❄Araf❄

536 29 5
                                    

Bugün benim ölüm günümdü belki de...Baba dediğim şerefsiz beni birine satmıştı...Borçlarını ödemek için beni kullanıyordu hep..Bu da onlardan biriydi fakat bu seferki daha ağırdı...



Hiç tanımadığım biriyle evlenmek zorundaydım..Ve en ağırıysa annemin acı çektiğimi görse de bana yardım etmemesi, babama ikna edilecek sözler sarf etmemesiydi...



Ben Selin Yılmaz! Bu soyadı taşıdığım için kendimden igreniyordum...Keşke 2.kez dünya gelebilsem ve ailemi kendim seçebilseydim...
Bende isterdim pamuklara sarılarak büyütülmegi...Ama olmayınca olmuyordu işte...
Hayatım iğrençliklerle doluydu...




Kapımın aniden açılmasıyla bana pür dikkat bakan anneme diktim gözlerimi...Aglamaktan şişmiş gözlerim belki kalbini acıtır diye düşünmüştüm...




"Gelinlik bakmak için seni almaya geldiler..Hazirsan bekletmeyelim kaynananı" dedi annem elindeki cehizlik işlemleri odamda bir köşeye bırakarak...

Şiddetli bir iç çektim..Evlenmek istemiyordum...Daha 18 yaşındaydım ve kimseye bildirmeden girdiğim üniversite sınavını kazanmıştım..Okumak istemem benim yaştaki her kızın arzusuydu...
Evlenirsem okuma hayallerim suya düşecekti...


"Kızım hadisene! Bekliyorlar" diye bağırdı annem kendime gelmem için...Ah be annem bari sen benim yanımda olsaydın keşke...



Ona doğru usulca yaklaşıp küçükken saçlarımı okşayan ellerine uzun bir öpücük bıraktım...
"Annem, lütfen engel ol..Ben evlenmek istemiyorum, okumak istiyorum" dedim yalvarir bir sesle...Kalbi bana dayanamaz diye düşünmüştüm...



"Sen kendini geberttirmek mi istiyon kızım?! Nasıl diyem ben babana evlenmek istemiyor diye"
Annemin sesinden anlaşılıyordu babamdan korktuğu...
"Hem aga oğluyla evleniyon daha ne" dedi muzipce gülümseyip..
Belki benim de yüzümün güleceğini zannetmisti...



"Hadi ya mutlu mu olayım ben şimdi?!" Diye sordum öfkeyle..Sesim fazlasıyla yüksek çıkmıştı...Akan göz yaşlarım yüzümü yakıyordu sanki...
"Ben evlenmek istemiyorum anne! Anla artık"




Koluma attığı cimcikle acıdan inlemistim...Az önce gülen annemden eser yoktu şimdi...
Kaşları çatık bir şekilde beni öldürecek gibi bakıyordu...
"Sesini kıs, duyacaklar..Hadi çıkalım" diyerek beni resmen odamdan dışarı iteklemişti...




İstemesem de salona doğru yürüdüm ve bizi bekleyen kadınların hürmet karşılığı ellerini öptüm...Canım öyle çok yanıyordu ki, ailem 18 yaşımda beni diri diri toprağa gömüyorlardı fakat hiçbiri farkında bile değildi...
Beni baştan aşağı süzen kadın olumlu bakışlarla yanındaki kadına Kaş göz işareti yapmıştı...


"Artık çıkalım..Gelinlik filan halledilmesi gerek, yarın düğün vardır" dedi kadın..Yarın mı?? Bu kadar erken miydi yani? Daha yüzünü bile görmediğim adamla yarın evlenecek ve üstelik İstemesem bile gerdege mi girecektim?!

"Yok artık!"


Anında üzerimde belirlenen bakışlar rahatsız etmişti beni...
Sanırım sesli düşünmüştüm..Kahretsin!
Annem adeta beni kolumdan tutarak zorla arabaya bindirdikten sonra kendi de yanıma oturdu...




Günlerdir akan daha sonra kuruyan tekrar akan göz yaşlarım şuan bişey yapmadan gözlerimden çıkmamakta kararlıydı...
Kurumuştu göz yaşlarım tıpkı kuruyan ruhum gibi...




Büyük bir Gelinlikcinin önünde durduktan sonra İstemesem de annemin zoruyla arabadan indim...
Aynı zamanda lüks bir araba daha durmuştu gelinlikcinin önünde...
İçinden düşen kişiyi görünce aklım çalışmıyordu....





❄Araf (Bir Mavi Esiri) #AlSel❄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin