Zamanın Büyücüsü

146 14 2
                                    

“İstediğin her şey burada var ve isteğin olursa bana Menoly diye seslenmen yeter” dedi sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne. Tıpkı annem gibi! Ona özlemle baktığımı fark etti ve çekingen bir tavırla başıyla selam verdi ve çekildi bende yeni odama girdim duvarlarda bir sürü posterler vardı ve bu kişilerin kim olduğunu bilmiyordum. Her yer kitap ve müzik aletleriyle doluydu birisini aldım ve çalmaya başladım gerçekten berbattım bunu öğrenmeliydim ki ilgi çekmeliydim zümrüt şehirde işler böyle yürürdü enstrüman çalanlar ilgi toplarlardı benim hiçbir zaman böyle bir derdim olmadığı için onları komik bulurdum ve şimdi aynı duruma ben düşecektim kemanı elimde tuttum ve

“aspendeus gelemo” öğrenme büyüsü her şeyin ne de kolayı var değil mi? Sırayla bunu diğer aletlere de yaptım artık şimdi hepsini öğrenmiştim ama çok yorgundum ayrın yorucu bir gün olacaktı uyumalıydım.

Sabahın ilk ışıklarında Menoly nin sesiyle uyandım

“Şövalyem uyanın lütfen okula gideceksiniz” Okul,tabi ya büyücümüz bir okulda demek oluyor ki benden 2 yaş kadar küçük ama pek önemi yoktu. Beni yaşıtı sanacaktı. Zorla uyanıp kendime geldim kapının önünde asılı duran bir  forma vardı.

“Bunu giymek zorunda mıyım Menoly?”

Aşağıdan neşeli bir ses bağırdı

“Evet şövalyem, beğendiğinize sevindim” dedi kıkırdayarak ve benimde gülümsememe sebep olmuştu. “Sadece Anael demen yeterli” dedim kibar bir ses tonuyla . Menoly yukarı yanıma geldi kravatımı düzeltti ve kısık ses tonuyla

“Aslen yunanız ama atalarımız yıllardır burada yaşıyor sen 18 yaşında sosyal bir çocuksun ve asıl amacın onu bulmak iyilikle parladığında onu tanıyacaksın “ dedi ve gülümseyerek aşağıya indi. Bende çantamı alıp son bir kez aynaya baktım saçlarımı düzeltip aşağıya indim. Adının Niko olduğunu öğrendiğim adam yani sahte babam beni selamlayarak

“Arabaya buyurun Şövalyem dedi”

Gözlerimi devirdim ve “Sadece Anael “ diyerek arabaya bindim. Yolda nasıl biri olduğunu düşünüyordum ki okula geldik baya yakınmış. Niko bana baktı

“Okul çıkışında burada olurum en azından okulu öğrenene kadar beraber geliriz” Ukala  bir tavırla başımı geriye doğru attım

“Ah unutma ben güçlü bir büyücüyüm kısacık bir yolu aklımda tutamayacaksam burada olmamın anlamı yok” gülümseyerek okula doğru yürüdüm. Sarışın olan bütün erkeklere bakıyordum. Ne çok sarışın insan varmış. Eski bir bina olan okulun görkemli kapısından girdim ve etrafıma bakındım öyle büyüktü ki zümrüt şehrin mimarisine benziyordu biraz. Yada özlediğim için öyle görüyordum. Etrafı incelerken bir şeyin bana çarptığını fark ettim kafamı kaldırıp baktığımda göz alıcı güzellikte bir kız hiç kendine yakışmayan bir tavırla

“Önüne baksana”  dedi. Saçlarımı gözlerimin önünden çektim ve ona baktım. Bir an duraksadı.

“Seni daha önce gördüğümü sanmıyorum” dedi ukala bir tavırla. Benim çok işim vardı ve onunla uğraşamazdım.

“Gayet normal ve bir daha görmemende de bir sorun yok” Yere düşmüş olan çantamı aldım ve ilerlemeye başladım. Gerçekten böyle insanlarla mı uğraşacaktım?. Sonunda sınıfı buldum ve boş  olarak gösterilen bir yere oturdum. Ortama ayak uydurmaya çalışıyordum ki ukala kız sınıftan içeriye girdi.

----Melodi----

Sınıfa girdiğimde koridorda bana ters davranan çocuğu gördüm hem de benim sıramda. Tek boş yer benim ki olduğu için tabi ki oraya oturturlar. Onunla sıra arkadaşı mı olacağım aman ne güzel. Uzun süre kapıda birbirimize baktıktan sonra yanına oturdum onu biraz iteklemiştim ve o da sarsılmıştı. Aslında kimseyle uğraşmak huyum değildir ama ona çok gıcık olmuştum ona ne yapılsa adalet örneğidir. Melodi ‘ ye bulaşan cezasını çeker kuralım devreye girmişti. Pek iyi bir insan olduğum söylenemez özellikle sinirlendiğimde içimden bir canavar çıkacakmış gibi oluyor .

