-4-

220 75 10
                                    

   - 3 Gün Sonra -

   Canım haftasonum gelmişti. Ne kadar okulu sevsemde 2 güncük Rüzgarın yüzünü görmemek iyi gelicekti bana. Perdelerimi sonuna kadar açıp odama güneş ışıklarının girmesine izin vermiştim. Mutlulukla odamda dans ederken salondan sesler gelmeye başlamıştı. Mikal'in tek başına bu sesleri çıkaramayacağını bildiğim için koşarak salona giriş yapmıştım. Evimde olan Rüzgar, Başak , Kaan ve Canere mi şaşırsam ya da Mikal ve Zeynebin gelen sevgililerine mi şaşırsam bilememiştim. Rüzgarları es geçip Burak ve Batuhanın üstüne atlamıştım. Rüzgarın güvensizliğinden sonra bana güvenmeyi öğreten erkeklerdi onlar. Benim kardeşlerim...

   İkiside beni hızla üzerilerinden attıktan sonra yanaklarımı öpüp sımsıkı sarıldılar. Zeynep ve Mikal bu samimiyetimizi kıskanmıyorlardı. Çünkü onları abim onlarında beni kardeşi olarak gördüğünü biliyorlardı.Ayrıldıktan sonra kıyafetlerim aklıma gelmişti. Resmen şuan altımda ultra mini şort ve üzerimi zar zor kapatan bir tişört vardı. Gözlerimi kocaman açarak odama kaçmam bir olmuştu. Bizimkinler arkamdan gülerken ben utanmakla meşgüldüm.

   Hemen üzerime dar eşofmanlarımı giyip salona girdim. Bakışlar bana dönerken kafamı eğip koşarak Burağa sarıldım. O da bana sarılarak destek oldu. Bizimkinlere baktığımda çoğu karnını tuttuğu için acıktıklarını fark etmiştim. Burağın yanından kalkıp mutfağa girdim. Girdikten sonra  kapıyı kilitlemiştim. Gittiğimi kimse fark etmemişti. Bu da benim işime gelmişti yani ... Hemen kafamda bir liste oluşturup hazırlık yapmaya başlamıştım. İlk başta dolaptan krep malzemeleri çıkarıp ardından da omlet malzemelerini çıkarmıştım. Ardından bizim aç sürümüze bunların yetmeyeceğini düşünüp poğaça yapmaya karar vermiştim. İlk başta poğaçayı yapmaya başlamıştım. 5 dakika sonra hamurum hazır olmuştu. Sadece mayalanması gerekiyordu. Bu sırada aklıma Mikal ve Zeynebin sigara böreği olmadan kahvaltı yapamadıkları dank etmişti... Poğaçaların içini doldurup fırına attıktan sonra hemen krep harcını hazırlamıştım. Bir yandan kreplerim pişerken bir yandan da hızla hazırladığım sigara böreklerini pişirmeye başlamıştım. Yaklaşık 10 dakika sonra börekler pişmişti ama krepler pişmemişti. Kahvaltının en önemli unsuru olan çayı da demlemiştim. Başka ne eksik diye düşünürken hızlıca ocağa doğru koştum. Biraz daha beklesem yanacak olan krebi hemen alıp tabağa koydum. Şuan sadece omletler kalmıştı. Sonrasında ise güzel bir kahvaltı bizi bekliyordu...

💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣

   Mutfak kapısının kilidini açtığımda içeri Rüzgar girmişti. Hemen arkasından kapıyı kilitleyip yanıma geldi. Ben ona şaşkınca bakarken beni tezgaha yaslayıp kafasını boynuma gömdü. Derin bir nefes aldıktan sonra kafasını boynumdan çekip " 3 yıl önceki aynı kokun. Özlemişim. " dedi. Ben ona hâlâ dik dik bakmaya devam ederken " Hadi artık masayı hazırlayalım. Aç bir kurt sürüsü seni bekliyo. " dedikten sonra dolaptan kahvaltı tabaklarını çıkarıp masaya dizmeye başladı. Çatal , çay kaşığı ve bardakları dizdikten sonra bende yaptıklarımı masaya koydum. Sonra buzdolabına yönelip kahvaltılıkları çıkarıcakken Rüzgar' da hamle yaptığı için çarpışmıştık. Beni ittirip kahvaltılıkları yerleştirmeye başlamıştı. Bende bu sırada çayları katıp salondakileri çağırmıştım.Hepsi mutfaktaki hazır masayı görünce heycanlanmıştı. Tabiki de hemen yemeğe başlamışlardı. Bende yerime oturduğumda sağ tarafımda duran Rüzgar bana çikolata sürülmüş krep uzatıyordu. Gülümseyerek elindeki krebi alıp yemeğe başlamıştım. Zeynebe baktığımda Rüzgara " aferim " hareketi yapıyordu. Ciddiyim bu kız bir işler çeviriyordu. Bende bu işi ortaya çıkarmak zorundaydım...

   💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣

  
   Kahvaltı bitiminden sonra kahvaltı malzemelerini toplamaya başlamıştık. Bana yardım eden sadece Mikal'di. Ben bulaşıkları yıkamaya başlamışken Mikal " Kuzum yalnış anlama ama sana fark ettiğim birşeyi söylemek istiyorum."  dedi. Bende ona dönüp " Söyle kuzum. Böyle soru olur mu? " dedim. Sonrasında Mikal " Defnecim. Bence Rüzgar sana karşı gerçekten birşeyler hissediyor. İntikam konusunda hâlâ kararlımısın? " dedi. Dediği şey sinirlenmeme sebep olurken " Mikalcim. Bende Rüzgar bana bu oyunları yaparken ona aşıktım. Daha yeni liseye geçmiş bir kız erkeklere güveni yokken bana yapılan adil mi? " dedim." Haklısın. Ama tekrar düşün. " dedi ve cevabımı beklemeden salona gitti. Bende mutfaktaki işlerimi halledip salona geçince Kaanın film seçmeye çalıştığını gördüm. " Açlık Oyunları. " dedim. Kaan bana dönüp anlamamış bir şekilde bakarken " 3. rafta Açlık Oyunları serisi var onu izleyelim. " dedim. Herkes onayladıktan sonra ilk filmini takmıştık.Mikal'in söyledikleri kafama takılmıştı. Eğer ondan intikam alırsam onun gibi olacaktım ama intikamımı almazsam nefisim beni yiyip bitirecekti. Aslında intikam işleri bana göre değildi. Ama çevremdeki insanlar sağolsun beni bu hale getirmişlerdi. Babama güvenemiyordum ve onun ardından da aşık olduğum erkek yok etmişti güvenimi... Bir genç kız için ruhsal olarak kaos olacak kadar ciddi bir durumdu aslında. Ama kuzenim ve yakın arkadaşım Rüzgarı tutuyordu. Geçmişte bana yaptıklarını unutarak... Ben beynimde bunları kurgularken film bitmiş ve Burak önüme diz çökmüştü. Ağızından " Ne oldu sana yavrum. " cümlesi döküldüğünde istemsizce gözyaşlarım dökülmeye başlamıştı. Herkese göz gezdirerek " Özür dilerim. " diyip odama koşmuştum. Kendimi yatağa atıp daha şiddetli ağlamaya başladığımda odamın kapısı tık tık'lanmıştı. Kafamı yastığımdan kaldırarak kapıya baktığımda gelenlerin Batuhan ve Burak olduğunu görmüştüm. Benim " gel " komutumu beklemeden yanıma gelip sarılmışlardı. İşte şuan ki tek ihtiyacım. Abi sarılması...

   💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣

" Ya niye herkes benim karşımda. Niye ben herkesle savaşıyorum. Hiç mi askerim olmıyacak ya. Neden hep üzülen , kırılan ve alttan alan taraf benim. Kaldırmıyo artık ruhum kaldırmıyo (!). Dayanamıyorum. " diyip kendimi yere atmıştım. Burak kollarımdan tutup beni havaya kaldırdığında onu ilk kez bu kadar ciddi görmüştüm. " Kendine gel Defne. Toparlan. Biz herzaman senin yanındayız. Sen bize " Bu işi yaparken size ihtiyacım var. " dedin. Biz toparlanıp Türkiyeye yerleştik. Şimdi biz senin yanında olmuyormuyuz ha. Cevap ver. " diye cümlesini bitirirken susup kalmıştım. Vericek cevabım yoktu. Onları üzmeyede hakkım yoktu. Bu yüzden Batuhan ve Burağın gözlerinin içine bakarak " Sizin gibi abilere sahip olduğum için çok şanslıyım. Her zaman yanımda olun. Şimdi biraz hava almam gerekiyor. Yalnız bırakırsanız sevinirim. Aklımı toparlayayım. " dedikten sonra odadan çıktım. Salonda dikkatler üzerime toplanmışken hiçbirine bakmayıp ceketimi alıp evden çıktım. Saate baktığımda 17:00 ' dı. Ve bu saatte gidebileceğim en iyi yer belliydi...

   Bana iyi gelen tek yer... Çocuk parkı. Onların gülme sesleri ve koşuşturma sesleri aklımı dağıtırken içimden onlar gibi olma isteği geçiyordu. En iyisi çocukluktu aslında. Sadece oyun düşünürdük. Hiçbir derde kafa yormazdık. Ama şurdan bir çocuğu durdursam istediği tek şey " büyümek " olurdu. İşte böyleydi hayat. Büyük küçülmek ister küçük ise büyümeyi. Ama zaman hiçbir isteği ve hayali yerine getirmiyordu. Kısacası beklemiyordu. Hayatta en savunmasız olduğun noktadan takıyordu çelmeyi. Dengen kayboluyordu... Uzaklara bakıp bunları düşünürken yanımda bir hareketlilik oldu. İlk başta bakmasam da sonradan merakıma yenik düşüp kafamı çevirdiğimde Rüzgarı görmeyi beklemiyordum. Gözlerimi devirip önüme döndüğümde ona nerde olduğumu Zeynebin söylediğini tahmin etmiştim. Birkaç dakika karşıma baktıktan sonra Rüzgarın ağızından şu cümle döküldü. " O yaptığım adice şey. Seni gerçekten üzdü mü? ". Ben onun bu cümlesinden sonra kahkaha atarak konuşmuştum o da cevabını almıştı...

   💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣

   Hava soğumaya başlamıştı. Rüzgarla ayağa kalkıp yürümeye başlamıştık. Yolda biraz daha ilerleyince bir anda zıplamaya başladım. Ben daha ağzımı açmamışken Rüzgar konuşmaya başlamıştı.

   " Beni burda bekle. Pamuk şeker sevdiğini biliyorum. Alıp gelicem şimdi. " diyip yanımdan uzaklaştı. Ben şaşkınlıkla bakıyordum. Çünkü Rüzgara hiçbir zaman pamuk şeker sevdiğimden bahsetmemiştim. Nerden tahmin ettiğini sormayı aklıma not ettim. Ve arkasından izlemeye koyuldum.

    İki dakika sonra Rüzgar elimde kocaman iki tane pamuk şekerle yanıma döndü. Gözlerimi büyüterek pamuk şekere aşkla baktım. Rüzgar elindeki pamuk şekeri bana uzatarak yanıma oturdu. Kulağıma eğilerek ; "Banada öyle aşkla bakacağın günleri sabırsızlıkla bekliyorum..."

   💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣💣

Bölüm yayın tarihi ve saati : 23/07/2016  11:01

Meraba arkadaşlar. Güncellenmiş bir bölümle karşınızdayım. Size tavsiyem kitabı en başından okumanız. Hepinizi öpüyorummm 😊😚

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin