O incecik ve bembeyaz kollarının üzerine soğuk değdikçe diken diken oluyordu gözükmeyecek kadar küçük tüyleri. Bunun acımasızlığını her bir hücresinde kalbinin hızlanmasıyla hissediyordu Galip. Ada vapuru hızlanmaya başlamıştı. Bekledikleri üç koca düdük sesi de daha duyulmamıştı halbuki. Bunun anlamı ''tornistan gidiyorum'' demekti. Gülizar üşüdükçe Galip sanki ellerine emrediyor gibiydi, elleri sıcacıktı çünkü Gülizar'ın elleri üşüyordu. Galip'in omzu da tam Gülizar'ın dediği gibi ''Huzur''u yaşatmak için elinden geleni yapıyordu. Mutluluktan mıdır bilinmez bir sevimli kedi gibi yerini bulup uykuya dalmıştı Gülizar...
(Uyandırmak biraz zor oldu....)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
PoetryGALİP İLE GÜLİZAR Küçük bir çoçuk vardır ve ona herkes sorar ya "Beni ne kadar seviyorsun" ve O da o masum yüreğiyle en güzel gülümsemesini gösterip tatlılık tabiri yetmeyecek bir manzaraya bürünürken ellerini o küçücük bedeninde arkaya...