Bölüm2

97 9 0
                                    

“Tamam. Erken gelirim” dedim ve evden çıktım. Her zaman takıldığımız boş depoya gidiyordum. Tex ve Jackson’la orada buluşuyorduk. Depoya varmıştım. Oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Konuşmalarını böldüm ve “Eee yarına hazır mısınız?” Dedim. Jackson ayağa kalktı ve bana döndü. “Scott bence vazgeçmeliyiz.” “Ne?! Sen ne dediğinin farkında mısın? Kaç aydır bunu planlayıp düşünüyoruz şimdi pes mi edeceğiz? Kardeşimin intikamını almayacak mıyız?” “William zengin ve arkasında dağlar kadar adam var. Onlarla nasıl baş edebiliriz sadece 3 kişiyiz. Bizi ölmekten beter ederler.” “Sen şuna korkuyorum desene!” dedim ve ellerimi saçlarımı arasında geçirerek sinirle bomboş deponun içinde yürümeye başladım. “Hayır demek istediğim bu değil ben kimseden korkmuyorum.” dedi ayağa kalkarak.“O zaman neden vazgeçelim diyorsun?!” dedim ve ona doğru yürüdüm. Kafasını eğdi ve depoda sessizlik hüküm sürmeye başladı. Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından sessizliği ben böldüm. “Bana bakın!” diye bağırdım ve onlara yaklaştım. “Şu korkaklığınızı bırakıp bana yardım edecek misiniz?!” ikiside birbirine baktı ve emin bir ifadeyle ellerini omzumlarıma koydular. “Tabiki de” dedi Tex. “O zaman yarın kızı kaçırıyoruz” dedim sorarcasına. Kafalarını salladılar ve gülümsediler. “Peki. Son kez planı gözden geçirelim” dedim ve sandalyelerden birine oturdum. “Şimdi. Kız her sabah evden araba ile çıkıyor. Ben ve Jackson yolda kızın arabasının bozulmasını sağlayacağız. Sende kıza yardım edeceksin ve arabayı bizim otoparka getireceksiniz. Sonrasında da kızı Jackson’ın amcasının dağdaki evine götüreceğiz.” Dedi Tex. “Güzel” dedim sırıtarak. Umarım bir aksilik çıkmaz. Bakalım William kız kardeşi ortadan kaybolduğunda üzülecek mi? “Pekala şimdi herkes eve gitsin” dedim ve ayağa kalktım. Deponun kapısına doğru yürürken Jackson’ın sözleriyle durdum. “Peki Scott kızı kaçırdık ya sonra? Sonra ne yapacaksın?”

Bu soruyu sorması saçma değil miydi? Aylardır ne yapacağımızı bilmeden mi plan kuruyordu? “Ne demek ne yapacaksın? Aylardır bunu konuşuyoruz sen aramızda değildin galiba.” “Hayır aranızdaydım ama William'a aynı acıyı yaşatmak… Dostum katil mi olmak istiyorsun sen?” “Hahah güldürme beni” dedim ve kahkaha atarak yanına yürüdüm. Ciddileşerek “Ne demek katil mi olmak istiyorsun? Ben zaten bir katilim. Hem de kardeşimin katili!” gözlerim dolmuştu ve sinirden titriyordum. “Bak ben…” “Ahh Jackson başından beri istemiyorsun söylesene bu kadar korkmanın sebebi ne ha?” “Ben korkak değilim!” dedi bana bağırarak. “Bana.Bağırma!” dedim ve yakasından tutup onu duvara yapıştırdım. Ellerim hala yakalarındaydı. “Neden? Neden sana bağırmayayım?!" diye bağırdı tekrar. Öfke bedenimi ele geçiriyordu. Dayanamadım ve kaşına bir yumruk patlattım. “İşte bu yüzden!” Tex yerinden kalktı ve yerdeki Jackson’a doğru eğildi. Jackson elini kaşına götürdü ve bana baktı. Arkamı döndüm ve depodan çıktım. Böyle yapması beni deli ediyordu. Ne vardı korkacak? Yürüye yürüye eve vardım. Kapıyı annem açtı hiçbir şey söylemeden içeriye girdim.

“Ağabey?” dedi Carly. “Ne var?!” diye bağırdım. Korkmuş olmalı ki “Bir şey yok” diyerek içeriye gitti. Merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Tek istediğim bir an önce yarın olması ve şu işin bitmesiydi. Yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım.

RevengeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin