Canavar Köpek Sisi

160 12 5
                                    

Multimedia: Melodi

ZÜMRÜT ŞEHİR

Yeşil okyanusun göz alıcı güzelliği karşında dertlerini biraz da olsa unutmuştu Eftelya . Kumsala uzanmış dalgaların ve kuşların sesini dinlerken uyuyakalmıştı. Bu aralar huzuru ancak uykusunda bulabiliyordu. Nadir rüya görür gördüğünde de mutlaka bir şeyler olurdu. Uzun zamandır ilk defa rüya görüyordu.

“Ary Ary” Eftelya deli gibi dönüyordu. Sarayın kütüphanesinde deli gibi Ary’ı arıyordu. Ve bir kitaplığın önünde onu yerde yatarken buldu. Ağzından kanlar geliyordu, konuşamıyordu. En sadık hizmetkarı yıllardır dostu olan Ary şu anda yerde yatıyordu. Hemen yanına koşup başını kucağına aldı. Beyaz pelerini Ary’ın ağzından gelen kanla kıpkırmızı oldu. Bir anda etraf değişti. Artık Dünya’daydı Melodi ağaçlık bir alanda baygın halde yatıyordu. Ary’ı bırakıp Melodi’ye koştu.

“Melodi, Melodi uyan iyi misin?” Ses vermiyordu . Bir anda bir kahkaha duydu . Etrafına baktı ama ağaçlardan başka bir şey göremiyordu.  Etraf iyice kararıyor ve sisleniyordu. Sislerin arasından simsiyah gözlü gözlü korkunç biri çıktı. Bu Alcander’di . Arkasında iki tane cehennem köpeği vardı ağızlarında da Anael ve Daniel vardı, ölmüşlerdi. Alcander’in elinde siyah buz kılıcı vardı , tüm savaş gücünü bundan alıyordu. Elindeki kılıcı havaya kaldırdı ve Melodi’nin  üzerine sapladı. Eftelya acı bir çığlık attı. O anda büyük bir fırtına koptu Alcander’de iğrenç kahkahasıyla fırtınanın içerisinde kayboldu. Dünya tamamen yerle bir oluyordu ve Eftelya bunu çaresizlikle izliyordu.

İrkilerek uyandı karanlık rüyasından. İçini korku kaplamıştı, bu rüyanın gerçek olması kadar dehşet başka bir şey daha yoktu. Titreyen elleriyle uzandığı kumdan doğruldu ve ayağa kalktı. Etrafına bakındı çaresizlikle koşmaya başladı acıların korkuların verdiği adrenalinle hiç koşturmadığı kadar hızlı koşturuyordu. Pelerininin uzun olması onu engelliyordu ve nihayet pelerinin ucuna takıldı ve yere yüz üstü kapaklandı. Olaylar üst üste geldi yaşadığı acıyla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Kısa kısa çığlıklar atıyor ve tekrar yere yatıyordu. Uzun zamandır ağlayıp içini dökmüyordu. Ağlaması için burası en uygun yerdi kraliçeyi kimse böyle görmemeliydi. O gücün temsilcisiydi. İçinde ki bütün acıları atarcasına ağlarken bir el uzandı omzuna , kendine geldi ve hızla arkasını döndü. Gözyaşlarını sildi ve titreyen elini karşısındaki uzun boylu, beyaz tenli kızın kalın bukleli sarı saçlarına götürdü.

“Elise , güzel kızım” Şefkatle baktığı kız öz kızıydı Melodi’nin annesiydi. Yıllardır görüşmüyorlardı. Melodi doğar doğmaz ondan ayırdığı için annesine küsmüş ve kimseyle de konuşmuyordu. Sonunda kayıplara karışmıştı çok sevdiği eşini de bırakıp. Eftelya belli belirsiz gülümsüyordu aynı zamanda da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kızına sarıldı ve dakikalarca onun kokusunu içine çekti. Sesi tamamen kısılmıştı

“Özür dilerim kızım özür dilerim.”  Elise annesini omzundan çekti ve yüzüne baktı , gülümsedi , bu onu affettiğini gösteriyordu. Eftelya yine de kendini suçlu hissediyordu. Kızını ondan ayırmıştı ve görmesini engellemişti. Ama bunların hepsi Alcander onu bulmasın diyeydi. Büyü yapılırsa takip edebilirdi. Eftelya bile uzun süren büyü uğraşları sonucunda yaptığı kalkanla Dünya’ya gidip torununu görüyordu. Kızını artık daha iyi anlıyordu çünkü o da yıllardır kızını görmüyordu. Şimdi çıkagelmişti bir şeyler olduğunu hissetmiş olmalıydı.

Elise yavaşça doğruldu annesini elinden tuttu ve kaldırdı. Gözyaşlarını eliyle sildi ve koluna girip yürümeye başladı. Eftelya rüyayı tamamen unutmuş kızının dönmesiyle uzun zamandır yaşamadığı mutluluğu yaşıyordu. Yürümekte zorluk çekiyordu kızına tutunmuş öylece yürüyordu. Kızına baktı korkuyla sordu.

Zümrüt Şehrin KurtarıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin