Ölümün Sesi

89 11 0
                                    

Sabah geç saatlerde uyandım. Okula gitmiyordum sonuçta. Aşağı indiğimde kimseyi bulamadım, odaları gezdim evde hiçkimse yoktu. Kendi odamdan dışarıyı izledim. Hiçkimse yoktu, Sokaktan ender olarak askeri araçlar geçiyorlardı. Dış kapının açılma sesi ile irkildim. Biri kapıyı açmıştı, belimdeki tabancayı kavrayıp yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Eğer korktuğum şey içerdeyse bile ateş edemeyeceğimi biliyordum fakat tabanca güvende hissetmemi sağlıyordu. Umarım hastalık kapmış bir insanla karşılaşmam. Alt babamın kattan Peter? ben geldim demesiyle rahatlayıp aşağı indim. Neredeydiniz diye sordum. Garajda arabayı hazır hale getirdiğini söyledi, neye hazır hale getiriceksin diye sordum. Eğer hastalık kontrol altına alınmazsa şehir merkezini terk edeceğimizi söyledi. Silah sesleri ile ikimizinde dikkati dışarı odaklandı, kapıların kilitlendiğinden emin olmak için kontrol etti. Son günlerde ailenin tamamı gergindi, bunun sebebi diken üstünde olmamızdı. Babam televizyona komedi filmi takarak bunun aileye iyi geleceğini söyledi.

filmin sonunda birazda olsa olanları unutmuş sayılırdım. Annem Amy'yi odasına götürdüğünde babama kapının açık olduğunu, küçük bir barikat kurarak daha güvenli hale getirebileceğimizi söyledim, bunu düşüneceğini söyledi.

Gün batımında evin üstünden Apache savaş helikopteri geçti, camı açıp gidişini izledim, Şehrin merkezine gidiyordu. Birkaç dakika sonra inleme sesleri duyulmaya başlandı. Perdeleri kapatıp dışarıyı izledim. Ortalama 13-14 hastalıklı insan tökezleyerek sesin gittiği yere yönelmişlerdi. Garip olan bu kadar şeyin olmasına rağmen hala sokağa çıkma yasağı yoktu. Babam o hastalıklı insanları gördükten sonra barikat kurmamızın iyi olacağını söyledi. Akşam yemeğini yedikten sonra odama çıkıp biraz müzik dinledim, hastalıklı insanları ilk kez bu kadar cok ve yakından görmüştüm. Gece olmak üzereyken uyumaya karar verdim. Gidişat beni korkutuyor gelişmeleri yazıcam...

Karanlık ÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin