Felaket

Yapay

Bir hafta aradan sonra yine bir cuma günü açmıştım gözlerimi. Kağanla sevgili oluşumuzun da ilk haftası olmuştu. Okulda durumlar aynıydı hiçbir olay geçmemişti. Farklı olan şeyler ise Kağanın elimi tutarak okula girmesi,kızların şaşkın bakışlarının yanında deryanın kin dolu bakışları vardı. Bunları kenara bırakıcak olursak yani güzel şeylere geleceksek tek kelime Kağan. Onun bana olan bakışları,dokunuşları çok farklıydı. O başkaydı o ne yapsa bana iyi geliyordu. Aşk dedikleri bu muydu. Ama anneannem  bir lafı vardır :"aşk iki kavuşamayan insanın arsında geçer ya tek taraflı yada çift taraflıdır. Sevgi ise iki kişinin birleşmesiyle olur. " nede doğru demiş anneannem. Geçen sene oda beni terk etti. Sevdiklerim yanımda neden bu kadar kısa kalıyorlar hala anlamış değilim. Kaderim de var ayrılık acı felaket ben ne yapsam değişmeyecek. Zaten en büyük korkumda bu Kağan ya oda beni terk ederse.ne yaparım o zaman. Ama hala benimle değil mi? Birazda iyi tarafından bakalım. 

Üstümü giyinip kahvaltı yapmıştım bile. Ardından kağanın araba korna sesi geldi ve dışarı çıktım. İlk beni yanağımdan öpen kağan hemen lafa koyuldu.
-prenses bugün biraz solgun sanki?
-yo yok bir şeyim sadece içimde bir his var seni kaybedecekmişim gibi bir his.
-prenses dün belli ki dün uyuyamamış.
-gtimiceksin yani dimi
-nereye gidicem karsağ burdayım işte. Uzatıyorsun bence.
Sesimi çıkarmadan arabaya bindim. Kağan benim di ve bunu hiç bir şey değiştiremezdi.

Okula geldiğimizde herkesin gözü yine bizdeydi. Tören olduğu için herkes sıraya geçmiş hıcaları bekliyordu. Bir anda deryanın cırtlak sesi bütün okulu doldurdu. Kağan yanıma geldi ve okuldan çıkmamız gerektiğini söyledi. Bir şey saklıyormuş gibi bir havası vardı. Deryanın sesi daha iyi gelmeye başladığında kağanın elini ittim daha dikkatli dinlemeye başladım.
    
       Evet arkadaşlar kapanmamış bir mevzu vardı bu gün onu kapatmak için konuşucağım. Evet karsağ beni dikkatli dinle çünkü bu duyduklarını ve yediğin kazığı hayatın boyunca unutmayacaksın.
İsmimi duyunca dahada dikkat ediyordum. Kağan beni çekiştirsede gitmemiştim. Kafamdan aşağı broşürler dökülürken biri ayağıma geldi. Elime alıp baktım. Bu ogün evime gelen fotoğrafın aynısıydı. Kağanla ben vardım. İlk kağana daha sonra broşürlerin geldiği yere baktım. Derya camdan pis pis sırıtırken ne yaptığını hala anlamış değildim. Derya konuşmaya devam etti.

        Hala anlamadın dimi PRENSES cidden baya safsın. Kağanın anlatmasını beklerdim ama dayanamadım ne yapıyım intikam tatlı bir beladır. Neyse uzun lafın kısasına gelelim. Sen beni bu okula kağanın fahişesi olarak tanıttın ama senin benden bir garkın kalmadı kağan senle benden intikam almak için çıkıyor. Bence çok kaptırma kendini bu yalan aşka.

Duyduklarım karşısında bütün okulla beraber aa lamıştık. Yalandı kesin ilk kağana baktım. Hayır dedim kısık çıkan sesimle. Yapamazdı bunu bana yapmamıştı dimi. Kürseye çıktım. Ağazım çıkana kadar bağardım.
-yalan söylüyorsun pislik. Ne o çok mu koydu sevgili olmamız.
Yalancı bir tavırla çıkardım ağzımdan bu kelimeleri.
Derya bana karşılık verircesine bir ses kaydından bahsetti. Dinlememiz için biraz sesiz olmamızı söylerken başlatmış tı bile ses kaydını.

         "Merak etme o yeni kızdan alıcam intikamını. Ama kağan kız çok dişli görmüyor musun daha ilk günden bana neler yaptı. İnsan bir utanır ama değil mi. Bana boş konuşma derya ben yaparım dersem yaparım. Sen plana sadık kal. Planı bilmeden zor olucak. Tamam anlatıyorum tekrar etmem. Bak şimdi ben bu kızı etkileyeceğim ve ilk çıkma teklifi ediceğim. Öyle böyle derken yatak kolay iş. Anladın mı ? Ayy mükemmel görücek o yelloz. Tamam bırak beni artık. "

Ve bu kadar inanmayan bir yelloz sesimi mi vardı duyamıyorum hala sesini.

Tüm okul bana bakarken tek bir göz damlam yanağıma serpildi. Erkekler gülerken kızlar halime az da olsa acımıştılar. Kağana baktım yoktu eski yerinde. Utancımdan ölücekken sevda geldi ve kolumdan tutup beni içeriye götürdü. Ayakları hissetmiyordum. Sevda ise bir şeyler mırıldanıyordu. Bir anda yere yığıldım. Ben nasıl böylesi kolay bir oyuna düşmüştüm. Karşımda serseri prens bir kağan yanında gerçek zengin bir prenses vardı. Ben nereye düşmüştüm böyle. Kafam daha olayları kaldıramadığımdan gözlerime yüklendi. Karadı onlarda dünyaya.