KARANLIK KÖKLER

Bölüm 8

Ailemin savaş döneminde yaptığı pis işleri öğrendiğimde daha derinlere inmek istedim ve geçmişi daha çok eşelemeye başladım.

Bir süredir bu konular hakkında araştırma yapmaya başlamıştım. Kaynak bulmam hiç zor olmamıştı çünkü ailenin bütün gizli dosyaları ve bütün arşivler kalenin altındaki çok güvenlikli bir odadaydı. Aslında buraya oda demek ne kadar doğru olur bilmiyorum kalenin altında yaklaşık bin metre kare veya daha fazla alana yayılmış dev bir kasa. 

Bu bölümü korumak için evdeki güvenlikler dışında sadece buraya bakan ayrı ağır silahlı bir ekip vardı. Anladığım kadarıyla bu bölüm yapıldığı sırada ekstra güçlendirilmiş ve bir banka kasasından çok daha güvenli hale getirilmiş.  

Öğrendiğime göre kasanın duvarları hiç bir yerde kullanılmamış çok güçlü bir metal ile kaplıymış ve oldukça da kalınmış. İçeri girmek için gereken güvenlik önlemleri de aynı şekilde sadece bu kasa için tasarlanmış. 

Kasanın içindekileri korumak için ayrıca kasanın içinde ve kapıdaki bilgisayar sisteminde şuana kadar geliştirilmiş en iyi yapay zeka kullanılmış. İçeri girmeden önce bizi denetliyor ve bir gariplik olup olmadığını anlayabiliyor.

Kasaya kapıda bulunan güvenliklerin bile girmesi yasaktı sadece içeriye ailenin izin verdiği kişi aileden bir kişinin eşliğiyle girebiliyordu. 

O kadar süredir bu kalede olamama rağmen daha önce neden buranın bu kadar korunduğunu düşünmemenin benim aptallığım olduğunu fark ettim. Bu kasanın içinde ailenin dört yüz yıldır sakladığı bütün geçmişi ve sırları vardı.

Ayrıca bilgi bulmak için geldiğim zamanların birinde, kasanın içinde bir hazine odası olduğunu da keşfetmiş oldum. Bir filmde bile buradaki kadar altını değerli taşları takıları bir arada görmeyeceği biliyordum. Tabi babamın anlattığına göre sahip oldukları bankalarda evde tuttuklarının çok daha fazlası vardı.

Tabi kasanın içinde tutulan bilgiler düşünüldüğünde tonlarca altın bile değersiz kalıyor.

Araştırmama göre şuan ki durum ise aslında savaş zamanlarından bile kötü geldi gözüme artık dünyadaki bütün para onların elindeydi bir para biriminin değerinin ne kadar artıp ne kadar azalacağı onların elindeydi. 

Ayrıca birçok terör grubuna silah satmaya devam ediyorlardı. Tabi silahlar direk olarak satılmıyordu. Önce çevredeki bir devletin askeriyesine satılıyor. Oradan da yardım amaçlı sözde kendini savunan halkın eline geçmesi sağlanıyordu.

Sahip oldukları diğer kuruluşlar özellikle medya kuruluşları yaptıkları bütün pis işleri saklıyordu.

Daha fazlasını kaldıramayacağımı fark ettim ve derine inmeyi bıraktım. En kısa sürede babamla konuşmam gerekiyordu. Zaten babam kasada çok zaman geçirdiğimi fark ettiğinden beri ne zaman konuşmak istersem konuşabileceğimizi söylemişti.Tabi bunlar için babamı bireysel olarak suçlamıyorum bu bireysel bir suç değil. 

'Mervecim dediğin gibi bu yaprak sarmaları ve dolmalar daha önce tattığım hiç bir şeye benzemiyor çok lezizler.' dedi halam. 'Bende uzun süredir yememiştim ve gerçekten sizin mutfağınızda harikalar yaratıyorlar.' diye cevap verdi Merve.

Sofrada herkes oldukça neşeliydi ne kadar öğrendiklerimden dolayı kendimi günlerdir kötü hissetsem de Merve'nin zorla Graham'ın ağzına sokmaya çalıştığı yaprak sarmayı görmem ile küçük bir kahkaha atmıştım. Merve ile Graham son günlerde oldukça iyi ilerliyorlardı bir isim vermemiş olsalar bile artık birbirlerine olan ilgilerini saklamıyorlardı.

Tabağımdaki yemeklerle oynadığım sırada 'Canım bugünlerde çok durgunsun bizim ile paylaşmadığın kötü bir şey mi var?'dedi halam. 'Özür dilerim sadece bu sıralar işle ilgili kafama takılan çok şey var.' dedim.