MAFYA'NIN ŞOFÖRÜ

M.Ş. -5- BÖLÜM

Elim kapının kulbunda dona kalmış bir şekilde dururken hala burda olduğumu fark etmediklerini anlayıp ses tellerimin yerinde olup olmadığını kontrol ettikten hemen sonra kapıya tekrar vurarak burada olduğumu göstermek istedim benim kapıya vurmamla murat beyin kafası benden tarafa dönmesi bir oldu ve bir an niye geldiğimi şaşırarak baka kaldım sonra sarışın usulca murat beyin  kucağından kalkarak benden tarafa gelerek yanımdan çıkıp gitti bense hala olduğum yerde durduğumu fark ederek kapıyı usulca örterek masanın başına gittim tam önünde durduğumda hala bana baktığını fark ederek konuşmaya başladım.

"Efendim dosyayı getirdim" gözlerini üzerime dikmiş hareket etmeden hala beni izlemesinden dolayı rahatsızca yerimde kıpırdandım konuşmayınca "Efendim dosya"  diyerek elimdekini masaya koydum usulca sonra ona dönerek tekrar konuşmaya başladım.

"arabada unutmuşsunuz bende lazım olur diye getirdim" açıklamada bulunmadan bana kaktı ve sonra usulca arkasına yaslanarak dudaklarını aralayıp konuştu "lazımdı" kaşlarımı çattım ve kafamı sallayarak "Gitsem iyi olacak efendim" diye soludum hızlıca o kadar farklı Bakıyordu ki anladı diye ödüm kopup duruyordu oda sadece kafasını sallayarak beni onaylamasıyla bende  hızlıca geri giderek siyah odayı terk ettim.

Siyah odadan uzaklaşınca biraz  soluklanmak için durdum ve etrafta koşuşturan insanlara aldırmadan sandalye çekip oturdum.

Bu nasıl bir adamdı böyle terbiyesiz kendi şirketinde yaptığına bak ya utanmaz gibi kendi kendime söverek konuştuğum sırada önüme bir gölge düşmesiyle kafamı kaldırıp gelen kişiye kısaca kendi içimde düştüğüm çelişkiden kimi çıkardığını öğrenmek için baktım karşımda alt kattaki danışman kızın olduğunu görmemle şaşkınlığım arttı

"Ne yapıyorsun burda??"

"Şey... " diyerek ne diyeceğimi şaşırdım " Oturuyorum napacam başka bacım " diyerek arkamı yaslandım ve bir bacağımı öbürünün üstüne atarken bir elimle de burnumu çektim

"Ne bacımı beyefendi terbiyenizi takının lütfen burası bir şirket"  diyerek yüzü kıpkırmızı bir şekilde bakmasıyla güldüm ne şirket ama patron kendi şirketinde kucak kucağa otururken bişe yok ama tekrar sırıttım "isim ne bacım" diyerek sırıttım bu kız çok tatlı ya uğraşmaksa ayrı fena zaten biraz uğraşsam sorun olmaz herhalde

"size ne bundan çıkıp gidermisiniz bu şirketten hemen" 

Cık cıkladım  kıyafetinin hemen üstünde yazılı isim gözüme çarptı "Kelebek mi"  diyerek güldüm "şimdi senin ismin kelebek mi bildiğimiz uçan kelebek demi"  diyerek tekrar bir güldüm bu sefer daha çok sinirlendiğini anlamam mümkündü çünkü her an üstüme atlayabililecek bir şekilde bakmasıyla ayağa kalktım.
" Neyse bacım ben gideyim sana da iyi uçuşlar hani kelebeksin ya " diyerek anırarak koşup gittim evet bildiğiniz anırdım oda sinirden ayağını yere vurarak ters istikamete doğru gitti kız çok şirin ve tatlıydı hayır yanlış anlaşılmasın erkek kılığında olabilirim ama yine de işte ne bileyim eğlenceliydi bu kızla oğuz ne güzel olurdu ya bir an düşününce hemen elimle kafama vurup bana mı düştü diyerek azarlayıp arabamın kapısını açıp içine bindim ve rahat bir nefes aldım sonra vermeyi unuttuğumu fark ederek hemen vererek radyoya elimi uzatarak ilk gelen şarkıyı dinlemeye başladım.
Hande Yener = Emrine Amade.

Altınoğlu konağa varana kadar bağıra bağıra şarkı söyleyerek anca varabildim, tabi vardığımda telefonumun zil sesiyle cebimden çıkarıp arayana baktıktan sonra gamzeyi görmemle direk açarak kulağıma görürdüm telefonu o sırada kapının orda mustafa'yı görmemle oraya gittim.

Daha sonra geri dönmek zorunda kaldık tabi Mustafa'nın yanında kız halimle konuşsam ya şüphelenir yada gay olduğumu felan sanır bu da daha beteri zaten kaldığım eve doğru giderken yerde ki yaprakları ayağımla savunuyorum daha sonra gamzenin sesiyle ona döndüm.
"beste kız kime diyorum BESTEEE"

"Hıı.. Noldu "

" ya malmısın knk sabahtan beri sana sesleniyorum telefonda duymuyon bari cevap vermeyeceksen açmasaydın telefonu !"

"yaa tamam tamam pardon " diyerek evin kapısını açıp anahtarı cebime koydum.