Bölüm 7 - Sevgililer ve Gözyaşları

99 7 1
                                    

Sonraki hedef: Cardiff. Biz her zaman Cardiff'de iyi vakit geçiririz, insanlar burada gerçekten iyiler bu yüzden konserimiz unutulmaz olacak. Ancak, herhangi bir şey için herhangi bir ruh hali içinde değilim. Sadece kötü bir rüya gördüm -kabus dersek daha doğru olur- ama o rüya eskisinden daha fazla hırçın olmamı sağlamadı. Evet, daha en kötüsünü görmediniz.

 Rüyamı, veya kabusumu, her ne haltsa onu anlatıyorum. Güzel ve rahat bir yerdeydim, sonra kapı açıldı ve içeriye biri girdi. Kafamı kaldırıp baktığımda Eleanor'u ve yanında el ele tutuştuğu uzun boylu bir adam görünce çenem neredeyse yere değecekti. Uzun boylu adamın geniş omuzları, doğal bir karmaşa içinde koyu düz saçları, keskin özellikleri ve koyu giysileri vardı ve Eleanor ona parlakça gülümsüyordu.

''Hey, Lou. Bu Eric. Benim yeni erkek arkadaşım.'' Eleanor rüyamda bunu dedi ve benim çenem yerin altına girecek kadar açıldı. ''Şey...ben sadece unuttuğum birkaç şey için gelmiştim. Sakıncası yoktur umarım.''

Gerçek miydi? Biri bana şaka desin! 

''Aklım almıyor! Uzun zaman önce tüm eşyalarını alman gerekiyordu'' rüyamda ona bağırıyordum. Tekrar ona bağırmak için bir adım atmıştım ki Eleanor beni eliyle reddetti. 

''Oh, lütfen. Yine bir drama kraliçesi olma. Sadece eşyalarımı alıp gideceğim ve birdaha beni görmeyeceksin. Açıkçası bende seni görmeye pek meraklı değilim.'' 

Ben artık onu bir bit kadar bile sevmiyorum ama rüyamda söyledikleri, bana gerekenden fazla zarar verdi. Sanki kalbimi delip geçen bir hançermiş gibi. 

''Onu hiç mutlu etmedin.'' dedi Eric. Onun benden uzun boylu olmasından nefret ediyorum! 

''Kimse senden kendi görüşünü sunmanı istemedi.'' onu zorla iterek bağırdım. Ama Eric çabucak toparlandı ve

''Şimdi seni neden terk ettiğini söyliyim. Sen. Bir kız gibisin'' sesinde çok fazla kibir vardı.

''Öyle söyleme!'' başka bir kadınsı ses odamda belirdi ve sürpriz. Kay orada.

Ne, neler oluyor?

''Eleanor onun değerini bilememiş olabilir, ama ben biliyorum.'' dedi ve yanıma geldi. Onun bedeni benim bedenimin yanındayken ben yine hiçbirşey yapmadım! Kolunu belime sardı parmak uçlarında yükseldi ve dudaklarımı öptü. Ve ben yine hiçbirşey yapmadım!

''Ben senin köpeğin değilim! Burada ne arıyorsun?'' Diye bağırdım ve o kıkırdadı. Tam cevap vermek üzereyken Eleanor atıldı ve ''İkiniz birlikte sevimli gözüküyorsunuz :)''

''Biz sevimli gözükmüyoruz! Biz diye birşey de yok zaten!'' dedim. Kay ve onunla birlikte Eleanor sadece bana gülmekle yetindiler. ''Durun diyorum!'' ''Gülmeyin!'' diye bağırıyordum ama onlar durmayıp daha çok gülüyorlardı. 

Korkunç bir kabustan uyandım. Bu rüyanın ne anlama geldiğini bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Eric'in böyle görünüp görünmediğini bilmek istemiyorum. Bildiğim tek şey böyle birşeyi gerçek hayatta yaşamak istemiyeceğim. Ben Eleanor'u Eric ile mutlu görmek istemiyorum, Kay'ın beni öpmesini veya bana yaklaşmasını istemiyorum. Sadece yalnız kalmak istiyorum. 

Ranzamda uzanıyordum. Bayanlarda otobüsün koltuğunda FIFA oynuyorlardı. Onlara katılıp maç oynayacak bir ruh hali içerisinde bile değilim. Liam ya Twitter'dadır veya You Tube'da bilmiyorum. Belki de kendisi hakkında yazılan Fan Fic.'lerden okuyordur. Harry I Phone'un üzerinde işaret parmağını uçuruyor ve kayıtsız, saçma sapan şeyler yapıyordu. Hannah manifature söylüyor. Zayn ve Niall da oyun oynuyorlar. Alex etraflarda değil ve bunun için rahatım. Şimdi o ve diğer mürettebatı farklı bir otobüsteler. Kay, Peter, Lou, Lux'da oradalar. 

Bitter & Sassy (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin