Kimseye aldırmadan eski sırama oturmuştum. Tahtaya konsantre olmuşken sınıfa hoca girdi. Yavaşça ayağa kalkıp hocayı selamladım. Ders edebiyattı ve ben bu hocaya bayılıyordum. Aslı hocaya dönüp " Hocam ben Defne hatırladınız mı beni ? " dedikten sonra bana dönüp gözlerini olanağınca açtı. " Defne sen Türkiyeye ne zaman döndün? ". Şaşırması hoşuma giderken kısaca tüm olayları anlattım. Şok içerisinde dinlerken " Anladım " şeklinde başını aşağı yukarı sallıyordu. Konuşmamızın sonuna geldiğimizde derse geçmiştik.
Birkaç dakika sonra Aslı hoca bir kompozisyon yazmamızı istemişti. Konusu ise " Sevmek Ve Aşık Olmak" tı. Bende konsantre olup hemen yazmaya başladım.
" Sevmek en basitinden 6 harften oluşan bir kelime. Aşk ise 3 kelimeden ama daha tehlikelisi. Derinden ama acı çektirerek ölme biçimiydi aşk. Zaten hepimiz bu yola acı çekeceğimizi bildiğimiz halde başlamıyormuyduk. Ne kadar aşk güzel deselerde en güzeli sevgidir. Aşktan sonraki adım; sevgi ve sadakat...
Ne kadar seversen sev hiçbir erkeği kendinden fazla sevme demişti babam. Çünkü o senin zaafın olurmuş ve güçsüzleşirmişsin. Özellikle babam bunu yapmamaya çalışıyodu. Çünkü yaptığı işlere ailesi karıştığı zaman gözü hiçbirşey görmüyordu. Zaten hayat böyle değil mi ? İnsanın kendinden çok seveceği birini çıkartır karşısına. O an düşünürsün ki hayat benden yana. Yok öyle bişey canım. Karşına çıkan kişiye aşık olursun , kendinden fazla seversin onu. Artık bir zaman sonra sadece onun istediğiklerini yapmaya çalışırsın. İtaatkar olursun. Aşkı kötülemiyorum asla. Aslında bu sana hayatın oyunudur. Yavaş yavaş uzaklaştırır kendi doğrularından seni. Sonra o nereye sen oraya ...
Sonuç olarak hissedilen güzel bir duygu olsa da çekilen her zaman acıdır. Kulağınıza küpe olsun... "
Bittiğinde şaheserime gülümseyerek bakıyordum. Gerçekten çok güzel olmuştu. Şimdi yapapman gereken tek şey bu güzel yazıyı temize geçirmekti.Yaklaşık 10 dakika içinde temize geçirme işlemim bittiğinde kağıdımı Aslı hocaya uzattım. O da küçük bir tebessümle kağıdı elimden alıp dosyasına koydu. Sınıfa göz gezdirdiğimde ilk bitirenin ben olduğumu fark ettim. Geri önüme döndüğümde Aslı hoca kağıtları toplamamı rica etmişti. Ağır hareketlerle sıramdan kalkıp kağıtları toplamaya başladım. Rüzgarın sırasına geldiğimde göz göze geldik ve bana sırıtarak baktı. Bende yüzümdeki ciddiyeti koruyarak baktığım için yüzündeki sırıtış silinmişti. Tüm kağıtları toplayıp hocaya verdikten sonra zil çalmıştı. Nihayet...
💭💭💭
Zeynep ve Mikalle sınıflarımız ayrı olduğu için kantinde buluşmaya karar vermiştik. Merdivenlerden yavaş yavaş inerken önümde bir çocuk durdu. Ben kim olduğunu anlamaya çalışırken " Gökan " dedi. Hâlâ anlamadığımı mimiklerimden belli ederken " Adım Gökan. Seninle tanışmak istemiştim. " diyip güldü. Bende elimi uzatıp " Defne. Adım Defne. Tanıştığımıza memnun oldum. ". Tokalaştıktan sonra yanından geçip kantine doğru ilerlemeye başladım. Kantine girince bizim kızların tam olarak Rüzgarların arka masasına oturduğunu fark ettim. Onlara doğru yürürken Rüzgarın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Yanından geçince hayal kırıklığına uğramış bir tip vardı yüzünde. Ne yani onun yanına mı gideceğimi düşündü. Ben buna başka yerlerimle gülerim...
💭💭💭
Birkaç dersin ardından çıkış saati gelmişti. Ne kadar okulu sevsemde bugün çok boğucu gelmişti. Durağa ulaşınca bineceğim otobüs hemen gelmişti. Onun mutluluğuyla hemen otobüse bindim. Yaklaşık bir 10 dakika sonra geleceğim yere varmıştım.Evimin sokağına girdiğimde önüme çıkan birkaç kişiyle selamlaştım. Apartmana girdiğimde alt komşumuz Şükriye teyzenin torunu karşıma çıktı. Gözlerimi devirerek ona baktığımda makas alıp gitti. Allahım bu çocuk beni delirticek akıllanmıcak ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR
ChickLitİntikam ateşine bürünmüş bir kız Defne. Herşeyden habersiz bir erkek Rüzgar. Defne geçmişte yaşadığı kötülüklerin bedelini ödetmek için elindeki herşeyi feda ediyor. Ailesini bile. Bir idda ile başlayan olaylar ne zaman bu hale gelebilirdi ki...