-Acı... Üzüntü... Bekleyiş...
-Bir insan acıya ne kadar dayanabilir..
-Bunu öğrenmek için yaşamak lazımdır bazen...
-Kelimeler boğazına dizilir nefes alamazsın..
-Ama işte hayatı sevdiklerini kaybettiğinde güvendiğin insanların ihanetine uğrarsın..
-YAPMA KİMSEYE GÜVENME....
Benim serüvenim bu istanbulla başlayan hikayem nerde devam edecek görelim..
İstanbul'a geldiğimden beri işler çıkmaza girmeye başladı annem ile babamı kaybettiten sonra geldiğim bu koskocaman şehir beni neredeyse yutmak üzereydi..
Elimde bir kaç eşyamı sığdırdığım bir bavul nerde olduğumu bilmediğim bir şehrin ıssız bir parkın en ucra köşesinde bir bankta oturmaktaydım.
Ne yapacağımı, nerde barınacağımı bundan sonra başıma daha ne geleceğini hiç bir fikrim yok..
Bir kaç adım ötemdeki salıncak ve kaydırağın yanında çocukların eve gitmemek için bağırış mız mızlarını boş gözlerle izledim. Onların yerinde kadar çok olmayı isterdim ki annem ile babamın yaşasalardı ben eve koşarak giderdim sarılarak bolca öperdim ama insan kaybettiği şeylerin değerini kaybedince anlıyorlar...
Kafamı kararmak üzere olduğu havaya kaldırarak baktım tahminen 1 veya 1.30 saate kadar kararacaktı diyerek derin bir nefes alarak cebimdeki paraları çıkarıp saymaya başladım.
10+50+20+1.30kr+70+20TL çıktı toplamı =171,30 kr çıktı aslında iyi çıktı daha az bekiyordum elimdeki paraları avucumun içine alıp yavaşca kotuma yerleştip ayaga kalkacakken karşımda sokakta yatığı her halinden biri elimdeki paralara baktığını son anda fark ettim içimden inşallah takip felan edilmem diye söylendim ayağa kalkıp 1 kaç günlüğüne ucuz bir otel bulma umuğdu ile sessizce parkdan çıkıp boş sokaklarda gezinmeye başladım.
Sokakta yanımdan koşarak geçen insanlara bağırıp çağırıp kavga eden veya el ele gezen insanlara boş gözlerle baktım.
Geçen seneye kadar bende böyleydim annem babam çalışır bnde arkadaşlarla takılırdım o kadar da zengin değildik aslında ama yinede normal gelirliydik işte annem ve babam trafik kazasında kaybettikten sonra kenarda üç beş biriktirdikleri paralar ile geçinmeye başladım.
Kız kardeşimde vardı aslında ama benim durumumda böyle olduğu için mecburen zorunlu melek teyzem gile bırakmak zorunda kalmıştım.
Çünki teyzemin kocası ahmet amca beni istemeyince bende benim gitmeme karşı kardeşime bir süre bakmaları için rica ettim ayda para vermem karşılığında amcam kabul etmişti olsa kardeşimin başının üstünde çatı olması en azından bu teklifi kabul etmeni sağladı o güvende olacaksa herşeyi göze almaya razı oldum. kendimi toparlıyana kadar tek başıma yaşamaya çalıştım.
Sonrada gidip kardeşimi alacaktım tabi bu böyle daha kötü gitti, kapıma hergün dayanıp para isteyen bir ev sahibi beni bir genel eve satmak üzere olduğunu öğrendiğim bir erkek arkadaşım vardı ama artık hepsinin canı cehenneme diyip geçtim nasıl olsa gün gelir intikamımı alırım diye düşündüm.
Bu böyle devam ederken boş sokağın sonunda cadde olduğunu gördüm onunda ilerisinde küçük bir tabelada '' ''OTEL'' yazısını görmekle bu soğuk havada bile tebessüm etmemi engellemedi, oraya yönelmeye başladım.
Eski bir yere benziyordu daha dikkatli bakınca binanın yıpranmış olduğunu gördüm üflesen uçacak durumdaydı, bunla idare edecektim artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA'NIN ŞOFÖRÜ
RomanceMafya'nın Şoförü olmak için ne olması gerekir sence; Ve bu erkek kılığunda bir kızsa.. HAYIR!! O kadar kolay sanmayın bence; -Bir peruk -Bir gömlek...