Öğretmen sınıfa girdiğinde yeni öğrencimizi fark etmişti. Kendini tanıtmasını istedi. Çok cool bir tavırla ayağa kalktı bana bir bakış attıktan sonra sakince konuşmaya başladı

“Adım Anael. Aslen Yunanlıyım ancak atalarımız yıllar önce buraya göç etmişler “ Kısa ve öz ne sanıyordu bu kendini . Sesi etkileyiciydi ama böyle şeyler beni etkilemezdi. Tabi ki sınıfta ki diğer kızlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim hepsinin ağzının suyu akmış bir şekilde onu izlemelerine sinirlendim. Bir şekilde bu havasını yıkmalıydım , çok da düşünmemiştim ki kendimden emin bir şekilde ona baktım kafamı geriye attım

“Seni zekiler sınıfına almalarının sebebi nedir? Sende ne görmüş olabilirlerki. Hayır ben bir şey görmüyorum da.”  Tüm sınıf gülmeye başladı öğretmen onları eliyle  susturmaya çalıştı.Ve beni ikaz etti “Melodi”. Hemen gülmeyi kestimve ona zafer kazanmış  edasıyla bir bakış attım. Sessizce yerine oturdu ve bana bir sert bir şekilde baktı. Onu böyle alt etmek hoşuma gitmişti.

Çok eğlenecektik çook..

---- Anael----

Neden bu kızla aynı sınıfa düşmüştüm ki tüm dikkatimi dağıtacaktı. Onun lamı uğraşacaktım yoksa zamanın büyücüsünü mü arayacaktım?

Büyük büyücünün bu cadıyla bir arkadaşlığı olmamasını umuyordum. Ama içim biraz rahat gibiydi bu küçük kız biraz asosyal gibi duruyordu kendine güveni olana ama insan sevmeyen ehlileştirilmeyen cinsten bir şey gibi duruyordu. Yine de onunla uğraşmak zevkli olacağa benziyordu. Tabii bunu işimi aksatmadan yapmalıydım. Nihayet ders bitmiş sınıf dağılıyordu. Melodi tam dışarı çıkacaktı ki yanına yaklaştım kulağına eğildim ve sarı saçlarını kulağından çektim.

“Umarım seni sadece güzelliğin için almamışlardır. Hayır buradan bakılınca öyle duruyor da. Malum beni nasıl aldıklarını sorman sınavla bu sınıfa girmemiz gerektiğini bilmiyor olduğunu gösteriyor” Öylece donakaldı ve ben yanından gülerek geçtim. Ama yine de işimi unutmamalıydım kendime sürekli bunu hatırlatıyordum. Etrafa bakınıyordum ki güneş sarısı saç renkleri ve zümrüt yeşili gözleriyle iri yarı bir çocuk çekti dikkatimi, yüzü somurtuyordu tıpkı Eftelya’ nın dediği gibi zor birine benziyordu. Ve vücudu tam bir savaşçıya benziyordu. Aradığım kişinin bu çocuk olma ihtimali yüksekti onu takip etmeye başladım. Tek bir iyilik yapmasını bekliyordum ve o enerji dalgalarını görüp onu korumak istiyordum. Yanına yaklaştım ve onu yakından incelemeye başladım. O sırada tiz bir ses kulağımı tırmaladı gözlerimi kısarak arkama döndüm ve yine gördüğüm kişi Melodi’ydi. Ahh bu kız neden her işimi berbat etmeye çalışıyordu. Bir an önce onu heyecanlı hayatımdan çıkarmalıydım yoksa işimi zamanında yapamayacaktım ve bu da gezegenlerin sonu olacaktı.

Sesi hayli neşeliydi. “Zevkli olduğunu bilmiyordum” dedi. Ahh o anda donup kalmıştım ne diye ona güzel dedim ki. Gözlerimi kapatarak yenilmişlikle kafamı iki yana salladım ve gülümsememin yüzüme yayılmasına engel olamadım. Gayet özgüvenli şekilde saçlarını savurup yanımdan geçti. Bu kız okulun kötü popüler kızı olmaya adaydı ama neden yalnızlığı tercih ediyordu. Belki de kötülüğün kraliçesi olarak tahtta yalnız kalmak istiyordur diye düşünüyordum ve o anda Melodi’nin sakat bir çocuğun başını okşamasıyla bütün her şey alt üst oldu.Gözlerime inanamıyordum gözlerimi kısarak görüntüyü netleştirmeye çalıştım ve artık tamamen gördüğüm şeyden emindim. Bu gerçek olamazdı bu yeşil dalgalar ondan çıkıyor olamazdı. O zamanın büyücüsü olamazdı. Ne yani yüce savaşçı ,zamanın büyücüsü bir kız mı?

Zümrüt Şehrin KurtarıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin