ROJA 1. BÖLÜM

1.8K 71 14
                                    

Agire Jiyan - Helin dinleyerek okuyun...

Gözler kalbin aynasıydı. Kalbi gidi baktı genç kadın. Yorgun. Genç kadın yorgun bakışlarını babasının üstünden çekip ağabeyine dikti. Bu sefer çaresizdi kalbi. Çaresiz baktı. Elleri dizlerinin üstünde birbirine kavuşmuştu. Ağabeyinden tepki gelmeyeceğini anladığında pes ederek kavuşmuş ellerine çevirdi gözlerini. Korku.

"Kararı verdik kızım." dedi Arwan Ağa. Ne kadar kızıyla konuşuyor olsa da ona bakamıyordu. Canı yanıyordu fakat bunu yapmak zorundaydı. Zamanla sever diye düşündü. Pekala, sevmese bile alışacaktı. Her şeyin ilacı zamandı.

"Zeynel Ağa ile evleneceksin." dedi Mesud. Kardeşini kaybetmektense, onun canını kendi elleriyle almaktansa o itin kardeşiyle evlendirmek daha mantıklı geliyordu. Kardeşinin ölümüne dayanamazdı. Kimse dayanamazdı.

"Benim bir suçum yok! Neden bunu bana yapıyorsunuz?" dedi Roja. Kızgındı, yorgundu, çaresizdi. Bir hafta içinde hem hayalleri, hem gençliği, hem de gururu kayıp gitmişti ellerinden. O bir kadındı artık. Kalbini aldıran bir kadın. "Baba neden susuyorsunuz?"

"Rewşan Xanım kızını al odasına çıkar, dinlensin." dedi Arwan Ağa zorlukla. Kalbi kızının bu sözlerine dayanamıyordu fakat doğru olan buydu. Töreyi yerine getirmesi gerekiyordu.

Rewşan Hanım ve kolundaki Roja sessizce bahçeyi geçip eve girdiler. Roja bir hışımla annesinin kolundan çıktı ve evin kadınlarının bakışları arasında odasına girdi. Girmesiyle kendini yatağa attı ve dolan gözlerinden yaşlarını akıttı. Neden hayat hiçbir zaman onun yüzüne gülmüyordu? Bu yaşadıkları yetmezmiş gibi bir de o pislik herifin kardeşiyle evlenecekti! Ona bunları yaşatan adamın kardeşiyle. Daha bu acıyla yaşamaya bile alışamamışken o eve nasıl girecekti. Ailesi onu nasıl bu uçurumdan atabiliyordu? Onlardan nefret ediyordu ve onları asla affetmeyecekti.

Rewşan Hanım gözü yaşlı bir şekilde kızının odasına girdi. Kızını canından çok seviyordu. Ve her gün kendini suçluyordu. Olanların suçlusu oydu. Eğer kızını o gün oraya birkaç eşya alsın diye göndermeseydi kızı ve ailesi bunları yaşamayacak ve herkesin hayatı alt üst olmayacaktı.

"Kuzum yapma böyle." dedi Rewşan Hanım yatakta yatan kızının yanında oturarak.

"Söylesene daye, ne yapayım?"

Sustu Rewşan Hanım. Konuşacak, söylenecek bir şey kalmamıştı artık. Sanki bütün sözcükler küsmüştü bütün aileye. Sessizlik sarmıştı bütün evi. Rewşan Hanım, Arwan Ağa, Mesud, Alikar, Eflesya ve evin kadınları Roja'ya mahcuptu. Roja hepsine sırtını dönmüş, küsen sözcüklerle baş başaydı. Yalnızdı.

Biraz sonra kapı açıldı ve içeriye Alikar'ın karısı Hivru ve Eflesya girdi. İkisi de diğer herkes gibi Roja'yı merak etmişti fakat cesaret edip girebilen yalnızca onlardı. Roja hırçın, dediğim dedik bir kızdı. Belki başka bir durumda evlendirecek olsalar karşı çıkar, evlenmezdi. Fakat bu sefer durum çok farklıydı. Roja, evleneceği adamın ağabeyinden tacize uğramış, üstelik bunu bütün aile öğrenmişti. Ardından deli sapık Hakan Ağa kafasına sıkmış, aşık olduğu Roja'yı töre ile baş başa bırakmıştı. Her zaman suçlu olan kadındı. Bu yüzden namusun temizlenmesi için iki yol vardı. Ya kadın evlendirilecek, ya da kadın o aileye gelin gidecekti. Hakan Ağa'nın intiharından dolayı da Roja'yı Zeynel Ağa'ya vereceklerdi ve namus denen şey temizlenecekti.

Rewşan Hanım kızının bu haline dayanmadan çıkmıştı. Hivru ve Eflesya'nın kollarında ağlayan Roja, ölümü düşlüyordu. Onun ölmesi daha yararlıydı. Bir adamın kollarında önce tacize uğramış sonra da o adamın kardeşiyle evleniyordu. Bütün hayatı bitmişti genç kızın. Ne diye kalbi atıyordu ki? Yaşayan bir ölüydü artık o. Yaşamamalıydı.

ROJAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin