23.bölüm

813 56 2
                                    

Yaşadığım şehir her ne kadar sakin ve güzel olsada buraya ait hissetmiyordum kendimi. Bu zamana kadar kendimi bir tek yere ait hissettim .
Günler ne çabuk geçiyor demek isterdim ama gecmiyor du. Kendimi ise vermesem delire bilirdim. Tek yaptigim evi restore etmek ti . Hava kararana kadar çalışıyor sonrasında üzerimi değişip akşam yemeğini yedikten sonra nehir boyu yürüyordum . Hem yürüyor hem kendimi dinliyordum. Bir süredir tek başına yürüdüğüm bu yolda neden se tek başına değilmiş hissi uyandırıyordu bende . Etrafa bakıyordum ne takip eden var nede bana bakan . Yanlızlık paranoyaklık yaptı diye düşünmeye başladım

Yine paranoyakligima sığındığım bir gün ayaklarım beni nehrin diğer ucunda bir banka götürdü bir erkek oturuyordu . Yüzü görünmüyor du ama orta yaslarda sakallı gözlüklü biriydi, şapkasından dolayı yüzü güç görünmüyor du .
oturmuş öylece nehiri seyrediyor du . Yaklaştıkça içime bir sıcaklık düştü . Gidip yanına oturmak istedim . Turkiyede olsa yapamazdım herhalde aklımdan geçeni hiç düşünmeden düşünmeden yaptım gidip yanına oturdum . Hiç yüzüne bakmadan ingilizce "Merhaba " dedim .Bakmıyordum ama yavaş yavaş bana doğru başını çevirdiğini farkettim sonra hemen yine nehre doğru bakmaya başladı , bu defa ben göz ucuyla ona doğru baktım . sakallarından şapkasından yuzu belli olmuyordu. Merhaba dememe rağmen cevap vermedi kaba adam. Sonra da kalkıp tek kelime etmeden gitti . Galiba akli dengesi yerinde değil diye düşündüm .Ama gizemli bir hali vardı .

Ertesi sabah kahvaltı yapmak için indigim de Ayse teyze şarkı mırıldanıyor. Bir yandan da çayları dolduruyordu. Beni görünce "Günaydın Güneş kızım "dedi
"Günaydın Ayşe sultan "dedim
Okadar güzel kahvaltı hazırlıyor du ki yemeden de o sofrayi seyrederek gönlünü doyurursun.
"İşçiler geldi mi Ayşe sultan"
"Geldiler Gunescim. Çaylarını içtiler ise koyuldular . Bu arada kızım sen dün dışarıdayken biri gelip seni sordu pansiyon mu ne restore edilecek mis telefonunu bıraktı "
"Tamam ararım sonra 2 . işimizde çıktı galiba "dedim gülerek .

Kahvaltımı yapıp ise koyuldum . Teras katinda bir kahve içmek istedim kahvemi alıp şehri seyrettim bir süre o sırada telefonum caldi, arayan Cerendi
"Bebeğim nasılsın?"
"Eh işte canım yanlız biri nasıl olursa öyleyim "
"Neyin var senin birşey mi oldu "
"Sizden uzakta olmak artik zor gelmeye başladı "
"Güneş bir mecburiyetin yok istersen çok gel "
"Gelemem Ceren gelirsem herşey daha kötü olur ve ben artık kaldıramam bu kadarını "
"Zaten sen neden gittin onuda anlamadım ama bir anlatsan içini dönsen bana "
"Anlatacak birşey yok canım Ada ve Alp için gitmeliydim tam o sırada Mete bana is teklif edince biraz uzağa gitmiş oldum "
"Güneş ,Mete Seni Alp e inat olsun diye gönderdi bunu fark edemedim deme bana sakin "
"Bu arada O nasıl?"
"Adayı soruyorsun değil mi canım iyi çok iyi sağlı sihati de iyi kreşe gidiyor "
Aslında Alp i de merak etmistim onu da söylese ne vardı sanki . Amann sormalıyım tabi bir nevi kocam hala benim
"Alp nasıl ?"
"O çok iyi gününü gün ediyor . geçen gün bir kadınla gördüm onu o beni görmedi . Galiba birlikteler "
Nasıl yani Alp Biri ile mi birlikte ? Nasil olur çok şaşırdım biraz da üzüldüm galiba Ama beni ilgilendiren hiç bir şey yoktu ben onun sadece formalite den karısıydım . Tabi ki hayatına devam edecekti geç bile kaldı. benim yüzümden bunca şey yasadi. herşeye ragmen Beni bekleyecek hali yoktu ya
"Güneş orda misin ?"
Ceren in sesi ile kendime geldim .
"Buradayım canım . Şaşırdım biraz da "
"Şaşırma canım adam senin için o kadar uğraştı sen ne yaptın mesafeli davrandın şimdi bakar kalırsın arkasın dan ben o kadar dedim sana "
"Ceren sus lütfen bu öyle birşey değil ?"
"Nasıl birşey Güneş onun kadar seni kollayan düşünen birisini bulabilir misin "
"Onun yanında huzurluydum evet hemde hiç olmadigim kadar"
"Eeee daha ne "
"Neyse ya boşver böyle olması gerekiyor mus belkide "
"Hee canım hee büyü biraz kendini kapama bir olmazı sevdin diye başkasına kapama kendini o cocukluktu hataydı geldi geçti. Kötü şeyler yaşadın ama sende insansın bir sans ver artik kendine karşındaki ne "
"Belki bana gitme deseydi , Beni arayıp bulsaydı ... Ne diyorum ben ya "
"Güneş sen de ona güzel bakiyordun canım farkında değildiniz ama öyleydiniz formalite dediginiz evlilik size iyi gelmisti sadece sen çabuk pes edip gittin "
"Ceren ben mi suçluyum şimdi hadi beni geçtim onun içinde en ufak bir şey olsa benim gitmeme izin verirmiydi. Hadi verdi diyelim bu kadar kısa sürede başka biri ile olur muydu ?"
"Belki olmamıştır . Belki sana kızgındır "
"Olan oldu artik en kısa zamanda bosanmamiz lazım Mete ile konuşup bu işi de kapatmamız lazım "
"Aferin canım heyt o benim kocam çekilin demek varken pes et cekil kenara sen akıllanmazsın kızım ama gelip bir temiz yolacağım seni "dedi kıkırdayarak
Ikimizde kahkaha ile gülerken gözüm evin önünden geçen birine takıldı . Dün geceki bankta yan yana oturduğum adam di . Karanlıkta o kadar dikkat etmemistim ama üstü perişan bir haldeydi evsiz di galiba öyle evin karşısında dolanıyordu .
"Ceren ise dönmem lazım canım Meteye soyle bana bir avukat bulsun "
"Ben karışmam "
"Ceren ölümü ye şöyle "
"Deme şunu ya igggg "
"Sende yap o zaman hadi öptüm çok "
"Bende canım "
Aşağıya koşar adım indim yardım etmek istedim adama . Tam kapıyı açmıştım ki burun buruna geldik adamla .Gözleri birden tanıdık geldi ama hemen başını öne eğdi .
"Af edersiniz" dedim
"Yine ses yok "
"Korkma benden konuş benimle "dedim . Yine ses yok
"Aç misin gel bir şeyler ye "
Başını iki yana salladı .
Ayşe teyze gelip
"Aaaa bu da kim ?"
"Ayşe teyze yiyecek birşey hazırlasan da yese "
"Olur güzel kızım .
"Hadi sende gel içeriye de otur evladim" dedi
Utangaç bir şekilde içeriye girdi . onlar mutfağa doğru giderken ben arkaların dan bakıyordum . Kimsesiz olmak nasıl birşey bende iyi bilirim .
O an telefonum çaldı
"Efendim abisi "dedim
"Ne yapıyormuş bizim Kiz bakayım "
"İs güç işte başka ne yapabilirim ki attınız beni buraya hiç gelmiyorsunuz da "
"En kısa zamanda gelecegim kız valla "
"Tabi tabi "
"Gelince görürsün burada bir kaç isim var halledip gelecegim bakalım evimi hayal ettiğim gibi yapmışmış in "
"Gelde gör "
"Cadı avukat istediğini söyledi hayırdır?"
"Boşanma davası için ?"
"Ne boşanması kız ?"
"Mete Alp de kendi hayatına bakmalı . Kağıt üzerinde de olsa bu formalite ortadan kalksın istedim ."
"Durduk yere nerden çıktı şimdi bu ?"
"Bak Mete Alp başka biri ile birlikte olabilir evlenmek isteye bilir ben arada olmak istemiyorum "dediğim anda bir öksürük sesi geldi . Arkama baktigim anda o adam arkamda duruyordu. Ürperdim bu adamda beni korkutan bir şeyler vardı.
"Güneş aloo "
"Buradayım Mete sen avukatı ayarla lütfen bir an önce boşanalım . Şeyy sen Alp le konuşur musun ?"
"Güneş bence yapma "
"Yok kararımı verdim ben boşanmalıyız bu oyun çok uzadı hayatına devam etsin o da "
"Söz vermiyorum ama bakacağım Güneş "
"Bakma Mete yap lütfen "
"Hadi abisi görüşürüz "
"Görüşürüz abisi "
Arkami tekrar döndüğümde kimse yoktu ama yemek masasında bir Kağıt vardı . "Herşey için teşekkür ederim hanımefendi . Kalbinizde gözleriniz kadar güzelmiş . Ben konuşamıyorum ama duyuyorum . "yazıyordu hemde Türkçe yazıyordu . Ah kafam tabi ya dün gece ingilizce konuştum . kapıda Türkçe ingilizce bilmiyor demekki adam Türk muş diye düşünür ken yazının devamı şöyleydi
"Dün gece bulutların arasından doğan bir Ay Isigiydiniz sanki ."
Allahim beni bulmuş olamaz değil mi yoksa bir tesadüf mu bu ?Bana Cinar derdi bunu

AY IŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin