11. Klübe..
Kahkalarla yürüyerek bir banka oturduk ve uzun sarılmamıza devam ediyorduk. Ah, Rose benim küçük sevimli arkadaşım. Ne kadar da özlemişim onunla gülmeyi. Yine her zamanki gibi güzelliği ve tatılığı üzerindeydi. Onu o kadar özeniyorum ki. O her zaman ne yapması gerektiğini iyi bilirdi. Benim ilk en iyi arkadaşım Roselinna Canavht. Her zaman bana akıl veren kişidir. Rose'un bana getirdiği bilekliği incelerken,tepemde ki gölgeyi görmüş ve kıvırcıklardan Harry'nin geldiğini anlamıştım. "Merhaba,güzelim" çatallı sesi yoğun nane kokusuyla dolu olan nefesi gözlerimi kırpıştırmama neden oldu. Hoşuna gitse gerek, yarım ağız sırıtıyordu. "Merhaba,Harry". Az önce gitmiş olan Rose'un yerine oturarak kafasını bana çevirdi. "Bugün ne yapmayı planlıyorsun?"
"Ah,ben 1 ve ya 2 saate işime gitmem gerek."
"Nerede çalışıyorsun?"
"Bildiğini sanmıştım,evimi bildiğine göre" bilmiş bilmiş baktım.
"Hayır bilmiyorum ama öğrenebilirim."
"Öğren"
"Ah, Küçük Bayan Rogers fazla dik kafalısın"
"Ben mi dik kafalıyım?"
"Evet." Hah ben dik kafalıymışım.. Nasıl bir adam bu? Dik kafalı buluyorsa uğraşmasın. Ama daha önce böyle bir ilgi görmedim, hoşuma gidiyor. Aslında Robert'ın da bana ilgi duyduğunu söylüyorlar ama patronun oğlu ve benim sadece arkadaşım. Harry yumuşak büyük ellerini ellerimin üstüne koyarak "Haydi gidelim 2 saatimiz var sonra seni işine bırakırız" Ne? Hayır!
"Peki" giydiğim lacivert hırkanın önünü kapatarak ayağı kalktım. Harry'den arkamdan. Elleriyle arabasının olduğu tarafı işaret etti. Ön kapıyı ve açtı ve koltuğa tırmandım. Arabası deri ve vanilya kokuyordu. Hmm.. Gülerek önden geçti ve yanıma oturdu. Kalçasını kaldırarak anahtarın diğerini çıkarıp yana attı ve arabayı çalıştırdı..
"Yarım saattir yoldayız Harry. 1,5 saat kaldı."
"Evet farkettim. Lanet olası bir trafik var."
"Bende onu farkettim." Bay Çok Bilmiş..
"Bayan Rogers."
"Bay Styles."
"20 yaşında bir bayana göre davranır mısınız?" Davranıyorum,acaba sen kaç yaşındasın Styles?
"Ben yaşımın kadınıyım. Sizin yaşınız?" Mavi gözlerimi onun yeşillerine dikerek.
"Sizinle uğraşmam gerekecek.Kaç gibi duruyorum? Yaşımın adamıyımdır." Yaşının adamı mı?Hareketleriniz bana 35 yaş gibi görünüyor bayım..
"Siz bilirsiniz. 30-35?" Ah evet böyle düşünüyorum..
"Tahminleriniz pek iç açıcı değil."
"Yaşın kaç Harry söylesene."
"25"
"Oh" Tahminimden yaşlısınız Bay Styles..
"Sonunda geldik."
"Nihayet."
Önce inip kapımı açtı ve yüksek kapıdan atlayarak indim. Vay canına...
"Burası tam olarak neresi?"
"Greenwood" Havanın açık olmasına rağmen ağaçlardan dolayı hafif karanlık gözüken 14 tane küçük evi anımsatan,etrafları sarı beyaz ışıklandırmalarla sarılmış tatlı kulübelerin olduğu bir yerde inmiştik. Burada ne yapılır ki?
"Harry, burası çok güzel ama burada ne yapacağız?" Yarım ağız gülerek karşılık vermekle yetinen Styles..
"Bay Styles o bir renk değil!"
"Bu tabiki de bir renk Allie"
"Ama karıştırdın ayrıca turuncu ve yeşili. Koyu ve garip bir renk çıktı. Yani renk değil ama.."
"Beni güldürdün Allie." Ne niye gülüyor bu adam? Harry'nin yaptığı 29 tane yağlı tabloları incelemek için geldiğimiz bu 11 numaralı kulübede 30. resmini gerçekleşmesini bekliyorum ve bana gülüyor öyle mi? Sen tam bir manyaksın Styles!
"Ne yaptım da gülüyorsun? Ayrıca iş için sadece 41 dakikam kaldı."
"Evet, umarım trafik yoktur."
"Bence işinizi çabuk bitirin"
"Nasıl isterseniz." Ne dengesiz ama! Anında kişilik değişimi..
Çalıştığım markete 10 dakika önce yetişmiş olduğum anın mutluluğuyla arabadan indim ve Harry'nin yanıma gelmesini bekledim. Teşekkür için.
"Teşekkürler Bay Styles."
"Benim için zevkti. Tekrarlamak isterim" Yapabildiğim en güzel gülümsememle karşılık verdim ona.
"Ben gidiyorum o zaman." Bu neydi şimdi? Hadi gir içeri Allie!
"O zaman görüşmek üzere Bayan Rogers." Umarım görüşürüz Styles..
"Hoşçakalın." Ah, Tanrım! Bu adam hiçte o anlattıkları gibi birisi değil. Evet biraz kişilik problemi var ama bu onun harika olduğu gerçeğini değiştirmez. Ayrıca en son olayı 21 yaşındayken olmuş. Şuan 25, dört yılda çok şey değişmiş olabilir.
Hırkamı girişe asıp kasanın olduğu bölüme oturdum. Crarsin Market kasası.. Hadi biraz müşteri. Ah işte Robert geliyor. "Hey"
"Hey,merhaba."
"Allie. Harry Styles'ın arabasondan inen sen miydin?"
"Uh evet şey bendim." Nerden gördü ki?
"O adamla ne işin olur? Zengin,dayak manyağı,kontrolcü pisliğin tekiydi" Ah, Robert.. Tanımıyorsun bile.
"Öyle biri değil." Harry'yi savunma isteğiyle gözlerimi Robert'a diktim ve cevabını bekledim.
"Evet ama o biraz korkunç." Bak korktuğu için söylüyor,kesinlikle.
"Hayır."
"Her neyse sadece dikkat et."
"Hı hı" Robert,Robert..
"Dar pantalon sana yakışıyor Allie" Göz kırptı. Hah. Sanırım ciddiler ya da bu çocuk Harry'ye olan yorumlarından sonra bana itici geldi. Her neyse sonuçta 2 yıldır tanıyorum hep böyle..
Akşam köpeklerden korkarak sokakları geçiyorum.. Ah, evet korkuyorum onlardan. Ve benim küçük mavi kaplumbağa arabam evimin önünde! Adımlarımı hızlandırarak eve yürümeye devam ettim.
"Bayan Rogers.." Ah benim dengesiz takipçim..
Hikayemin ilk bölümleri kısa ve yoğun olmayacak şekilde yazıyorum, her bölüm git gide uzayacak. Sizi seviyoruum.-A.Beren
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODY ELECTRIC
FanfictionYavaşca "Allie" dedim. Bende "Harry." Sanırım beynime kazınmıştı. Bir anda herkes çığlık atmaya başladı hiç bir şey duyulmuyordu.