Multimedia'da :Mehmet'imiz var :):):
Uzun bir aradan sonra merhaba ;):):):):). yepyeni bir bölümle karşınızdayım arkadaşlar:)) umarım beğenirsiniz. Yorum olsun okuma sayisi olsun fazlasiyla düştü. Lütfen yargı yapmadan okuyun. Tek ricam sizden budur. Eleştiri yapın yapın ki eksiklerimi göreyim yada fazlalarımı... Şimdiden yanımda duranlara teşekkür ederim... :):):)):):) iyi okumalarr....
Aslında gerçekten karşılaşmayı beklemediğim birisiydi. Sonuçta telafi edeceğini söylese de, yaptıklarından sonra sözünü tutup, tekrar aynı caddede karşılaşmayı beklemiyordum. Aslında bir çok şey beklemiyordum ama düşüncelerim o kadar yoğun ki, şuan hangisine anlam vereceğimi şaşırmış durumdayım. Düşüncelerimden kurtularak, karşımda duran ve cevap bekleyen çocuğa, odaklandım "Buyurun ne istemiştiniz?" diye bir soru yönelttim. Çocuk, sanki bu kadar nazik olmamı beklemiyormuş gibi şaşkın bir şekilde baktı. Bu hali o kadar komikti ki, samimi olsaydım şuan kahkahalardan inlerdi tüm cadde...
Çocuk başını sağa sola sallayarak, "Kusura bakma, amacım rahatsız etmek değildi. Sadece sabah yaptığımız hatayı telafi etmek istemiştim." aklıma sabah olanlar gelince, açıkcası biraz utanmıştım. Bu çocuğun günahı yokken bütün sinirimi çocuktan çıkarmıştım. Zaten ne zaman böyle bir şeye atılsam, sonunda utanan ben oluyordum. Hava öyle bozmuştu ki kendini gök gürlemeye başlamış, yağmur tanecikleri ise ince ince iniyordu yer yüzüne... Düşüncelerimi bölen çocuğun karşımda elini sallayışı olunca, hemencecik kendime gelip çocuğa odaklandım. Ne diyecektim ben bu çocuğa? "Yağmur diyorum yağmaya başladı yavaştan, istersen evine kadar bırakabilirim seni?" evime bırakmak mı? Annem görürse, yada mahallede ki dedikoducu tayfadan -evet, evet yanlış duymadınız. Tam anlamıyla dört kişiler ve mahallede ne olup biterse haberleri olan tek insanlardı. Aslında mahalle az kalır desem yeridir. ama biz konumuza dönelim- duyarsa, sanırım olay mahallinde ikimizi de kıtır kıtır keserdi...
"Yaptığınız nazik teklif için teşekkür ederim ama gerçekten hiç gerek yok." diyerek yanıt verdim çocuğa. Saate baktığımda otobüsün gelmesine az kaldığını görünce "Zaten birazdan otobüsüm gelir, sabahki olay içinde canınızı sıkmayın lütfen yaşandı gitti. Ama ben sizden özür dilerim, sanırım arabayı kullanan arkadaşınızdı ve ben size patladım. Gerçekten çok üzgünüm." çocuk başını 'sorun değil' şeklinde sallayıp gülümsediğinde başımı biraz kaldırarak gelen otobüsüme baktım tekrar cama doğru eğilerek "İşte, otobüsüm geldi. Yine de yaptığınız incelik için çok teşekkür ederim ve sizden özür dilerim sinirli davranışımdan dolayı." deyip gülümseyince çocukta aynı sıcaklıkta olan gülüşüyle karşılık verince "Sorun değil. O zaman size iyi akşamlar, başka zaman başka şekilde karşılaşmak üzere hoşçakalın." diyerek sözlerini bitirdi. Ben de arabadan uzaklaşıp otobüse doğru gidince, çocukta kendi arabasıyla hızla gözden kayboldu...
Otobüse binip akbilimi basmış ve kendime yer aramaya koyulmuştum. Ancak İstanbul'da yaşıyorsanız ve bir otobüs içerisindeyseniz eğer, şanssız olabilirsiniz. Karşıda duran camın oraya doğru zar zor ilerleyerek, camın köşesine kendimi sabitleyerek ayakta durmaya başladım. Yağmurun hızı o kadar şiddetlenmişti ki, bardaktan boşalırcasına yer yüzüne iniyordu her bir damlası. Bazıları koşuşturuyor, bazıları duraklara doluşuyor, bazılarının şemsiyesi ters dönüp sahiplerine eziyet çektiriyorlardı. Şemsiyeyi sevmememin bir nedeni, hatta ilk nedeni de budur. Otobüs durduğunda nerede olduğumuza bakmak için yanımdaki camın buğusunu elimle silerken soğukluğu içime işlemişti adeta. Ellerimle camda yuvarlak oluşturarak dışarıya baktım ve ışıklara takıldığımızı gördüm. Biraz önümde duran çocuğa odaklandı bakışlarım. Yırtık bir pantolon üzerinde yine aynı şekilde yırtıkları olan uzun kollu bir T-shirt vardı. En fazla yedi yaşında idi. Ufacık ellerinde tuttuğu o mendilleri öndeki arabalara satmaya çalışıyordu. Kim bilir hangi vicdansız anne, baba ve ya da üvey bireyleri zorla bu havada bu şekilde dışarıya bırakıp, para kazanmalarını bekliyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Batımı
Teen FictionTüm duygularını kaybetmiş bir genç kız. Lise dönemi boyunca doğru düzgün bir yaşam sürdüremeyen Aslı, üniversiteye başladığı gün aslında hayatının düzene girmediğini daha farkedememiştir. Peki ya Serhat, Aslı'nın kaybettiği tüm duyguları geri getire...