Bölüm 5

281 39 31
                                    

Multi medya: Sırasıyla Barış, Deniz, Emre

Karşımda bir adet Barış ve hayatımı kurtaran dengesiz duruyordu. Onları arkamda bırakıp odadan hızlı adımlarla çıktım. Bu kadarı benim için fazlaydı. Barış ve adını bilmediğim çocukta nihayet odadan çıktığında okulu gezdirmeye başladım.

"Bu katta dokuzuncu sınıflar var ve şu köşede öğretmenler odası var..." Sözümü tamamlamama bile izin vermeden lafa girdi Barış. "Gerçekten okulu mu tanıtacaksın?"
"Aslına bakarsan evet. Müdür bana güvendi ve ben güvenini boşa çıkartamam!"
"İyi o zaman sen çıkarma, anlatmaya devam et biz gidiyoruz." Bu çocuk adeta beni sinir etmek için doğmuştu. "Ne demek sen anlat biz gidiyoruz?!"
"Ciddi ciddi anlama problemin var kızım senin. Sen o çok mühim 'görevini' yap biz kaçar hadi bayyy." Barış bir iki adım yanımda uzaklaşmıştı ama; hayatımı kurtaran çocuk hâlâ buradaydı. Barış da bunu sonradan fark etmiş ve durmuştu. "Emre gelmiyo musun?" Adının Emre olduğunu öğrendiğim çocuk bana bakıyordu. "Üzgünüm kuzen sen git, ama ben burda kalmak istiyorum."
"Emre senin kafana ne düştü? Ne demek burda kalıyorum?"
"Az önce Deniz'e anlama problemin mi var diyordun. Şimdi senin de mi anlama problemin var?" Barış sinirli bir şekilde önce bana sonra adının Emre olduğunu öğrendiğim çocuğa baktı.
"Ne halin varsa gör!" diyip hızla çıkışa doğru gitti. Emre'ye dönüp baktığımda bana bakıyordu ve omuzunu silkti. "Devam edelim mi Deniz?" Başımı onaylarcansına sallayıp devam ettim.

Yarım saatten fazla süren bir turun ardından nihayet bitmişti. Tur boyunca ben anlatmış o sadece beni dinlemişti ve buda daha kısa sürede bitmesine neden oldu.

Çıkışa doğru yöneldiğimde kolumda hissettiğim el ile durdum. "Deniz?" Bir erkeğin bana dokunmasından nefret ediyordum. Önce bana dokunan ele ardından ise Emre'ye soran gözlerle baktım. Hızla elini çekti. "Şey ımm durdurmak için tutmuştum. Neyse şey hava karardı tek gitme istersen. Seni evine bırakayım."
"Bak Emre ben sana dün ne dedim. Karşıma çıkmamanı cok güzel bir dille söyledim. Daha farklı yollara başvurmak zorunda bırakma. Ve ne şekilde olursa olsun bir daha bana sakın DOKUNMA!" Gerçekten de sinirlenmiştim ve dün olduğu gibi cevap vermesine izin vermeden yanından ayrıldım.

Eve gitmeden önce Eslem'e uğramaya karar verip yolumu değiştirdim. Benim evimde Eslem'in evide okula çok yakındı. Ben okulun doğu, Eslem ise okulun güney tarafımdaydı.

Bir kaç dakika yürüdükten sonra Eslem'lerin evine gelmiştim. Kapıyı çaldığımda daha önce hiç gôrmediğim bir hizmetli açtı. "Buyrun kime bakmıştınız?" onu içeri doğru itip kapıyı kapattım. "Ne yapıyorsunuz hanım efendi?"
"Ordan bakılınca ne yapıyormuş gibi görünüyorum?" Bunu söylediğim zaman aklıma Barış gelmişti ve bu da ister istemez sinirlenmeme yol açmıştı. "Eve zorla girdiniz. Kimsiniz siz?" Şu evin hizmetçilerinden nefret ediyordum. O kızı umursamayarak geçmeye çalıştım ama kendi kaşınıyordu. "Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz?! Buraya bu sekilde giremezsiniz! Lütfen dışarı çıkın!" Bunları bağırarak söylemişti. Yüksek sesten nefret ederdim. Kızın kolunu kendime çekip kulağına doğru fısıldadım. "Bak kızım defol git belanı benden bulma." Yüzünü acıyla buruşturup inledi. Kolunu birazda sıkarak devam ettim. "Bu yaptığım yapacaklarımın yanında aşk filmi olarak kalır." Bunları çok sakin bir ses tonuyla söylemiştim.

Nihayet sesleri duyan Eslem de salona gelmişti ve benim hizmetçiye yaptığım şeyi görmüştü ama bunu umursamıştı. "Ooo kamki hele şükür gelebildin." Elimde kızı kenara doğru itip Eslem'e yöneldim. "Yukarı çıkalım ya sıkıldım."
"Sen yeter ki emir et Mahmut abi" Arkadaşlarım laf arasında bana Mahmut demeyi severlerdi. Rahatsız olmazdım bundan ama; başka biri bana Mahmut diyemezdi.

Odasına çıkıp o çok sevdiğim koltuğuna oturdum. Eslem ciddileşip karşımdaki pufa oturdu. "Deniz dün ne oldu?" Ona anlamayan gözlerle baktım. "Dün?"
"Geç kalman, akşam aramaman, şimdiki sinirli halin falan ne oldu?" Beni gerçekten de tanıyordu. Bende hepsini baştan sona anlattım. Bitirdiğime emin olduğunda bastı kahkahayı. "Bu ne ya kitaplardaki gibi. Ben onları orda gördüğümde topuklar kaçardım."
"Aslına bakarsan düşünmedim değil ama işte 'laf ağızdan bir kere çıkar' diyip mecbur dolaştırdım."

Siyahıma BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin