Hazırlanmış Emreyi bekliyorum iki saattir. Bugün birlikte okula gitmek için sözleşmiştik ama beyefendi hâlâ gelmedi. Her mesaj atışımdada iki dakika sonra otadayım diyor birde. Ama gelin görün ki tam 48 dakikadır bekliyorum.
Bir mesaj sesi duymamla elime baktım
Kimden:Emre
"aşağıdayım"Cevap vermeden çantamı alıp salondan çıktım ve kapıya ulaştım. Kapıyı büyük bir sinirle açıp tatlı olduğunu sandığı sırıtmayla bana bakan Emreyi gördüm. Fakat şu vardı ki sandığında haklıydı. Tatlı sırıtmasını görünce kaşlarım gevşemiş, sinirim yok olmuştu. Yinede çakma bir sinirle"nerdesin sen? "saatime baktım" 49 dakikadır seni bekliyorum"
"oha dakikamı tuttun birde, çok ayıp"
"senin iki dakikaya ordayım diyip beni 49 dakika oyalaman ayıp değil zaten"bana uzaylı görmüş koyun gibi bakınca atarımdan vazgeçip"neyse hadi gidelim"dedim.Şirin sırıtmasını yapıp beni onayladı ve yürümeye başladı şapşaloz.
****
Emrenin neşeli sohbetiyle okula vardık. Sabah sabah bu enerjiyi nerden buluyor anlamıyorum.
Sınıfa girdiğimizde dersin başlamasına on dakika vardı ve herkes sınıftaydı. Demirler grubunun yanına gittik Emre sınasına otururken "günaydın" dedi. Bende "herkese günaydın" diyip sırama geçtim.
Hava bugün çok soğuktu normalde üşüyen ellerim bugün donmuştu yanı. Birbirine sürterek ellerimi ısıtmaya çalışırken sırama kahve kondu. Kafamı kaldırdığımda kahveyi Muratın kouduğunu gördüm. Sorar gibi baktığımda "ben donarken sende bana kahve vermiştin, ödeştik artık" gülümsedim "teşekkür ederim ama karşılık beklemeden yapmıştım onu"
"olsun "dedi ve yanağımdan makas alarak sırasına gitti.Onlar iyi arkadaşlardı bunu anlamıştım. Bana sadece ben olduğum için yaklaşıyorlardı. Bu beni mutlu ediyor çünkü burdaki tek arkadaşlarımın yalaka ve popülerliğe düşkün olmalarını istemiyorum.
Kahvemi bitirdiğim sırada hocada içeri gelmişti. Arkamda oturan çocuk yanıma gelip "çöpe gidiyorum"dedi elindeki boş bardağı gösterip"seninkinide atayım?"
"hayır sağol "diyip çöpü alarak kalktım ve çöpe atıp yerime oturdum. Çocukta çöpünü atıp helirken bana ters ters bakıyordu. Kendi işimi başkasına yaptırmayı sevmezdim ki bu çocuğunda niyetinin sadece çöpümü atmak olduğunu sanmıyorum. İzin verseydim muhtemelen bundan yüz bulup sırnaşacaktı. Hiç gerek yok.Sıkıcı felsefe dersi ardından lavaboya gidip tuvalete girdim. İşimi bitirip çıkacağım sırada adım geçen konuşma duymamla durdum ve dinlemeye başladım. Bir kız"şu Afra mıdır Mercan mıdır nedir sinir oluyorum o kıza."
Diğeri, sanırım arkadaşıydı"aynn okul onun ya bi havalar bi soğuk durmalar falan salak kendini bişey sanınıyor. "
Allah allah benmi kendimi bişey sanıyormuşum. Gel diyolar bizi döz diyolar işte.
Öbürü tekrar konuşmaya başladı" bütün erkekler ona bakıyor ama o görmemezlikten gelip peşinden koşturmaya çalışıyor aklınca bizim safsalak erkeklerde peşinden koşuyor tabi başkası olsaydı kenara çeker döverdik ama okul onun "Hışımla kapıyı açıp kabinden çıktım. Kaşlarımı çattım. Sinirden ellerimin titrediğini hissediyorum." hadi çeksenize lan kenara"diye bağırdım. Beni gördüklerinde zaten şaşırmışlardı şimdi ise korktukları gözlerinden okunuyordu ikisinin de.
Onlara yaklaştım "bana bakın" dedim "bir daha, bir daha arkamdan konuştuğunuzu duyarsam kendinize okul bakarsınız, şimdi çıkın" dedim. Bembeyaz olmuş yüzleriyle ve korkudan dolmuş gözleriyle çabucak çabucak tuvaletten çıktılar. Bu kadar korkacaklarını tamin etmemiştim. Onları tabikide okuldan kovdurtmazdım ama bunu bilmelerine gerek yok tabi. Bende elimi yıkayıp tuvaletten çıktım.
Sınıfa girer girmez Elif kocaman olmuş gözleriyle yanıma geldi"tuvalette ne oldu kızlar bişeyler anlatıyor bütün okul duydu. "
Ne çabuk anlattılat be. Hadi anlattılar hangi ara bütün okula yayıldı." bişey yok ya, arkamdan ileri geri konuşuyorlardı bende uyardım okadar ""onlar okulun dedikodu kızlarından, okulda ne var ne yok bilirler"
"hiç sevmem öyle kızları"
"bende"*****
Okul bitmiş eve yürüyordum. Bugün dövüş vardı. Saat onikide başlayacak ama benim onbirde evden çıkmam lazım.
