SÜPER ÜÇLÜ

22 2 0
                                    

Multimediya'da Afra,Özgür,Gözde vardır..

"Aslı! Kız gene sen geç mi yattın? Hey Allah'ım geç kalacaksın kız kalksana! Aslı diyorum!" Annemin odama kadar girip kolumun ırzına geçmiş olması umurumda dahi olmamıştı. Dün gece acıklı düşüncelerimden sonra yabancı dizi açıp sabaha kadar The Vampire Diaries izlemiştim.  Annem ise sabah sabah tepemde ötüp şiddet uygulaması bunun yüzündendi.

Gözlerimi açtığımda annemin odamı topladığını görünce sessiz kalıp ağzımı dahi açmamıştım. "Bak hala yataktan çıkmamış. Bu ne be misafir gelecek diyorum, kimse anlamıyor beni. Rabbim sen bana sabır ver!" odamı istila etmişti, bir yandan söyleniyor bir yandan da bana söylediği "odanı topla Aslı, hemen!" cümlesini bana bırakmadan kendisi yapıyordu. Ben yatakta gayet rahat şekilde yatarken bir yandan da annemin bu saçma tepkilerine gülerken ne ara gelip kolumu çentiklemiş oluşunu hiç fark etmemiştim.  "Ben sana kalk diyorum sen kıs kıs gülüp yatıyorsun, çıldırtma beni Aslı!" kaşlarını çatmış ellerini beline yerleştirmiş şekilde karşımda dururken ben hala gülüyordum. Bir anne nasıl kızmayı beceremez bunu anlamış değilim. Zira annem ne kadar yüksek sesle konuşuyor olsa da hiç ciddi bir tepki veremiyordu. "Vildan sultan sen bir sakin ol, o kıyafetleri yere koy ve odadan çık, ben hallederim" Annem elini belinden çekip çenesinin altına koyup düşünüyormuşçasına etrafa gözlerini gezdirdi, ben ise bu haline gülümseyince oda gülümsemeye başladı "Güveniyorum sana ama en fazla on dakika içinde oda tertemiz olsun Aslıcığım" odadan çıkarken arkasından "Emrin olur Sultanım!" diye bağırıverdim. Hadi inşallah gibi bir şey mırıldandığını duyunca hemen yataktan fırladığım gibi odayı düzenlemeye giriştim.

Oda toplama işini bitirince kendimi banyoya attım ve seri bir şekilde duşumu alıp küvetten çıktım bornozumu üzerime geçirip banyo kapısına geldim, kapıyı açıp sağa sola baktım ve kimseyi göremeyince karşıda ki odama geçiş yaptım. İç çamaşırımı giyip gardırobumu iyice baştan aşağı süzdüm ve spor giyinmeye karar verdim. Siyah pantolonumu geçirip, üzerime beyaz v yaka bir t-shirt giyip, aynanın karşısına geçtim. Kurutma makinesiyle saçlarımı kurutup; pencerenin önüne geçtim. Havaya doğru bakarken bulutlu olduğunu yağmur yağma ihtimali yüksek olduğunu düşünürken; tekrar ayna karşısına geçip saçlarımı arkadan at kuyruğu şeklinde topladım; parlatıcı,eyeliner,maskara üçlümü tamamlayıp, gardırobumdan siyah deri ceketimi alıp, üzerime geçirdim. Şemsiye taşımayı sevmediğimden dolayı almadan evden çıktım kapıyı kapatmadan önce "çıkıyorum ben Validem!" diyerek kapıyı kapatıp; spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip, kendimi caddeye attım.

Hızlı şekilde durağa doğru yürürken telefonumun zil sesini duyunca çantamdan çıkarıp "özgürüm" yazısını görünce hemen açtım.. "-Efendim Özgür'üm?"

"-Neredesin Tatlı kız?"

"-Evden yeni çıktım, durağa doğru yürüyorum"

"-Gelip almamı ister misin? Biliyorsun babam okul kazanmamın şerefi-" derken sözünü kesip "Kazanamadığın olacak o Özgürcüğüm" deyip kahkaha atınca "-Alacağın olsun be Aslı. Sende vur yüzüme olanları" deyip ağlama numarası yapmaya başlamıştı. Konuşmanın uzun süreceğini anlayınca Özgüre kafeye gitmesini söyleyerek, vedalaşıp telefonları kapattık.

Durağa varınca telefonumun  saatine  bakıp, neredeyse gelmek üzere olduğunu anladım. Bir kaç dakika sonra durak  fazlasıyla dolunca  " inşallah  hepsi benim beklediğim otobüsü beklemiyordur" diye umdum.  O sırada otobüs durağa yanaşıp,  kapılarını açınca  duraktaki  bütün insanların otobüse yöneldiğini gördüm.. Başımı sağa sola sallayıp " Ee Aslı  sende şans olsa  şaşarım zaten"dedikten sonra hemen otobüse  bindim.

yaklaşık yarım saat sonra nihayet buluşacağımız kafeye  varmıştım.  Dünden  kalan  yerlerdeki su  birikintilerine  basmamaya özen göstererek kafeye doğru ilerliyordum ki, yanımdan hayvanca geçen bir araba  sayesinde  bu özenim tuzla  buz olmuştu..  "Kusura bakmayın."  yanımdan hayvanca geçen  arabanın sahibiydi galiba  diye  düşünerek  başımı ona doğru  çevirdim " Bakmam  tabi niye bakayım ki di mi!? Ben özenerek sulara basmadan geçmeye  çalışıyorum, trafik canavarı gibi biri  geliyor,  arabasıyla o özeni  bozuyor! Zenginsiniz diye kendinizi  bir şey mi zannediyorsunuz  siz!?"  bütün öfkemi karşımda  duran çocuğa kusmuştum,  normalde  yapmazdım ama  hak  etmişti yahu!  

"Mehmet, hadi abi geç kalıyoruz." arabadan  biri karşımdaki  trafik canavarına seslenmişti. Ama, bir dakika. Direksiyonun başında başka bir  çocuk  vardı. Ama  eminim  bu arabaydı. Allah kahretsin ya! Hayır  bir  atar  yapalım dedik,  onu  da yüzümüze gözümüze bulaştırdık iyi mi? Çocuk tekrar yüzüme baktı:  "Gerçekten  kusura bakmayın, arkadaşım  görmedi. En  kısa zamanda tekrar görüşüp kıyafetlerini yenileriz." diyerek  hızlıca koşarak arabanın yan  koltuğunun olduğu  kapıyı açtı ve bindi. Araba o saniyede hızlıca kayboldu. 

Kafenin kapısını açınca gözlerim Süper Üçlü'mü arıyordu ki, karşımdakileri gördüğümde  yüzüme  hemen yerleşen gülümsememle onlara doğru  ilerledim. Öpüp, kucaklaştıktan sonra  siparişlerimizi verdik ve muhabbet etmeye başladık. Okula gitme derdimiz olmadığı  için günleri böyle geçirmeye karar vermiştik. Hem bir hafta sonra ki baloyu da organize edip kıyafetlerimizi ayarlıyorduk. 

Üniversite  konusu açılınca Özgür, bizim okula gelebilmesi için ailesini ikna ettiğini öğrendik, bir yandan buna mutlu oluyor bir yandan da üzülüyordum. Çünkü Gözde ile aynı üniversiteyi tutturamamıştık. Yüzümden de üzüldüğüm anlaşılınca Gözde sandalyesini yanıma kaydırıp  "Kıyamam ben sana, ama üzülme  yavruşum  en  azından İstanbul'dayız hepimiz ve üniversitelerimizin arası otobüs ile sadece yirmi dakika. Sık sık görüşürüz" sol eliyle sırtımı okşamaya başladığında iç çektim "Hayalim  böyle  değildi ama" karşımda oturan Afra elimi tutup "Hiç birimizin hayali böyle değildi Aslı, sıkma canını. Hem uzakta değil. Biz  süper üçlüyüz bee" deyip gülümsememi sağladı.  O sıra da Özgür "  Yalnız, ben doymadım kızçeler" deyince hepimiz Özgüre anlamsız bakışlar yolladık, ama bizim üstün zekalı  arkadaşımız  bu bakışları anlamayınca "Niye kaplan görmüş kedi gibi bakıyorsunuz abi?" deyince  kızlarla başımızı sağa sola  sallayıp ağzımızdan 'cıkcıkcık' seslerini  çıkarak Özgüre odaklandık.

Şen şakrak geçen bir günü daha böylelikle bitirmiş olduk. Herkes evlerine dağıldı. Bende otobüs durağına  doğru ilerleyip, durağın önünde beklemeye  başladım.O sırada yağmur bardaktan boşalırcasına yağmaya başlamıştı. Otobüs gelmeyince bir  'off!' çekerek geriye  doğru gittim. Durağın önünde son model siyah bir araba  durunca o tarafa doğru  bakmamaya  özen gösterdim.  Arabanın  camı açılıp "Şşt, kız!Sana diyorum!"  etrafıma çaktırmadan bakınıp kimsenin olmadığını anlayınca bana denildiğini anlamıştım ama yine de kararımdan vazgeçmeyerek bakmamıştım. "Kız cadısila, baksana!" "Yuh ama! Bu kadarı da fazla" diyerek cesaretimi toplayıp; arabaya doğru ilerledim. Camdan içeri doğru baktığımda gördüğüm kişi ile adeta şok olmuştum...

ARKADAŞLAR ÇOK ÖZÜR DİLERİM.. HAYATIMDA BU ARALAR  OLUMSUZLUKLAR YER ALDIĞINDAN İNANIN Kİ YENİ BÖLÜMÜ PAYLAŞAMADIM..  BU YÜZDEN OKUMAYI KESMENİZİ  İSTEMEM, VE HİKAYEME GERÇEKTEN ŞANS VERMENİZİ İSTİYORUM.. YORUMLARINIZ  BENİM İÇİN ÖNEMLİDİR, ÇÜNKÜ DAHA YENİ OLDUĞUMDAN  HATALARIM VARSA GÖSTERİRSENİZ, VE YA HİKAYE İLE İLGİLİ BEKLENTİLERİNİZİ YAZARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM :) :):):):):):)) OKUYUP, DESTEK ÇIKANLARA VE VOTELERİNİ EKSİK ETMEYENLERE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER:):):):):):):) BEĞENİRSİNİZ İNŞALLAH :):):):):) 

Gün BatımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin