''Louis, konuşmamız gerek'' Eleanor bir süre sonra bunu söyledi. Bizim tartışmamız gereken önemli konuların olduğunu söylediği için onun yanına gittim. Bir şeyler aramızda her zaman tuhaf olmuştur, bir parçam onun söyleceklerinden korkarken diğer kısmı ise bunun herkes için iyi olacağını düşünüyordu.
Sağ elini aldım ve ona baktım, ancak o bakışlarını benden kaçırdı.
''Sana bir şey söylemem lazım'' İyi bir şey olmadığını işte o zaman anladım.
''Öncelikle, sana bizim için gereğinden fazla mücadale ettiğimi söylemek isterim, gerçekten elimden geleni yaptım, ama-ama bu, Louis benden daha büyüksün.'' Ona cevap vermedim ve devamını getirmesi için ona bakarak bekledim.
''Başlangıçta biz mükemmeldik, hiçbirşeyin, hiçbir engelin bizi ayıramayacığını düşünmüştüm, aşkımızın güçlü olduğunu düşünmüştüm, ama yanılmışım''
Söylediği kelimelerden bir anlam çıkarmaya çalışıyordum, uyuşmuştum.
''Sizin dünyanız bize büyük. Ben bu işe tek başladım ve hiçbir sorunun bu türe sahip olmadığını fark ettim. Tüm bu ilişki içinde olanlar, yaptığımız şeylerin üstesinden gitmedik. Birbirimizi sadece 3 ayda bir görebiliyorduk, biraz şanslı olsaydım, her hafta sonu birlikte olabilirdik''
''Ama bu dünya turu için geçerliydi. Şimdi buradayız ve-''
''Ama sonra başka bir dünya turu geliyor. Şimdi buradasın ama çok uzun bir süre boyunca yine burada olmayacaksın, ben yanlız olacağım. Bu bencilce gelebilir ama sarılmana ihtiyacım var. Biliyorum sırf benimle çıkmak için hayatını risk edemessin.'' diye devam etti. Kalbim sanki durma noktasına gelmişti.
Onun yanlış düşündüğünü, hepsinin bir uydurma olduğunu söylemek istiyorum ama yapamam. Bizim durumumuzun böyle olduğunu, doğru düşündüğünü biliyorum. Muhtemelen birkaç ay daha buradayım ama bundan sonra tekrar gideceğim. Farklı ülkelere gideceğim, o buradayken hayatım yollarda olacak.
''Louis, ben biriyle birlikteyim. Hayır! Aramızda hiçbir şey olmamıştı, seni aldatmadım. Bana böyle bakma. Sınıflar belirlendiğinde onunla tanıştım. Bazen aynı dersleri gördük bu yüzden biraz yakınlaştık. Birkaç ay önce arkadaştık, ama o arkadaştan da öte olmamız gerektiğini söyledi, ama ben seninleyim. O olabileceğini söyledi, zaman içinde ona alışacağımı söyledi Louis'' diyerek bana baktı, bu onun için kolay değil biliyorum. Ama benim için de aynısı geçerli. Ne diyeceğimi, ne hissedecğimi bilemiyorum, sadece donmuştum.
Bana uzaktan bakıyordu. Yavaş, yavaş nefes alıyordum. Bu gerçek olamaz, inanamıyorum! Ama gözleri? Yalan söylemez o dürüst ve benim birşeyler söylemem için bekliyor. Ama ne diyebilirim? Nasıl cevap verebilirim? Ne bekliyor? Gülümseyerek onu anladığımı söylememi mi? Söyleyemem, ben sadece onun böyle gitmesine izin veremem. Bize bunu nasıl yapıyor olabilir?
''Benimle konumun böylece kesiliyor, diğer adamla birlikte olabilirsin'' bunları söylediğimde çok uzak görünüyordu. Aniden ayağa kalktım.
''Tabii! Bizim vazgeçmemiz en iyisidir. En kolay yolu seçmek en iyisidir. Tabii! Neden senin düşündüğün gibi, senin gördüğün gibi göremiyorum?'' diye haykırdım.
''El, benden ne istiyorsun? Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama sizin için yani o çocukla senin için mutlu olamam!''
''Louis, lütfen! Böyle bitirmeyelim'' diye yalvardı. Ama ona sadece alaycı bir gülümsemeyle baktım.
''Hala arkadaş olabiliriz''
''Arkadaş?'' Hala gülüyordum ''Ciddi misin?'' Nasıl ha? Ben burada olmayacağım? Hala nasıl arkadaş kalabiliriz?''
''Bu farklı Lou! Cidden böyle bir ilişki içinde sıkışmak istemiyorum.''
''Sıkışmak?!'' Ona öfkeyle bağırmak, haykırmak istiyordum. ''İkinizi ileride nasıl görmezden gelebilirim? Ben gerçekten seninle olmak istiyorum, seni seviyorum ama sıkışmış hissediyorum.''
Ben; Hayal kırıklığına uğramış, şaşkın, kızgın, umutsuz, boğulmuş. Şu anda hissettiğim duygular listeleri dolduracak kadar çok!
''Ben, Louis...artık eskisi kadar sevmiyorum. Denedim, yemin ederim denedim ama tutmadı. Burada değildin ve ben-ben Eric...birbirimize aşık olduk''
Eric. Kız arkadaşımı çalan adamın adını da öğrenmiş oldum. Adını söylerken bile dilimde acı bir tat hissediyorum.
''Gidin, ve Eric ile mutlu olun.''
''Lütfen Louis. Gerçekten biz arkadaş kalabiliriz. Yaşadığımız onca şey böylece bitemez'' Elimi kaptı ve yalvarmaya başladı ama elimi hızlı bir şekilde çektim
''Biz, zaman zaman Starbucks'a gidebiliriz. turunuz hakkında konuşuruz, ikimiz birbirimize herşeyimizi anlatırız. İkimiz de iyi oluruz.''
''Arkadaşlar?'' Tekrardan gülmeye başladım. ''Tabii Eleanor! Güle güle''
Cevabını beklemeden oradan ayrıldım. Yumruklarımı sıkmayı ve tüm kavga dürtülerini bir kenara bıraktım. Eleanor sadece benden ayrıldı. O başka birisini daha iyi buldu. Birkaç basit kelimeyle kalbimi kırdı.
Ben artık aynı şekilde sevmiyorum. Şimdi Eric'i seviyor.
Tüm kadınlar aynıdır. Ben bile nedenini bilmiyorum. Onlar sizin için mücadale edecekler ki, onların seni sevdiğine inanabilesin, ama daha iyi erkekler karşılarına çıkınca en kısa sürede sizi bırakacaklardır.
Ama bu sorun değil. Benim bir kıza ihtiyacım yok, benim aşka ihtiyacım yok. Onsuz daha iyiyim. İş arkadaşlarım; Onlara gerçekten ihtiyacım var.
Eleanor canın cehenneme, tüm kadınlar size lanet olsun. Size herhangi bir ihtiyacım yok
Arkadaşlar öncelikle hikaye çeviridir. Hikayeyi BelWatson yazmıştır. Ayrıca bu benim ilk çevirim olduğu için amatörüm. Yanlışlarım olursa beni bağışlayın :/. Sizleri seviyorum <3 Şimdilik sınır +50 okuma +2 oy +7 yorum bu kadarını hakeden bir hikaye bence :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitter & Sassy (Çeviri)
FanfictionTüm kadınlar aynıdır.. Ben bile nedenini bilmiyorum. Onlar sizin için mücadele edecekler ki, onların seni sevdiğine inanabilesin, ama daha iyi erkekler karşılarına çıkınca en kısa sürede sizi bırakacaklardır. Ama bu sorun değil. Benim bir kıza ihtiy...