Eve gelince hemen bişeyler atıştırdım. Biraz uysan iyi olur. Saat dokuz buçuğa alarmı kurup uyudum.
*****
Saat dokuz buçukta alarmın sesiyle uyandım. Banyoya girip elimi yüzümğ yıkadım. Dolabımdan siyah pantolon siyah swetshirt çıkarıp giydim. Üzerime giymek için treçkotumu da çıkardım ve bir sırt çantasına dövüş kıyafetlerimi ve elidivenimi koydum. Saçımı sıkı bir topuz yaptım. Dövüşte pek bir kural yoktu yani saçımdan yakalanma riskine girmek istemiyorum.
Telefonumuda alıp evden çıktım. Motoruma atlayıp dövüşün yapılacağı yere sürdüm. Depoya vardığımda saat on biri geçiyordu. Denizin yanına gittim odası vardı burda. Bende onun odasında hazırlanırdım herzaman. Odasına girince yanıma gelip bama sarıldı. Pek hoşlanmazdım sarılmadan ama Deniz bulunduğu yere zıt sececen bir kızdı. "selam Deniz, nasılsın" "iyiyim sen nasılsın heyecan yapmanı istemem ama bugünkü rakibin biraz zorlu be baya ağır sanırım yüz kiloydu ama merak etme ağırlığının hantallığını kullanırsın. Stres yapmazsan akıllıca hamleler yapar ve kazanırsın. Evet evet sen kazanırsın ama istersen bugün maça çıkma ha ne dersin "
Motora bağladı yine stres olunca çok ve hızlı konuşur anlaşılan rakibim Denizi strese sokacak kadar fena ama vazgeçemem eğer dövüşmezsem gözden düşerim." bi susta motorun soğusun Deniz. Vazgeçmeyeceğimi biliyorsun hem merak etme kazanıcam"
Derin bir nefes verip"pekala"dedi.Dövüş saati gelmişti. Kıyafetlerimi giydim ve eldivenlerimi taktım.
Hızla adımlarla odadan çıkıp ringe ilerlemeye başladım. Ringe girerken benimle aynı anda giren rakibimi gördüm. Denizin dediği kadar vardı geeçekten. Kilolu ve kalıplı görünüyordu. Ayrıca boyu da uzundu. Ama dövüşte önemli olan bir diğer unsurlarda pratiklik ve akıllıca hamlelerdi. Ve ben bunların o dev kadında olmamasını umuyordum. Karşı karşıya geldiğimizde kadın sinsice sırıttı. Ben geri dururmuyum? Tabi ki de hayır. Bende rahatça bir sırıtmayla karşılık verdim ve göz kırptım. Son anonslar yapılıp komut verilince dövüş başlamış oldu. Birbirimizin gözlerinden gözlerimizi ayırmayarak dönmeye başladık. İlk hamleyi bekliyordum, ilk hamleyi yapan mutlaka hamle yapar. Kadının sinirlenmeyw başlamssıyla beklediğim ilk hamlenin gecikmeyeveğini anladım. Eh, güzel. Beklemekten sıkılırım.
Ve beklediğim hamle. Sağ kroşesini yüzüme savurmasıyla eğildim ve sağ karın boşluğuna bir yumruk attım.
Dikelip sol aparkatımı yüzüne kavuşturdum. Bu arada solak olduğumu söylemişmiydim?****
Karnıma yediğim tekmeyle eğildim. Son çırpınışlarıydı. Şimdiye kadar ki dövüşlerimden edindiğim tecrübeye göre bir yumrukluk işi kalmıştı. Ozaman beklemeye gerek yok. Sağ kroşemi çenesine savurdum ve mutlu son. Kadın yerde.
Tabi bende biraz hasar almıştım. Sağ kaşım ve dudağımın sağ tarafı patlak, sol elmacık kemiğim ise acıyordu muhtemelen morarmıştı. Ama siz birde rakibimi görün abi. Tek kelimeyle;Haşat.
Hakem gelip sol yumruğumu havaya kaldırdı. Ve bir dövüşü daha kazanmış bulunmaktayım hani tebrik?
"tebrik ederim Mercaaaan"diye Denizin çığırmasıyla istediğim tebrikte gelmiş oldu. Gereksiz heyecanına göz devirdim. Bu arada ringden inmiş Denizin odasına yürüyordum.
"kazanacağını düşünmüyordum açıkçası Mercan, bravo"
Bir göz devirmesi daha"sonsuz güvenin için eyvallah Deniz"
Omuz silkip "kadın dev gibiydi" dedi. Cevap vermeyip odaya girdim. Deniz kaşıma ve dudağıma pansuman yaptı üzerimi değiştirip Denize veda ettim. Motoruma atlayıp eve sürdüm. Bugün fazlasıyla yoruldum ve iyi bir uyku çekmem gerekiyor. Eve varınca bir duş alıp yatağıma girdim ve çok geçmeden uykunun karanlık sularına doğru süzüldüm.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Rüyası
Novela JuvenilAşk neydi? İnsanı sarıp sarmalayan, içten içe çökerten bir hastalık değilmi? Öyleyse neden bile isteye bizi mahveden bu sarmaşığın kolları arasına giriyoruz. Bakalım bizim sevgili karakterlerimiz bu sarmaşığın onları sarmalamasına izin verecek mi...