Farklıdır yaşamlarımız , kararlarımız . Kimse bilmez içimizi özümüzü . Kimi tüm sevgisiyle gelirken , kimi isteksiz olur gelmekte. Gelmek... Evet , ne anlamlı bir kelime . Tüm parçalanmışlıklarıda bulundurur içinde , tüm mutluluklarıda . Geliyorsa bir insan , git demek yakışır mı hiç . Kim bilir Nasıl geliyordur bıraktığı limana , kim bilir neleri kaybetmiştir gittiği limanlarda . Geliyorsa bir insan , hiç eski hatalar sorulurmu ? Hak vermek lazım her iki tarafada . Gelene bakmak lazım ; neden bırakıp gitti acaba ? Neden bunca Zaman sonra geri dönüyor acaba ? Ve en önemlisi Zaman'ında hiç saydığı seni şuan neden istiyor acaba ? Cevap verebilir mi bu sorulara giden , açıklayabilir mi tüm soru işaretlerini . Yapamaz . Gidendir o bir kere Zaman'ında . Şimdi ise tüm pişmanlığıyla geri dönendir o . Yokluğunda kahrolmuştur beklediği . Gelmişmidir bir kez aklına o kahrolan bekleyeni . Neden istememiştir ki o an sevdiğini . Anlatamaz söyleyemez bu gerçekleri... Peki ya bekleyen ? Bekleyen neden beklemiştir sevdiğini ? Sevilmediğini bilerek beklemek nedir sence ? Yokluğunda çektiği ızdırapların yarası hala kanamıyor mudur sizce ? Bu yüzden gelmek çok farklı bir eylemdir işte . Geleni sorgulamamak gerekir bazende . Zaman'ı gelince gelen neden geldiğini açıklamaz mı sizce ? Sabır etmeyi öğretir , gelmek size . Saf sevmeyi öğretir kimilerine . Gidenle bekleyenin hikayesidir bu yazdığım . 16 yaşında tanışan ve hatalarla dolu bir birlikteliktik bu yazdıklarım .
Baba!!
20 mart 2014 bir haykırışla çalkalanır tüm hastane . Baba acısını yaşayanlar iyi bilir yokluğunu , insan üzerinde yarattığı travmayı . 16 yaşındadır daha Rumeysa yaşadığı acı tarif edilmez bir duygudur . 10 yıldır annesi ve babası boşanmış olarak yaşamını sürdürmektedir . Üvey annesi vardır. Harika bir diyalog içinde değildir babasıyla hatta birbirlerine olan sevgi ve şefkatlerini gösterememişlerdir bile . Severek evlendiği annesiyle boşanmasının ardından babasıda çok değişmiştir Rumeysa'nın . Yaşadığı kargaşa ilerde alacağı kararları etkileyecektir hayatı boyunca . Pişmanlığa , hayal kırıklığına , çoğu Zaman'da keşkelerle karşılaşacaktır artık Rumeysa. Acıyı deneyimlemiş , Sevgi'yi hiç tanımayan bir çocuktur daha . Bu söylediklerimin yanında kibir ve onuru vardır , havalıdır Rumeysa . Tatlı dillidir , sevecen bir suratı vardır . Gülümsemesi yeterlidir insanların onunla konuşması için . Girdiği bir ortamda hemen çarpar göze ilgi odağı olur bir anda . İşine geldiği gibi davranır çoğu Zaman . Saftır ama akıllıdır da aynı Zaman'da . İki yaş küçük Rabia adında kardeşi vardır . Babası Ayhan Bey , annesi Birgül hanımdır.-Gökçe kanka , sevgili yapmışız 😂 ( Gökçe sevgilisi Adnan ile konuşurken Rumeysaya yakalanmıştır )
- Ya Rumeysa yok ya , konuşuyoruz . Ama çok tatlı baksana..
- Of bir ben yalnız kaldım . Yok mu arkadaşı . Ya Gökçe hadi ayarla bana bir tane , lütfen nolur .
- Ya Abdullah var ama bilmiyorum Rumeysa
- tamam bakayım hadi
- Dur ben bi Adnan ile konuşayım sonra , yarın haber veririm sana .
- Tamam kanka .
( Acı bir tablodur aslında bu yaşanılanlar , Rumeysa kendisini kahredecek bir aşkın temellerini atmaktadır bu konuşmayla . Daha sonra gökçeylede hiç görüşmeyecektir .Babasının ölümünden sonra yaptığı kimine göre hata , kimine göre en güzel şeydir aşık olması . Ertesi gün gelen haberle Abdullah'ı ekler Facebook adresinden . Abdullah'ta şaşkındır ilk başta , ona göre Rumeysa daha iyi birilerine layıktır . Neden kendisiyle konuşmak istediğini anlayamamıştır ama beğenmiştir Rumeysa'yı hemde aşık olacak derecesinde beğenmiştir . 1 hafta konuşma süresinden sonra buluşmak nasip olacaktır Abdullah ile Rumeysaya. Bu bir hafta içerisinde , Kayseri'ye memlekete gitmiş orada parçalanmış ailesiyle vakit geçirmiştir. Dayısının eşi yengesiyle konuşmuştur , dersler almıştır ondan yaptıklarından . Hayat ne Zaman Mutlu olmaya çalışsa ya da yaklaşsa . Bu hayatta yalnızsın ve Mutlu olmak için senin hiç fırsatın yok demiştir Rumeysaya. O an Abdullah ile boşa konuştuğunu düşünmüştür aslında , geçici bir hevestir diyip akışına bırakmıştır bu konuyu . Aklını onu ve kardeşini evladı olarak bağrına basan annesine karşı sırt çeviren dayıları ve anneannesi kurcalamaktadır . Annesi yaşayan bir ölü gibidir . Annesi red etmiştir evlatlıktan Birgül hanımı . ACISI onunda bir hayli büyüktür . Yapayalnız kalmıştır bu hayatta çoçuklarından başka kimsesi kalmamıştır artık . Neyseki eşi Bülent Bey ( Rumeysa'nın üvey babası ) kol kanat germiştir herkese . En zor anında yanında olmuştur anesinin . Rumeysa bu fedakarlığı günü gelince ödeyemeyecektir . 1 haftanın ardından Mersin'e dönmüştür Rumeysa. Otogarda bekleyeni Abdullah vardır . Her zaman olduğu gibi orada kaderini belirlemiştir Abdullah . O bekleyen , Rumeysa ise gidip gelen olacaktır artık hayatlarında . Yurda bırakmıştır rumeysayı Abdullah . Hafta sonu buluşmak için söz vermişlerdir birbirlerine . 5 gün boyunca Abdullah'la konuşmuş , Gökçe ile sürekli bu konuyu tartışmışlardır kendi aralarında . Cuma günü gelmesiyle heyecandan yerinde duramayan Rumeysa alış verişe çıkmıştır . Abdullah onu güzel görmelidir çünkü istemeyerekte olsa doludur bir yanı Abdullah ona çok iyi gelmektedir aslında . Mavi beyaz üzerinde küçük kedi taneleri olan bir şifon gömlek ile lacivert kalem etek alır . Saclarını açık bırakacaktır . Artık yarın ki buluşma için kendini hazır hissetmektedir . Yurttaki kızlar merak etmektedir hem Abdullah'ı hemde Rumeysa'yı . Sonunda gün ağarmış adı cumartesi olan Abdullah'ın aşkını alevlendirecek , Rumeysa'nın ise o görmesede kalbinin derinliklerine işleyip yıllar sonra ona pişmanlık duyduracak aşk tohumları ekilmiş olacaktır .Tanımak ve tanışmak farklı şeylerdir bu hususta . İnsan tanışırsa sevgiye merhaba der sadece ama insan tanırsa aşka hoşgeldin der adeta .
Zamansızca karşıma çıkan bir sevdaydın sen Abdullah . Ben seni sevdim ama göremedim şuanda . Ben senin oldumda sen benim olamadın aslında...
Rumeysa