Mekana geldiğimde bir sürü korumanın kapıda beklediğini gördüm. Bu kadar koruma ne için vardı? Veya kim için? Çok merak etsemde etrafa katil bakışları atan bu asabi korumalara gidip kimin süs köpekleri olduklarını sormazdım.
Aslında soramazdım. Yemezdi.
Topuklu ayakkabımın o nefret ettiğim 'tık tık' sesi çoğu korumanın bana şüpheci ve katil bakışlarından nasiplenmemi sağladı. Sanki gözlerinin önünde katil oldum çileğini satayım!
Daha fazla onlarla bakışmadan, davetiyemi gösterip içeri girdiğimde gördüğüm o gamze tanımsız bir hissin vücuduma nüfus etmesini sağladı.
Not: " Çileğini satayım!" ın ne demek olduğunu ileriki bölümlerde aciklayacagim. :)
Merhaba! Bölümler geliyor. Ama şu sıra biraz yavaş yazmak zorundayım. Özel hayatımda ve okul hayatımda bazı gelişmeler oldu. Ve ben yeniyim hem de tecrübesizim. Bu yüzden yetiştiremiyorum. Ama inanın finale kadar olay kurgusu hazır. Sorun yazıya dökmemde. Zamanım bitiyor ve kalmıyor. İnanın tek kişisel zamanım uyku ve uyanıklık arasındaki düşünme süreci. Zaman buldukça harıl harıl bölüm yazıyorum.
Sizleri seviyorum! Yıldızı Doldurursanız ve düşüncelerinizi yazarsanız çok mutlu olurum! İyi geceler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☁SANIK☁
ChickLitKalbim bir şehirdi ve o sokak serserisiydi. -İlk bölümler sıkıcı gelebilir. Ama kesinlikle diğer bölümler yeterince heyecanlı olacak.-☁