Chicago'ya Yolculuk

58 5 2
                                    

Birkaç gündür yazamıyorum. Açlık... açlık etkisini iyice gösterdi, babamın aldığı erzaklar 2 gün yetti fakat 3 gündür hiçbişey yemiyoruz. Yukarıdaki inleme sesleri hala dinmedi, ahşap kapının üstündeki Hastalıklıların ayak sesleri her geçen saat daha umutsuzluğa kapılmamı sağlıyor. Babamla tekrar konuşucam, böyle giderse 2 güne açlıktan öleceğiz. Bi karar alınana kadar yapabildiğim tek şey Tabancamı kontrol etmek, söküp temizleyip tekrar birleştirmek.

Babamla konuştuk sanırım açlık artık güvende olma prensibini ortadan kaldırmış, çünkü 1 saat sonra dışarı çıkıp arabayla burdan kaçacağız. Radyo bizim için önemli fakat bu evde kalmak güvenli değil, yapabileceğimiz tek şey kaçmak. Planımıza göre ilk olarak babam çıkıcak ve Pompalı tüfek ile yakınımızdaki hastalıklıları öldürücek. Ardından ben çıkıp yaklaşan herşeyi öldürücem, birkaç dakika kazandığımızda bizimkiler arabaya binip bekleyecek, ben ise üst kattan radyo ve eşyalarımı alıp arabaya koşucam ve bu lanet yerden kaçıcaz. Planda karışık olan biryer yok, tek sorunumuz yukarda öldürebileceğimizden fazla hastalıklıklının avlarını bekliyor olabilmesi, fakat risk almaya değer.

Plan işe yaradı, telaş edilecek birşey yok. Hastalıklı sayısı tahminimizden daha az çıktı, tamamını hakladık. Üst kata çıkıp Telsizi ve eşyalarımı alıp arabaya koştum. Hepimiz arabada olduğumuzda yola çıktık.

herşey düşünülmüştü fakat unuttuğumuz bişey vardı, oda nereye gidiyor olduğumuzdu. Haritadan bakıp karar verdik, en mantıklı seçenek Chicago'ya gitmekti. Babamın dediğine göre orada Askeri bir liman vardı, hala terk edilmediyse insan bulabilirdik.

Yol boyunca kimse konuşmadı, hepimiz açtık ve halimiz kalmamıştı. Babam yol üzerinde benzin istasyonlarından yiyecek bulabileceğimizi söyledi, göstergeye göre benzinin 3/1'lik kısmı kaldı, umarım benzinde bulabiliriz.

Yağmur yağıyor ve biz yoldayız, sis yüzünden yolu görmek mümkün değil. Babam tasarruf yapabilmek icin Uzunları açmıyor, bir karar alıp güvenli biyerde sisin dağılmasını bekleyeceğiz, böylesi daha güvenli. Babam tek şeritli boş olan bir yolda beklemenin daha güvenli olduğunu söyledi ve öyle yaptık. Otoyollar tamamen araba enkazlarıyla dolu ve hastalıklılar var. Arabanın motor sesi duyduğunda biraz sakinleşebildim, şimdi tek ses aracın tavanına düşen damlaların sesiydi. Uzaktan motor sesi geliyor... Aracın içinde saklanıp dışarıyı gözledik, Yanımızdan siyah bir Rangerover geçti, Sanırım kaçmayı düşünen sadece biz değiliz. Babam yağmacı insanlardan korunmak için aracı ormanın içine sokup yoldan görülmesi zor biryere park etti. Uzakta bir Avcı kulübesi var, birazdan çıkıp kontrol edicez, işe yarar birsey olabilir.

Haber güzel, dağ evinde konserveler bulduk, Sanırım salgından önce burayı sık olarak kullanıyorlardı. Diğerlerinide avcı klübesine getirip şömineyi yaktık. Biraz olsun ısınıp karnımızı doyurabildik. Dolu mideyle düşünmek daha kolay oluyor, babam haritayı açıp plan yaptı, Chicago'nun merkezine gitmek ölüm sayılırdı. plan bir kasabada durup erzak toplamak. Haritadan yakındaki binalara göz attık, yol üzerinde bir benzinlik var bu iyi benzini doldurabiliriz. biraz yatıp uyumak istiyorum, gece uzun olucak.

Benzinliği bulabildik fakat düşündüğümüzden daha kötü halde, heryer yağmalanmış. Birkaç Snack bulabildik, benzin çok az kalmış fakat iş görür. Deponun 3/2'si dolu bu Chicago'ya kadar bizi götürebilir. Hava karardı ve durum daha tehlikeli bir hal aldı, sis tam geçmiş değil ve karanlıkta ışık onları bize ceker. Benzinliğin önündeki yolda ağaca çarpmış bir Hapishane aracı fark ettik. içerdeki seslere bakılırsa birkaç hastalıklı debeleniyor. Tabancamızı doğrultup araca yaklaşık, silah sıkmak bütün hastalıklıları buraya toplar, Hayır silah kullanamayız. Babam tüfeği ters çevirip silahı sopa gibi kullanarak kapıyı açtı. Birkaç saniye sonra iki hastalıklı yuvarlanarak yere düştü. Babam dipçik ile ikisinin kafasını dağıttı. Bunun doğru olduğunu söyleyemem fakat işini iyi biliyor. Aracı araştırdık. Sanırım araçta çatışma olmuş ve arka kapıdan birileri kaçmış. Yerdeki kopmuş bacak dikkatimi çekti, hastalıklılardan birinin bacağı yok sanırım biri o hala hayattayken bacağını parçalamış. Bu kanımı dondurdu... Aracı temizleyip kapıları kapatarak güvenli hale getirdik. Fırtına hızlanıyor, içeri girip kapıları sıkıca kapalıp sert koltuklara uzandık. En azından kuruyuz.

Fırtına şiddetini arttırdı, dışarda olmadığım için mutluyum. Karanlıkta dolaşan karaltıları görebiliyorum dışarısı kâbus gibi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık ÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin