Niall yere o bardağı attığımı gördüğünde ''Lanet olsun Louis'' diye bağırdı. Kahve ayaklarımın altında yayılmaya devam ederken ona baktım ve umrumda değilmiş gibi omuz silktim.
''Ne?'' kollarımı göğsümde birleştirdim ve meydan okurcasına ona baktım. Alex'de onun yanındaydı ve yeşil gözlerini üzerimde hissediyordum. Önceden çok iyi anlaşıyorduk, her zaman eğlenceliydi, ahmakça şakalar yapardı bizde kahkahalara boğulurduk. Her zaman bana havuç pişirirdi, ama havuçlardan nefret ettiğimi öğrendiğinde bana küçük çikolatalı kekler yapmaya başladı.
Ama Alex. Her ne kadar elbiselerden nefret edip, erkeksi olsada o bir kız. Eleanor -zehirli hain- gibi bir kız ve ben artık ona güvenmiyorum. Ya o Niall için aynı şeyi yaparsa? Kızlar böyle ; onlara hiçbirşey yeterli olamaz. Onlara kocaman bir ay verirsin ama onlar yıldız isterler, ve ben onlara ne kadar olursa olsun bir yıldız veremem. Yapamam. Ben her zaman elimden gelenin yeterli olduğunu düşündüm, ama değil. Benden daha iyi birisi her zaman var.
Uzak bakıyordum. Alex'in bakışları için havamda değilim, Niall başıma bir şaplak attığında kendime geldim. Lanet Leprechaun o güzel ve sevimli görünüyor, ama güçlü.
Tehdit edercesine bağırdım ''Paul burayı görürse bize nasıl bağıracağından haberiniz varmı?''
''Bu benim hatam değil'' Niall bir at gibi homurdandı. Alex ise Niall'ın bu sözüne kıkırdadı. Birbirlerine bakıp gülümsediler ve Niall birazcık yumuşadı. Onların bu halini görünce kusmak istiyorum. Niall biraz olsun toparlandı ve bana döndü.
''Bu pisliği temizlemen lazım''
Bu süreçte burnumu çektim. Ama sanki ona dişlerimi gösteriyormuş gibi hissettim, bir kurt gibi. Belki de artık yalnız bir kurt'a dönüşüyorumdur. Evet bu artık benim sloganım!
''Harry, şunu temizlermisin?'' diye bağırıyorum ve benim kıvırcık saçlı arkadaşım yüzünde garip bir ifadeyle bana bakıyor. ''Niall haklı, bu senin hatan'' odayı terk etmek üzere geri adım attım. Bu odada herkes bana aynı ifadeyle bakmak zorundamı?
''Ama....'' süper Harry şimdi de protesto'ya mı başladın, üzgünüm hiç çekemem. Daha sözünü bitirmeden yanından geçtim
''Arkadaşın getirdi. Senin hatan.'' Diye tekrarladım ve sonunda odadan çıktım. Alex Kay'ı bir saniye de olsa unutturdu, ama yine düşüncelerimin içine girdi.
Gerçekten ondan nefret ediyorum. Her zaman beni buluyor ve beni rahatsız etmeyi başarıyor. Ama ben onun yanında olmak istemiyorum. Beni kendine aşık edicekmiş, kıçıma aşık olsun o! Anlaşılan hayatımın geri kalanında havuç yemek zorundayım.
Bu paragrafta ona ne söylemek istersiniz? NEDEN BEN? Neden, oh...Liam! O da yalnız! Hadi ama dünyada binlerce erkek var, neden bana bulaşıyor? Bunu hak etmek için ona ne yaptım? Sadece sessizce ve barış içinde yaşamak istiyorum.
Zehirli hain'den nefret ediyorum ama Kay'den daha fazla nefret ediyorum . Onu görmek çok can sıkıcı bu yüzden onu görmek istemiyorum, anlamıyor çünkü aptal, can sıkıcı. Bekle bunu zaten söyledim. Önemli değil. Onun anlaması için iki kere söylemem lazım. O çok özel kızlardan neden diğerleri gibi değil?
Can sıkıcı kelimesinin eş anlamlısını merak ediyorsanız bana bakın!
Stüdyo koridorlarında yürürken cebimden telefonumu çıkardım. Biran önce tur başlasın istiyorum. Kay henüz burada değil ama kesin gelir. İnşallah geldiğinde bizim provamız başlar da onu görmek zorunda kalmam.
Oh, hayat şimdi çok güzel görünüyor.
Bütün yaz boyunca onu görmek zorunda değilim! Yüzümdeki gülümseme tüm yüzüme yayılmaya başlıyor. Kay'siz 3 ay. Bundan daha güzel ne olabilir? Mila ve Hannah da burada kalacakları için onları görmek zorunda da değilim. Alex ses sistemi ekibinin bir parçası olarak bizimle gelmek zorunda, ama buna katlanabilirim. Etrafımda sadece erkeklerin olması mümkün değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitter & Sassy (Çeviri)
FanficTüm kadınlar aynıdır.. Ben bile nedenini bilmiyorum. Onlar sizin için mücadele edecekler ki, onların seni sevdiğine inanabilesin, ama daha iyi erkekler karşılarına çıkınca en kısa sürede sizi bırakacaklardır. Ama bu sorun değil. Benim bir kıza ihtiy...