduk.

Ben ve Büşra uzun koridorda aynı anda belirmiş birbirimize gülümsemiştik. Yarın Antalya'dan ayrı İzmir'de geçireceğimiz ilk günümüzdü. Büşra'nın teklifiyle artık Üniversiteye burada devam edecektik. Tabi bir sınava tabi tutulduk Mine'nin bizi çalıştırmasındaki çabası yetti de arttı bile. Normal bir puanın üstünde not almamız çok iyi olmuştu.

Bizim burada ki evimizde kalacaktık. Ev 4 odalıydı. Odalar neyse de bu evin en sevdiğim kısmı balkonuydu. Önü açıktı hiçbir apartmanı görmüyordu. Deniz manzaralıydı. Evin nasıl olduğuna bakma amaçlı 1 ay önce gelmiştik. Her yeri babam hazırlatmıştı. İnternetten beğendiğimiz eşyalar yerleştirilmişti. Aldığımız canlı sarmaşıklar mükemmeldi. Yerleştirdiğimiz mavi koltuk, üzerindeki renkli yastıklar ve biraz daha ilerisinde lacivert salıncakkoltukla birlikte çok hoş duruyordu.

Salona kurulduk yaklaşık 10 dakika sonra diğerleri de gelmişti.

" Hadi balkona çıkalım canım sıkıldı." Mine'nin fikrini onayladım ve uçarak balkona gittim. Kızlar kıkırdayınca meraklanıp arkama döndüm.

Arkama döndüğümde "Gergedan mı gıdıklıyor? Ne gülüşüyorsunuz?" dedim

"Sürpriiiz!" Arkalarından çıkan pastayla göz devirdim.

"Ah benim yavrukuşlarım benim doğum günüme daha 2 ay var, niye şimdi aldınız?" Onlar bana göz devirirken bende yanlarına gidip ateşlerini yalandan elinin tersiyle ölçer gibi yaptım.

"İzmir'e geldik Amerika'ya değil. Jetlag¹ olmuyorsunuz beybim. Ama yinede bu pastayı yiyebilirim" dedim. Büşra ve Sera dediğim şeye gülünce Mine lafa atlayıp,

"Kızım bi sus motora bağladın. Bu pasta benim gibi birinin buraya gelmesini kutlamak için. Siz neyse de ben önemliyim sonuçta hıh." derken son kelimesinde sarı parlak saçlarını arkaya savurdu.

"Seni lanet olası beyaz sürtük." dedi Büşra amerikanvari bir aksağanla, bir yandanda gülerek. Balkona saçma salak bi şekilde en önde gidiyordum ki, iki duvarın arasına sıkışmış mavi koltuğu ben kapabileyim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR KÜÇÜK BALKON MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin