-BiR-

433 136 26
                                    

Pencereden sızan ışıklar sabahın doğuşunu müjdelercesini parlıyor oturdukları yeri aydınlatıyordu. "Sanırım ben deliriyorum Esma az öncede burdaydın gelmiştin tamda oturduğun yerde oturuyordun ve birden kapı çaldı kapıyı açtığımdaysa tekrar seninle karşılaştım neler oluyor sence deliriyor olabilir miyim? Geceleri cızırtılar duyar oldum nesneler sanki bir var bir yok gibiler ve seni dün aradığımdaysa sesinde bir değişiklik vardı anlayamıyorum." İkisi de sessizleşmişti Enesin söylediği sözlerin doğruluğunu tartıyor gibiydi başını bir oraya bir buraya sallıyor yüzünde tuhaf bir umutsuzluk kaplıyordu Enesse tüm dikkatini Esmaya vermiş ağzından çıkacak o iki kelimeye bakıyordu ya evet olacaktı ya da hayır.. Bunca soruna tek başına göğüs geremiyordu artık yıkılmıştı ve enkazını toplamaya çalışıyordu ama değerli hiçbir şey kalmamış gibiydi. Ufak çaplı sessizliği bozan Esmanın öksürüğü olmuştu ve ardından konuşmaya girdi. " Şey Enes delirmiyorsun fakat iyi de değilsin bunları ya uyduruyorsun ya da kendi içinde yaşıyorsun. Sana şöyle açıklayım onca şey yaşadın ve artık bunlar sana ağır gelmeye başlamış beyninin belli yerlerinde çöküntüler yaşıyor olmalısın unutkanlık gibi mesela ya hayal görüyorsun ya da bunları kendin kurguluyorsun ve içinde yaşıyorsun bunların gerçek olduğuna kendini inandırıyorsun. Sanırım şizofren başlangıcı var sende." Hayatında iki defa böyle şaşırmıştı ilkinde eşinin hamileliğini öğrendiğinde ikincide karısının doğumu başladığı zaman hastaneye yetişmeye çalışırken yaptıkları kazada eşinin bitkisel hayata girdiğinde yaşamıştı ve şu an üçüncü şokunu yaşıyordu. Olamazdı böyle bir şey imkansızdı onun için bu kadar dikkatli tertipli odaklı biri olamazdı şizofreni  hastası, yok yalandı bu bilememişti bu sefer arkadaşı hastalığını birkaç dakika geçtikten sonra düşündü evet ben şizofreni hastasıyım yani deliyim ben diye içinden geçirdi. "Erken teşhis olduğu için şanslısın sanırım birkaç gündür böyle olduğunu söyledin eğer hastaneye yatarsan yarıya yarı kurtulma oranın var." Elini elinin üzerine koyarak hafifçe sıktı "iyi olacaksın dostum başka çıkar yolu yok." Dedi o kadar çok odaklanmıştı ki düşüncelerine Enes, Esmanın söylediği sözleri yarım yamalak anlamıştı fakat son cümleyi iyi duymuştu. Evet iyi olacaktı başka yolu yoktu çünkü sevdiği kadını başka kimse bakamazdı. Tam kabul edecekti ki hastaneye yatmayı aklına evde kimsenin Zeynepe bakamayacağı aklına geldi. "Yatamam Esma hastaneye bunu yapamam eğer yatarsam eşime kim bakacak bensiz yapamaz biliyorsun değil mi?" Esmada farkındaydı eğer hastaneye yatarsa kimse bakmazdı fakat bunların hepsi zaten Zeynepin yüzünden olmuştu o anda aklına bir şey geldi. "Şey şimdi nasıl diyeceğim bilmiyorum fakat zamanı gelmedi mi artık sence de Enes?." "Neyin zamanı gelmedi mi ne diyorsun anlamadım." "Fişini çekmelisin artık tam üzerinden altı yıl.." sözünü kesip sert bir hamleyle Esmanın kolunu tutup sokak kapısına doğru sürükledi. Deliye dönmüştü bu sözler onu çokta inciltmişti. "Nasıl böyle bir şey söylersin nasıl siz değil miydiniz birbirinizi kardeş gibi seven ne oldu şimdi altı yıl geçtiyse uyanacak bir gün gelip uyanacak ve o günde bende onun yanında olacağım." Dedi. Sözünü bitirdikten sonra kapıyı Esmanın üzerine çekti ve hiç zaman kaybetmeden yatak odasına koştu. Kapıyı yavaşta çekip yatağın baş ucuna kondu gözlerinden her an yaş akacaktı fakat zeynepe daha önceden bir sözü vardı ağlamamalıydı hele de onun için ağlamayacaktı. Burnunu çekti ve daha sonra saçını okşamaya başladı. O kadar güzeldi ki her şeyi onsuz bir gün dahi geçiremezdi her şey onun suçuydu bir anlık daldınlığı hem Zeynepin hemde yeni doğacak oğullarının canına mâl oldu.. Aşk neydi onun için aşk emekti yanında olmasa da onu hissetmekti kimisi tarif ister aşkın bu öyle bir şey değildir işte ne bir kalıba sokabilirsin nede bir cümle kurabilirsin olmaz ya işte aşkın tarifi, eşi benzeri yoktur onun için eğer bi kalıba sokarsan aşkı sana küser belki de darılır ama senden asla vazgeçmez. Hep o sol tarafındadır sonra da boğazında buluşur. Bazen yutkunamazsın ya hep; hep orda biter her şey işte kendini kandıramazsın ya aşıksındır ya değil ya mavidir ya siyah ya senindir ya da değil. Yoktur böyle şeylerin ortası... "senden vazgeçmeyeceğim Zeynep beni affet biliyorum beni duyuyorsun affedeceğini de biliyorum koca yürekli sevdiğim bugün güne biraz kötü başladım sanırım ama önemli değil yanındayım ya işte sende burdasın her zamanki yerinde o sürekli dokunduğun yüreğimde." Gözleri yavaştan kapanıyor aklındaki düşünceler uçup gidiyordu bir anda olduğu yere yığılıverdi. Oda Enesin düşüşüyle yankılandı fakat kimsecikler duymadı.

****************************

108 sokak civarında en az iki polis arabası bekliyor sokak siren sesleriyle yankılanıyordu çok zaman geçmeden siren seslerine ambulansınki de eklenmişti. Etrafta meraklı kalabalıklar küçük kümecikler oluşturmuş ne olduğunu anlamaya çalışıyor aralarında çoktan dedikoduya başlamışlardı. Az ilerde kapının önünde telaşla bir oyana bir buyana gidip gelip duran Esma polislere bir şey anlatmaya çalışıyordu fakat polislerin buna izninlerinin olmadıklarından biraz daha beklemesi gerektiğinden bahsediyorlardı. Polise kulak asmayıp kapıyı tekmeleye başladı. "Lanet olası izninizi alıp şu kapıyı açın içerde olduğunu biliyorum arkadaşım hiç iyi değildi lütfen." Kapıya vurdukça kendini daha da bitkin hissetmeye başladı tam bütün gücünü kaybettiğini düşünürken polis telsizinden bir ses ilişti kulağına "kapıyı açabilirsiniz amirim" dedi telsizdeki ses.. Bunu duyunca hemen kenara çekilip kapının açılmasını bekledi öyle bir bekleyişti ki ömründen seneler çaldıklarına yemin edebilirdi. Kapının açıldığını görür görmez az önceki güçsüz düşen Esma bulunduğu yerden koşarcasına ayaklanıp yatak odasına doğru koşmaya başladı. Arkasından gelen polisler Esmayı takip ediyor kalan birkaç poliste evi kontrol ediyordu. Nihayet odalarına varan Esma bir hışımla kapıyı açıp çarpmıştı duvara hiçbir şey önemli değildi arkadaşından.. yerde yatan cansız gibi duran bedeni fark edince büyük bir çığlık kopardı zaman kaybetmeden yanına eğilip kan gölüne çevrilmiş Enesinin başını kontrol ettikten sonra namazını kontrol etti şükür ki yaşıyordu yoksa o polislere yapmayacağı hiçbir şey yoktu. "Yaşıyor çabuk olun sedye getirin lütfen hızlı olun kan kaybı çok fazla onu kaybetmek istemiyorum." Hıçkırıklara boğulmuş bardaktan boşalırcasına gözlerinden akan yaşlarını aldırış etmiyordu bir şeyler geveleyip duruyor fakat ağlamakta olduğundan çoğu kelimlerini yutuyordu. İki adam gelip yerde yatan Enesin boynuna boyunluk takıp aynı anda kucaklayıp sedyeye taşıdılar ve yatak odasından çıktılar herkes çıkmıştı fakat oda da sadece bir kişi kalmıştı. Gözlerindeki bütün yaşı silip yüzünde sinsi bir gülümseme oluştuktan sonra yavaşca Zeynep'in tik tak öten yaşam ünitesine doğru yöneldi biraz daha baktıktan sonra " seni adi kız yaşamayı hak etmiyorsun senin yüzünden ne hale geldik görüyor musun. Üzgünüm can dostum elveda." Sözlerini tamamlar tamamlamaz elini prize uzattı ve hiç umursamadan fişi çekmeye yeltendi fakat aklına bunun başına kalacağını düşündüğü için oda da bulunan eldiveni eline geçirip hızlı şekilde fişi çekti. Artık Zeynep için her şey bitmişti sona gelmiş ve sonunda ondan kurulmuştu. Makinalardan gelen bip sesi sanki hayatında duyduğu en güzel ses gibi duyulmuştu. Arkasını dönerek dışarıya doğru küçük adımlar attı her attığı adımda zafer çığlıkları duyuluyormuş gibi adımlarını sert atıyor gülüşü daha da artıyordu. Sonunda kapıya vardığında çoktan ambulansın gittiğini fark eden Esma koşarak polislere ulaştı. Hangi hastaneye gittiklerini sorup evde makinaya bağlı olan zeynepten bahsetti. "Polis bey sanırım Enes Zeynep'in fişini çekmiş hayatına son verdiği içinde kendini yere atmış ve öylelikle başını çarpmış. Zeynep içinde bir ambulans çağırmanız gerekiyor ve zaman kaybetmeden arkadaşımın defnedilmesini istiyorum daha fazla acı çekmemeli canım dostum. Bir de Enesin akli dengesi yerinde olmadığını da göz önünde bulundurarak soruşturma da böyle şeylerden bahsetmemenizi bir doktoru olarak rica ediyorum."
"Peki efendim."
"Teşekkürler şimdi gitmem gerek." Diyerek arkasını döndü işte bu zaferdi arabasına doğru eğilip kapıyı açarak içeri girdi. Zaferini kutlamak için son ses bir şarkı açıp hastanenin yoluna koyuldu. Zihninden geçen delice sorular vicdanındaki süzülüş öyle bir rahatlamıştı ki vicdanı hiç sızlamamıştı olması gereken buydu zaten çok fazla zaman kaybetmişti. Çoktan hastanenin önüne geldiğini fark etmemişti düşüncelerinden sıyrılıp önüne döndü. Kontağı kapatıp arabasından indi. Hastane kapısına doğru yöneldi ve her şeyden emin adımlarla Enes için acil bölümüne yöneldi. Burası onun çalıştığı yerdi ve Allah ona anca bu kadar güzel lütuflar sunabilir diye iç geçirdi. Şimdi her şey onun avcundaydı buraya kadardı. Yepyeni bir sayfa açılmıştı önüne ve bu seferkini iyi değerlendirecekti. Bulutların üzerinde süzülürcesine danışmaya doğru yol aldı.

İstediğim sonucu alamadım fakat gine de ikinci bölümü sizlerle paylaşmak istedim. İyi okumalar dilerim yorumlarınızı eksik etmeyin. 👋🏼 hepiniz çok değerlisiniz okuyupta yorum yapmasanız da 😊

~Siyah~ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin