Multi: Mercan
Hayatta her zaman herşey istediğimiz gibi olmaz değil mi? Kimi zaman ağlar, kimi zaman üzülür, kimi zaman özler, kimi zaman güleriz.
İşte bende şuanda hayatımda üzüldüğüm zamamlardan birini yaşıyorum. Neden mi?
Çünkü şuanda içinde bulunduğum araba okula doğru ilerlemekte. Şimdi bunda ne var diyeceksiniz. Değil mi? haklı olarak...
Ama ben ilk önce kendimi tanıtmak istiyorum. Başlayayım mı? Pekala...
Ben Afra Mercan Darnel. 17 yaşında, 1.67 boyunda, kahverengi saçlara yeşil gözlere sahip bir kızım. Bir devlet lisesinde son sınıfta okuyordum taa ki atılana kadar. Evet okıldan atıldım. Aslında zengin bir ailenin kızıyım. Hemde baya. Babamın özel okulu var ama ben puanımla güzel bir Anadolu lisesine gitmek istedim ve gittimde bütün karşı çıkmalara rağmen.Ama dönem ortasında Kasım ayının soğuğunda beni okuldan attılar. Niye mi?
Kavga ettim daha doğrusu bir kızı dövdüm. Bir kavgayla okuldan atmazlar elbette ama gerçek şu ki dövdüğüm kız müdür yardımcısının kızıydı. Ne kadar şiddet karşıtı biri olsamda o kız bunu haketmişti.
Babamda bunu fırsat bilerek beni kendi okuluna aldırdı. Son senem olduğu için daha iyi eğitim almam gerekliymiş.
Arabada oturmaktan sıkılarak Metin abiye(şoför) "ne kadar kaldı" diye sordum. Yol yirmi dakikalık mesafede anca vardı ancak trafik olduğu için çok uzun sürdü yol. Zaten bundan sonra yürüyerek gideceğim.
"Az kaldı birazdan okula ulaşırız" dedi.
Metin abinin söylediği gibi iki dakika dolmadan okula ulaşmıştık.
Araba durunca derin bir nefes alarak kapıyı açıp çıktım. Okulun kapısından içeri girince büyükçe bir 'Özel Darnel Lisesi' yazısıyla karşılaştım.Birazcık geç kaldık galiba çünkü bahçede kimse yoktu. Yalı kazığı gibi bahçede dikilmek yerine okula girmeye karar verdim.
Benim gibi geç kalmış aceleyle okula giren bir kıza müdürün odasını sorup öğrendikten sonra ikinci kata yani idare katına çıktım.
Kapıyı çalıp içeri girince 45 yaşlarında olan müdür ayağa kalktı. İçimden göz devirdim çünkü okulun sahibi de olsam kendinden küçük biri odaya girince ayağa kalkacak kadar saygı gerekmiyor. Başka biri girse bunu yapmayacak benim farkım ne.
Uzattığı eli tutarak tokalaştım ve masasının önünde ki koltuğa oturdum"hoşgeldiniz Mercan hanım "dedi." hoşbulduk hocam,sınıfımı öğrenebilirmiyim"
"tabi 12-B sınıfındasın bunlarda ders programın, sınıf ve okulla ilgili bazı bilgiler"dedi ve birkaç kağıt verdi. "ders başladı ben seni sınıfına götüreyim hadi" dedi ve kapıya doğru yürüdü.
En üst kattaymış sınıf. Merdivenleri çıkarken farkettimki okul bayağı büyük ve lüks. Ama eski devlet lisesindeki sıcaklık, samimiyet yok burada, çok soğuk sanki.
Bir sınıfın önünde durduk sonunda çık çık bitmiyor yahu. Müdür bama bir bakış atıp kapıyı çalmadan açtı ve içeri girdi tabi bende arkasından annesini takip eden yavru ördek gibi gittim.
"iyi dersler hocam, bu yeni öğrencimiz ayrıca okulumuzun sahibi Mustafa Darnelin kızı. O kendisini tanıtır artık"dedi ve beni yalniz bırakarak gitti.
Sarı saçlı hoca bana dönerek yapmacık bi gülümsemeyle "hoşgeldin duyduğumdan daha güzelsin doğrusu, adında Afra olmalı öylemi canım" dedi gıcık bir ses tonuyla.
"Adım Afra Mercan" dedim düz bi sesle. Hoca"peki neden şimdi bu okula geldin tatlım" dedi.
"Devlet lisesinde okuyordum ama okuldan atılınca buraya geldim"dedim sıkılmış bir sesle. Şimdiden sıkıldım ve bu soruları bütün hocaların soracağından eminim.
Hoca sıkıldığımı anlamış olacakki soracağı bütün soruları yutarak bir yere oturmamı söyledi.
Sınıfa bir göz atarak boş yer baktım. Orta sıranın arkadan ikinci sırası boştu. Hızlı adımlarla oraya yönelirken bir sahibinin olmaması için dua ediyordum çünkü yanımda kimsenin oturmasını istemiyorum.
Sıraya oturup çantamı yan sandalyeye koydum ve tahtaya döndüm. Hoca tahtaya yazdıklarına göre kimyacıydı. Sayısalcıydım ve çok çalışkan değildim ama ortalamanından üstündeydim. Kimyamda iyidir ama bu hocayla anlaşamayacağız gibi geliyor.
Bugünü kazasız belasız, sıkıntısız ve sinirsiz atlatırız inşallah...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Rüyası
Teen FictionAşk neydi? İnsanı sarıp sarmalayan, içten içe çökerten bir hastalık değilmi? Öyleyse neden bile isteye bizi mahveden bu sarmaşığın kolları arasına giriyoruz. Bakalım bizim sevgili karakterlerimiz bu sarmaşığın onları sarmalamasına izin verecek mi...