mert ile babama şaşkın bir şekilde baktım.
-nasıl yani ama neden? dedim. babam:
-bu rezilliğin duyulmasını istemiyorum gazianteb de çoğu kişi tanıdık olmaz biri bunu duyarsa çok kötü şeyler olur itiraz istemiyorum gidiyorsunuz dedi.
-off ya diyip yukarıya çıktım. bir süre sonra mert yanıma gelmişti.
-ceylan
-ne? dedim. yatağın üstüne iki tane bilet atmıştı. elime alıp baktım. mert ile ikimiz adına istanbul için uçak bileti alınmıştı. yarın sabahaa....
-ne yarın sabah mı? yok artık
-bilmiyorumm bende yeni öğrendim ceylan
-off yaaa çıldırıcam ben istemiyorum yaa gaziantebden gitmeyi burada bi çevrem var başka şehirde yapamam... mertde:
-bende sensiz yapamam diye mırıldandı kısık sesle.
-anlamadım ne dedin? dedim.
-h..iiçç bir şey demedim dedi. babam odaya gelmişti.
-valizlerinizi hazırlayın kimse bilmiycek gittiğinizi
-kaçar gibi mi gidicez
-gerekirse evet neyse hadi hazırlanın sabah gidiceksiniz dedi ve odadan çıktı. offf nefret ediyorum bu adamdan ne sinir bir şey yaaa....
dolabı açıp hızlı hızlı valize eşyalarımı tepiştirdim... hiç bir şey artık umrumda bile değildi... belki de gitsek herşey daha güzel olabilir...
-ceylan iyi misin?
-değilim mert moralim çok bozuk dedim. mert yatakta oturuyordu. onun yanına geçip oturdum. başımı omuzuna dayayıp:
-bu evden gidecekmiyiz yani?
-malesef ama üzülme
-nasıl olacak mert ne yapıcaz orada herşeyi öğrendiler bir ay kalalım boşanıp döneriz olmadı.. dedim. mert bana baktı ve yanımdan kalkıp odadan çıktı..
üstümü değiştirip yataga girdim. yarından itibaren hayatım değişecekti.. başka insanlar başka bi ortam ve başka bir şehir.... offf.. offf.... en iyisi uyumak o zaman herşeyi unutuyor insan bir süre de olsa....
sabah olmuştu. mert beni uyandırmaya çalışıyordu.
-ne oldu?
-hadi ceylan kalk artık geç kalıcaz dedi. yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. valizimi alarak aşşağıya indim..
evden çıkıp arabaya bindik. bu evi çokk özlüycem... babam:
-orada evinizi okulunuzu ayarlıyacak birini buldum... görştüm ben onunla siz gidene kadar ev işini halleder, istanbula gidince de okul işini o adamla yaparsnız dedi. ben:
-biz çocuk değiliz başımıza adam tutmana gerek yok başımızın çağresine bkarız biz dedim sertçe..
babam bizi havaalanına getirdi. mert babam ile devalaştı ben ise valizimi alıp direk havaalanına girdim. o adamla vedalaşmak bile istemiyordum..
uçağa binmiştik. cam kenarına ben oturmuştum kulağıma müziği takıp dışarıya bakmaya başladım. yavaş yavaş gökyzüne doğru yükseliyorduk. ve gaziantebi bir müddet sonra arkamızda bırakmıştık. müzik eşliinde uyku bastırmıştı beni ve gözlerimi kapattım.. uyumuşum...
uyandığımda başım mertin omuzunda idi. hemen başımı kaldırıp merte baktım. oda uyumuş...
ne de tatlı uyuyor.. kollarımla mertin beline sarıldım ve başımı merte yasladım.. ve bende uyudum...
*******
mertin seslenmesiyle uyanmıştım..
-ne oldu?
-uçak indi hadi kalk geldik istanbula dedi.
-tamam diyip oturduğum yerden kalktım. ve koca istanbula gelmiştik. acaba ne olacaktı burada en ufak bi fikrim yoktu...
havaalanından çıktık. babamın bahsettiği adam bizi karşılamıştı. arabasına valizleri koyup eve gittik. adam konuşmaya başladı.
-ceylan sen misin?
-evet peki siz?
-ben babanın askerlik arkadaşıyım baya iyidir aramız ben erkan bu da eşin gal,ba dedi. mert:
-evet bende mert dedi. erkan abi:
-tanıştığıma memnun oldum gençler...
-bende memnun oldum dedim. mert:
-biz şimdi nereye gidiyoruz ?
-şimdi bize götürüyorum sizi karnınızı doyurun sonrada evinize götürücem dedi gülerek. bir süre mert ile erkan abi konuşuyordu. bende camdan dışarıya bakıyordum. arabayı durdurdu.
-geldik mi?
-evet dedi. beraber eve girdik. karısı ve oğlu bizi karşılamıştı. annesiyle selamlaştıktan sonra sıra oğluna gelmişti. çocuk benden enfazla 2 yaş büyüktü. bana tebessüm ederek:
-hoşgeldiniz ben berkay peki siz dedi. ben:
-bende ceylan tanıştığıma memnun oldum berkay dedim gülerek. çocuğun gözleri yem yeşildi. o gözleriye adeta beni süzüyordu. mert elimi tutarak:
-hayatım hadi içeriye geçelim dedi. beraber içeriye geçmiştik. erkan abinin hanımı bize güzel bir sofra hazırlamıştı..
herkes masaya oturup yemek yemeğe başladı. berkay benim tam karşıma oturmuştu. ayağını bacaklarıma getirerek okşamaya başladı. suratına sinirle baktım. berkay bana sinsi sinsi bakarak alaycı bir şekilde gülüyordu.
-müsadenizle ben bi lavaboya gideyim dedim. berkay:
-ben size gösteririm dedi ve masadan kalktı. yukarıya çıkmıştık.
-burası güzelim dedi.
-benden ne istiyorsun? neden böyle şeyler yapıyorsun ben evliyim?
-olsun sadece seni istiyorum çok güzelsin diyip beni duvara yasladı. eliyle saçlarımı okşuyordu.
-bırak beni
-bırakmıyorum...
-bırak yoksa bağırırım dedim..
-bağır bende sana gösteririm dedi. tam mert diye bağıracaktım ki berkay beni öpmüştü.. neye uğradığımı şaşırdım.. off....
^^Es Ra^^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU
Roman pour Adolescentsİki genç sizce ailelerinin zoruyla evlendirilirse nolur ? Büyük bir aşk mı olur ? yoksa büyük bir hayal kırıklığımı ? belkide bazı küçük sırlar ortaya çıkar öğrenmeye var mısınız ?