Kitaptan sadece tanıtım amaçlı kesitler paylaşılacak. Tamamını kitap olarak kitapçılardan satın alabilirsiniz. ♡
Elbiseyi askıdan alıp üzerine tuttu. Nil yeşili elbise gözlerini iyice ortaya çıkarmıştı. Memnun bir ifade ile gülümsedi.
"Bu gece bu elbiseyi giyeceğim. On dokuz yaşımı kutlamak için çok uygun. Hem belki bunca zaman askıda öylece dururken bugünü bekliyordu. Hissediyorum, bu gece büyük bir şeyler olacak."
Eda da aynı fikirdeydi. Büyük bir şey olup olmayacağını bilmese de, bu elbise içinde arkadaşının nefes kesici, baştan çıkarıcı ve iç gıdıklayıcı olduğunu düşünerek gülümsedi. Yüzünde muzip bir ifade belirdi. "Söyle bakalım... Olur da Murat'ı baştan çıkarabilirsen, ne kadar ileri gitmeyi düşünüyorsun?"
Nil hiç tereddütsüz cevap verdi. "Sonuna kadar. Sen beni bekâret takıntılı falan mı sanıyorsun Eda? Sırf bu tecrübeyi benden önce yaşadın diye bilmişlik taslama. Beklememin tek nedeni Murat ile yaşamak istemem. Eğer ona çok önceden âşık olmuş olmasaydım, belki ben de senin gibi âşık olmak için daha kolay birini seçerdim."
Eda'nın yüzü asıldı. "Benimki neden kolay aşk oluyormuş ki? Sen de amma kibirlisin yani."
Nil sırıttı. "Basit! Eğer gerçekten çok ama çok âşık olsaydın, hep ondan bahseder olurdun. Baksana, tatil için geleli bir ay oldu ama kaç kere senin sevgilinden bahsettik?"
Eda gözlerini devirdi. "Murat'tan bahsetmekten fırsat bulamadığımız için olabilir mi acaba?"
Nil alt dudağını ısırdı. "O kadar çok mu konuşuyorum?" diye sordu kaşlarını kaldırarak.
"O kadar ve o kadardan daha fazla, çok daha fazla..."
"Tamam, anlıyorum. Daha dikkatli olacağım. Hadi gel, biraz da şeyden bahsedelim... Neydi adı?" derken arkadaşının elinden tutmuş yatağa doğru çekiyordu onu.
Eda başını iki yana salladı. "Burak... Kaç kez söyleyeceğim Nil?"
"Ha evet, Burak değil mi? Anlatsana hadi."
Eda kaşlarını çattı. "Böyle görev niyetine konuşmak istemem ben. Daha doğal, daha doğaçlama olmalı."
"İyi de bak sormadı diyorsun, sorunca da anlatmıyorsun. Nasıl tanıştığınızı anlatsana hadi."
"Biliyor musun Nil, hayatındaki her şey zorlama senin."
"O da ne demek şimdi?"
"Şu demek; her şey senin istediğin zaman istediğin şekilde olmalı. Olmayınca da ihtiyar huysuzlar gibi söyleniyorsun. Şu anda konuşmak istemiyorum. Hem bu gece senin doğum günün. Bir gece daha senin Murat takıntını dinleyebilirim sanırım."
Nil sırıttı. "Emin misin?"
Başını olumlu anlamda sallayan Eda da sırıttı.
"Oh, çok rahatladım. Bu gece gerçekten Barış'tan bahsedemeyecektim."
"Burak!" diyerek düzeltti onu Eda.
"Burak işte... Dinlemek istemediğimden değil, sadece çok heyecanlıyım. Biliyorsun Gamze gelmiyor bu gece. Annemler de pasta kesildikten sonra bizleri rahat bırakmak için, daha doğrusu kendileri rahat etsin diye dışarı çıkacak. Of ya, bu gece onu etkiledim etkiledim yoksa bir daha nereden yakalayacağım bu fırsatı?"
Eda arkadaşının heyecanını sevimli bulsa da, kendini fazla kaptırmaması için Nil'in eksikliğini yaşadığı sağduyu olmaya çalışıyordu.
"Bütün umutlarını bir geceye bağlamasan..."
"Çok sıkıcısın. Hayal kurarken bile ölçülüsün. Barış'a acıyorum doğrusu."
"Burak!"
"Tamam işte Burak'a. Hiç çılgınlık yapmıyorsundur." Bir an durduktan sonra aklına gelen heyecan verici fikirle gözleri parladı. "Olamaz! Nasıl da düşünemedim?"
"Neyi?"
"Senin bana anlatacakların olduğunu."
Eda'nın kafası karışmıştı.
"Şey konusunda işte canım. Nasıl oluyor o iş?" dedikten sonra gözlerini devirdi. "Yani tabii biliyorum nasıl olduğunu da... Verebileceğin bir ipucu, püf noktası falan var mı? Çılgınca, heyecan verici türden."
Eda'nın yüzünde alaycı bir tebessüm belirdi. "Eminim o noktaya ulaştığında karşındaki erkek gerekli ipuçlarını verir."
"O erkek Murat olacak biliyorsun. İsim kullanmaktan kaçınman anlamsız."
"O olmazsa bakire öleceksin yani."
Nil gözlerini kapatarak derin bir nefes alıp verdi. "Olumsuzluklara odaklanmak istemiyorum. Lütfen bir gece için sen de benimle birlikte umut kapısını aralayamaz mısın? Bir gece için Murat'la olacakları hayal edip gülümseyemez miyiz? Doğum günüm hatırına!"
Eda anlayışla gülümseyip arkadaşına sarıldı. "Elbette yapabiliriz."
Ne yapabilirdi ki? Nil, Nil'di ve hep öyle kalacaktı. Yine de bu onu gerçekten sevmesine engel değildi. Dostlar iyi ve kötü yönleri ile kabul edilmeliydi, değil mi? Dostluk bu demekti. Hem kendi de kusursuz değildi. Geçmişte pek çok zaman Nil de ona yardım etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Prenses Deme
RomanceHırs, tutku, kıskançlık ve nefret duyguları arasında beklenmedik bir biçimde filizlenen muhteşem bir aşkın hikâyesini okumaya hazır mısınız? Babasının biricik prensesi, dünyalar güzeli Nil, bir gün cici kız olmaktan sıkıldığına karar verip çocukluğ...