izmir

153 17 6
                                    

Onu nasıl bulacaktım bilmiyordum. Bilmediğim bu ülkede her yeri arayacak mıydım? Doğrusu hiçbir fikrim yoktu burada ne yapacaktım ve onu nasıl bulacaktım kaç yaşında onu bile bilmiyordum. Aslında yönümü bulmamda yardım edecek büyü yapmalarını umuyordum içimden. Bana yardım edeceklerini söylediler ancak bu ne şekilde olacak hiçbir fikrim yoktu. Belki şifre bile olabilirdi bu yüzden her şeyi ayrıntılı bir biçimde gözlemlemeliydim. Dar sokaklarda ne yapacağını bilmez şekilde ilerliyordum ki bir afiş dikkatimi çekti daha doğrusu afişi oraya asanlar sanki bana göz kırptılar. Biraz dikkatlice baktıktan sonra afişte yeşil harflerle İZMİR yazıyordu sanırım bu  bir şifreydi ben bunu anlar anlamaz afiş sıradanlaştı. Anlamıştım ki bana yardımları gizli olacaktı yalnızca benim dikkatimi çekecek ve ben anladıktan hemen sonra normale dönecekti. Yalnız kalmadığımı bilmek güzel. Ama yine de bu kısacık zamanda bile zümrüt şehirde olup askerlerime  dövüş ve kılıç dersleri vermeyi özlediğimi fark ettim. Özlem duygusunu bir yana bırakarak işime konsantre olmayı düşündüm. Bulacağım kişinin pek de kolay biri olmadığını söylemişti Eftelya o kolay kolay kimseye zor demez di gerçekten beni büyük bir sınav bekliyordu kaprisli bir beyefendi aman ne güzel!

Sonunda şehre varmıştım. Ve yeni ipucunu bekliyordum etrafıma bakınıp duruyordum asla kaçırmak istemezdim. Tam karşımda yeşil ışıklarla yanıp sönen bir pano gördüm, sanırım burası bir ev adresiydi. Zamanın büyücüsünü orada bulacağıma inanıyordum. Sessiz bir köşe aradım ama bu şehirde sessiz bir köşe bulmak cidden zormuş. Sonunda küçük bir çıkmaz sokağa girdim

“Elinda pandelus” diyerek adresi aklımdan geçirdi ve işte gözlerimi açtığımda oradaydım. Beni kimsenin görmemiş  olduğunu umarak eve doğru yürümeye başladım. Burası katlı büyük bahçeli arkası ormana bakan mütevazı bir evdi. Hadi ama zamanın büyücüsü burada mı yaşıyor! Bizim şehrimizde  soylu olmayanlar bile köşklerde yaşardı. Eftelya buna nasıl izin verdi bilmiyordum.

Kapı açıldı ve içeriden her halleri zümrüt şehirden olduklarını belli eden bir adam ve kadın çıktılar ben ise beni görmesinler diye saklanmıştım. Gözleri bir şeyler arıyordu ve sanırım buldular. İkisi de bana doğru yürümeye başladılar nefesimi tuttum ve saklandığım yerden çıktım oradan gelip geçiyormuş gibi yapmak istedim ancak iri yapılı adam kolumu tuttu. Suçlu bir edayla dönüp ona baktım.

“Şövalyem buyurun içeriye “ dedi yumuşak ses tonuyla. Adam önümde sarışın ve orta yaşlı kadın ise arkamda eve girdik. Adam eliyle bana oturacağım bir koltuk gösterdi. Tedirgin  tavırlarla ona ilerleyip gösterilen yere oturdum. Adam karşımdaki tekli koltuğa oturdu ve sakince konuşmaya başladı ama onunda gözlerinde aynı duygu vardı. Endişe

“Sayın şövalyem biz sizin koruyucu aileniz olacağız bir müddet zamanın büyücüsü lise son sınıfta onunla aynı okula gideceksiniz. Ve bunu biz sağlayacağız. Şimdi yukarı çıkın ve dinlenin yarına dinç bir şekilde kalkmalısınız”

Başımla onayladım ve önden giden kadını takip ettim. Odayı bana gösterip

“İstediğin her şey burada var ve isteğin olursa bana Menoly diye seslenmen yeter” dedi sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne. Tıpkı annem gibi! Ona özlemle baktığımı fark etti ve çekingen bir tavırla başıyla selam verdi ve çekildi bende yeni odama girdim duvarlarda bir sürü posterler vardı ve bu kişilerin kim olduğunu bilmiyordum. Her yer kitap ve müzik aletleriyle doluydu birisini aldım ve çalmaya başladım gerçekten berbattım bunu öğrenmeliydim ki ilgi çekmeliydim zümrüt şehirde işler böyle yürürdü enstrüman çalanlar ilgi toplarlardı benim hiçbir zaman böyle bir derdim olmadığı için onları komik bulurdum ve şimdi aynı duruma ben düşecektim kemanı elimde tuttum ve

“aspendeus gelemo” öğrenme büyüsü her şeyin ne de kolayı var değil mi? Sırayla bunu diğer aletlere de yaptım artık şimdi hepsini öğrenmiştim ama çok yorgundum ayrın yorucu bir gün olacaktı uyumalıydım.

BU BÖLÜM BİRAZ DURUM ANLATTI AMA GEÇİŞ HİKAYESİYDİ :)

Zümrüt Şehrin KurtarıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin