Zeynep kaybolali 3 gün oldu. Hala hiçbir haber yok annesi ve babası bu duruma çok üzülüyorlar. Haklılar benimde çocuğum kaybolsa bende çok üzülürüm. İnşallah bulunur. Benim bile gözlerim doldu.Annesini düşünemiyorum. Polisler benim ifademi aldı. Polisler her yeri geziyor. Vurulup öldümü yoksa denizde mi boğuldu yoksa kacirildimi. Bu sorular uff bide yan villadaki kız beni suçluyor bence Yaren kaçırdı,öldürdü,vurdu falan sanki ben katılımde. ben,Ceren,Kumsal, asya parka yürüyüşe çıktık. Ve yolda ağlayan bir kız bu kız zeynepe çok benziyordu. "Zeynepppp" diye kızın yanına gittik. Ama bu kız zeynep değildi peki kimdi? Ama zeynepe çok benziyordu. Multide zeynep ve zeyno var.
B-ben zeyno siz kimsiniz?dedi. Bize zeynep kayanın arkadaşlariyiz sen? Dedim.
Bende Zeynep'in kardeşi zeyno ablam nerede yaşıyormu? Dedi.
Bilmiyoruz zeyno bilmiyoruz dedim ben ağlamaklı bir sesle. Zeyno ve zeynep birbirlerine çok benziyorlardi. Zeynep'in evine gelince Zeynep'in annesi zeynoyu görünce "zeynommm yavrummm" diye bağırdı. Ve zeyno'ya sıkıca sarıldı. Anne yüreği işte içeren ağlamaktan gözleri şişmiş berkcan çıktı. Berkcan zeyno ve Zeynep'in abisi yakışıklı cocuk aslinda. Koşup Berkcan sarıldım. O da benim saçımi öptü boyu benden uzundu. O yüzden biraz eyilmek zorunda kaldı. Ceren kumsala sarılmıştı. Umut zeyno'ya sarılmıştı. Ama doruk ve asyayi görmemiştim. Berkcan dan ayrılıp "ben birazdan gelicem " dedim. Oda bana gülüp "tamam küçük kız" dedi. Berkcan bana sarılınca kalbime bir kelebek geliyordu. Ama ondan ayrılınca kelebek kayboluyor. Bizim kaldığımız ev Zeynep'in evine çok yakındı 5 dakika sonra bizim KALDIĞIMIZ eve geldim. Anahtarla kapıyı açtım. Ve "bak gerçekten ben seni hala seviyorum unutamıyorum herzaman aklımda sen varsın." Bu kimin sesiydi cikaramamistim. "Bak asya ben seni kardeşim gibi seviyorum ben asıl Yareni seviyorum ona aşığım" şimdi anladım. Asya ve doruk konuşuyorlardı. Doruk "O eskidendi ama şimdi benim için sadece Yaren var." Dedi. Asya da "öylemi peki o zaman" dedi. Ve bana doğru geldi. Ben hemen zeynepgilin evine kostum. Olamazdı tamam doruğun o lafları güzeldi. Ama benden bunu saklaması beni çok üzdü. Koşarken biriyle çarpıştım bu berkcandi. Ben yere düşmüştüm dizim biraz kanadı. Berkcan beni kucağına aldı. Ve Tek kaldığı kendi evine götürdü. "Ne yapıyorsun milletin içinde berkcan" dedim. Bizim evin oradan geçerken doruk bizi gördü. "Berkcan beni indirirmisin." Dedim. Oda tamam dedi. Ve beni indirdi. Ben topallayarak doruğun yanına gittim. Doruk çok sinirliydi. Koşarak berkcana yumruk attı. Berkcan sağa tarafa savrulurken doruk bir daha vurdu. "Doruk yapma dur dedim dur doruk" diye bağırdım. Doruk beni aldırmadan berkcana bir daha vurdu. Berkcan doruktan biraz daha uzundu. Berkcan ayağa kalkıp doruğu yere yatırdı. Ve doruğu 1-2 tane yumruk attı. Doruk bacağıyla berkcan in karnına vurdu. Doruk iyice halsiz düşmüştü. Berkcan doruğa vuracakken ben önüne geçtim. "Yapma dedim sana" diye bağırdım. Uyarıcı bir ses tonuyla berkcan küfür mirildanip evine doğru gitmeye başladı. Bende doruğun yanına eğilip yaralarına dokundum ve onu kaldırmaya çalıştım. Ama kaldırmak mümkün değildi bir insan koca boğayı nasıl kaldırsın. 1 dakika sonra umut, ceren, Kumsal ve zeyno geliyorlardi.Koşup onların yanına gittim. Umut doruğu sı
Kolunun altına aldı. Ve eve soktu doruğa pansuman yaptım. Ve odasına çıkardım. Cuma günü dönüyorduk. Yani daha 3 günümüz vardı. Zeyno' da bizimle gelecekti. Ben,zeyno,Ceren, Kumsal, umut oturduk. Ama hiç konuşmuyoruz sessizliği bozan zeyno'nun ağlaması oldu. "Tamam zeyno üzme kendini bulucaz Ablanı" dedi umut. Ve zeynoyu kolunun altına alıp ona sarıldı. Acaba umut zeynoyu seviyor mu?Birkaç gün sonra
Sabah cerenin miriltilariyla uyandım. Güzel bir sabahti kalktım Ceren benim yanmada uyumuştu. Artık Bodrum'dan geldik. Zeynep hala bulunamadı zeyno bizle ankaraya geldi. Ve şuan bizim okula kayıt oldu. Hemen üzerime buz mavisi eşofman onun üzerine siyah üzerinde Girl yazan siyah tişörtümu giyindim. Cereni öpüp merdivenlerden sekerek aşağı indim. L koltukta umut ve doruk yatıyordu. Zeynoyaylada Kumsal misafir odasında yatıyor olmalı. Mutfağa girip bir bardak su aldım. Sonra kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Sucuklu yumurta peynir,zeytin, bal, reçel ve Kahvaltılik tarzı şeyler portakal suyu ve masa hazır " Tamamdır" dedim. Kısık bir sesle sonra mutfağa köpeğim Şila geldi. "kiyamam kuzum sen ben yokken neler yaptın canım". Dedim. Ve silaya iyice sarıldım. Tasmasında bir kağıt vardı. Kağıdı aldım. Sıla havlayip dilini çıkartı. Kağıdı açtım. Kağıtta şöyle yazıyordu;
* Günaydın Papatyam seni arka bahçede bekliyorum bir süprizim var... Seni seviyorum
-Doruk-
Kağıdı tezgahin üzerine koyup arka bahçenin kapısını açtım. Yerde bir gül ve onun altında bir kağıt vardı. Gülü alıp kokladim. Ve Kağıdı açtım.*havuza gel Papatyam
Hemen havuzun oraya gittim. Doruk elinde gül demetleriyle havuzun oradaki masada kahvaltı hazırlamış ve ayakta beni bekliyordu. Romantik veled. Hemen doruğun yanına gittim. Beni anlimdan öpüp "günaydın aşkım" dedi. Bende ona "günaydın" dedim. Ve gülümsedim. Beni masaya yönlendirdi Sandalyemi çekip beni otuturdu. Sonra oda karşıma geçti. Ve "kahvaltıyı beyendinmi?" Dedi. Bende "süper olmuş" dedim. Ve bir kahkaha attım. Ellerimi tuttu ve bana bakmaya devam etti. Ben "Bizimkiler nerede?" Diye sordum. Masumca güldü. Allahım sana geliyom bu nasıl bir gülüş insan değil bu adam. "Onları gönderdim aksam gelirler senle biraz vakit geçirelim nerdesin?" Dedi. Bende "peki o zaman" dedim. Ve kahvaltimizi etmeye başladık. Kahvaltımiz bitince ortalığı topladık. Ve yukarı odama çıkıp dolabimin karşısına geçtim. Gri dar pantolon onun üzerine siyah Batmanlı kazak giyip saçımi at kuyruğu yaptım. Makyajımi sade yaptım bordo Ruj ve rimel deri zincirili çantami'da alıp koşarak aşağı indim. Doruk koltuğa oturmuş beni bekliyordu. O da v yaka siyah bir tişört ve altına siyah kot pantolon giymiş. Hemen kapıya yöneldim. Bana arabanın kapısını açtı. Arabaya bindim. "Nereye gidiyoruz?" Diye Bir soru sordum ama cevap "süpriz" dedi. Arabayı durdurdu pazar gibi bir yere geldik. Ama bu pazar farklıydı. El yapımı eşyalar güzel ev süsleri çok tatlı ve Şirin bir yerdi. Elimi bir ev kavradi bu el doruğun eliydi. Bende onunkini iyice kavradım ve bir el yapimi eşya satan bir dükkana girdik. Yaşlı bir adam "ooo hayırsız nerelerdesin sen bakayım özlettin kendini" dedi. Ve Doruğa sarıldı.sonra İçeriden benim yaşlarımda bir kız girdi. Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu ve zayıf bir kız koşarak doruğa sarıldı. Yaşlı adam "Merve kızım boğdun Doruğu" dedi. Ve bir kahkaha attı. Adının Merve olduğunu öğrendiğim kız doruktan ayrıldı. Ve bana döndü ters bir bakış atıp işaret parmağıyla beni gösterdi. "ben Yaren" dedim. Ve elimi uzattım o da elimi tuttu ve sıktı. Ben "peki sen kimsin?" Dedim. "Ben Merve ve Doruğun eski sevgilisiyim." Dedi. Ben şok olmuştum durduğum yerde donup kaldım. "Sen doruğun arkadaşımısın" diye sordu ben bağırarak "hayır sevgilisiyim" dedim. Merve "aaaa gerçekten mi daha geçen hafta Doruğa sorduğumda sevgilim yok demişti ama" dedi ve bana ters ters baktı. Ağlamaya başladım benim çok hashas bir yapım var ve herşeye ağlayan bir kızım korku filmlerinde bile ağlamaya başlarım öyle bir kızım yani. Hemen koşarak oradan çıktım. Koşmaya başladım yağmur yağmaya başlamıştı. Suratıma soğuk rüzgar çarpıyordu. Yola geçtim koşuyordum. Arabaların korna seslerini duyuyordum. Sağ tarafımda hissettiğim acıyla yere yıkıldım. Gerisi karanlık ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YALANI
ChickLitBazen hayatta kaybedince anlarsın değerini o insanın ama kaybeden gene sen olursun kazanmak isterken kendini kaybedersin AŞKINI KAYBEDERSİN ama üzülen gene sen olursun... Ve bu sadece seni kandıran bir yalandır. AŞK YALANIDIR. Karakterler Yaren Demi...