GÜZEL GÖZLÜM

Meriç in İstanbul a dönüşü

Meriç Soykan

Paris

Yumuşacık yatağımdan telefonumun alarm sesiyle uyandım yanımda tanımadığım kız vardı bu da kim be kafama şimdi dank etti ben dün gece bardaydim çok içmiştim yanıma bir kız geldi ondan sonrası karanlık kızı hemen uyandırdım kız gözlerini açtığında beni gördü

"Günaydın aşkım " dedi pardon nerden senin aşkın oluyorum

"Ne aşkımı be dün gece oldu bitti hemen evi terk et" dedim kız bana sinirli sinirli baktı sonrada topladı eşyalarını topladı evden çıktı

Bugün Paris'ten ayrılacaktım uçagimin kalmasına 5 saat vardı saat 15:00 daydi uçağım banyoya girerek kendimi sıcacık suyun altına attım o kadar uzun süre durmazdım en fazla 10 dakika duştan çıktım belime havluyu sardim odama geçtim hemen altıma siyah pantolon üstüne siyah tişört onun üstüne bordo deri cekettimi giydim saçım kısa olduğundan hemen kurudu saçlarımı kendi haline bıraktım bavulumuda alıp evin bahçesenine çıktım garajdan arabamı çıkartıp bavulumu bagaja koyduktan sonra sürücü koltuğuma geçtim Eyfel Kulesi ne gittim biraz dolaştıktan sonra Eyfel Kulesi nin önünde fotoğraf çekildim saate baktım uçağımın kalkmasına 2 saat vardı bir cafe ye oturdum latte söyledim garson kız lattemi getirdi garson kız giderken göz kırpmayıda ihmal etmedim telefonu mu elime aldım instagramımı açıp az önce çekildiğim fotoğrafı instagrama attım altına (multide var)

"Paris'te son günüm bugün ayrılıyorum bekle beni İstanbul"

diye ekledim saate baktım geç kalıyordum hemen arabama atladım havaalanına gittim uçağın kalkmasına 10 dakika vardı telefonu mun melodisi çalıyordu telefonu elime alarak ekrana baktım babam arıyordu çok geçmeden açtım

"Efendim" dedim

"Nerdesin bindim mi uçağa ne zaman kalkacak" dedi sanane be ben burda bütün rahatimi düzenimi bırakıp senin zorunla yanına geleceğim bu kadar sık boğaz etme be

"Şimdi kalkacak ben seni inince ararım" dedim telefonu kapatarak ondan sonra Mirza aradı

"Meriç kankim be zaman geleceksin" dedi

"Şimdi binicem bir kaç saat sonra ordayım şimdi kapatıyorum" dedim telefonu kapatarak anons sesini duydum uçağa adımladım yerime oturdum telefonu mu uçuş moduna aldım kulaklıklarımı takıp şarkı dinlemeye
................................................

Istanbul

Uçağım indiğinde hiç beklemeden çıkışa doğru ilerledim Mirza bana el sallıyordu hemen onun yanına giderek birbirimize erkekçe sarıldık

"Kankim hoşgeldin özlettin kendini" dedi haklıydı bende özledim keratayı

"Bende özledim" dedim sırtına yumruk indirerek bu bizim konuşma şeklimizdi

"Kanki naptın bensiz Paris'te manita falan varmı" dedi bu çocuğu dili fazla uzamıştı çok meraklaşmıştı

"Sensizmi her hafta sonu yanımdaydın ne manita sı be böyle şeylere gelemem" dedim

"Oda doğru ya ama napim burda tek başıma sıkılıyorum" dedi

"Mertcan la Murat varya nasıl sıkılıyorsun" dedim

"Onlarda varda bir araya gelseler bir sen etmezler" dedi güldüm

"Onlar nerde hem neden gelmediler" dedim

"Onlar şirketteler" dedi

" tamam hadi ben eve gidiyorum seni sonra ararım buluşuruz" dedim ve Mirza nın arabasına yürümeye başladık Mirza ilk önce beni evime bıraktı sonra kendi evine gitti
........................................................